Türbanlı kadınların içkili yerlere gitmesi caiz mi?

Haberin Devamı

Perşembe günü iki ünlü isimin ağzından Nişantaşı’nda lokantalara giden türbanlı kadınlara başı açık bazı kadınların tepki gösterdiğini yazmıştım. Yazının yayınlanmasından sonra aklıma geldi. Nişantaşı’nda yemek yenilen yerlerin neredeyse tamamı aynı zamanda içki servisi de yapıyor.

Peki bu durumda “İslami inançlara sonuna kadar bağlı” bir kadının bilerek, isteyerek ve hiçbir zorunluluğu olmadığı halde içkili yere gitmesi caiz midir? Bu soru kafama takıldı.

Israrla türban takanlar, Başbakan’ın “velevki simge” sözüne hiç aldırmıyor bile. Onlar konuyu “dini inanç” ve “özgürlük” açısından değerlendiriyor. O halde dini inancı çok kuvvetli olan birinin içkili yere gitmesi herhalde doğru değildir.

Ama bakıyorsunuz gerçek hayatta bu böyle değil. Yan masada içki içilen otel restoranında iftar da yapıyorlar, Bodrum’un neredeyse caddelerinden içki akan Türkbükü sahillerine de gidiyorlar, Reina’nın alkollü atmosferine girmekten de çekinmiyorlar, Nişantaşı’nda içkili lokantalara da takılıyorlar.

Bunun ne anlamı olabilir. Takıyye deseniz değil. Çünkü takıyye, Müslüman olduğunuzu göstermenizin can güvenliğinizi tehlikeye attığı durumlarda kullanılır. Yani diyelim ki tamamen Hıristiyanların olduğu bir yerdesiniz, biliyorsunuz ki Müslüman olduğunuz öğrenilirse sizi öldürebilirler. Bu durumda asıl kimliğinizi gizleyerek, gerektiğinde İslama göre haram olan şeyleri bile yapabilirsiniz.

Tabii bu günümüz için geçerli değil, yüzlerce yıl öncesinin koşulları.

Türbanlı kadınların Nişantaşı’nda ya da bir başka yerde, bilerek ve isteyerek içkili yerlere girmelerinin tek anlamı vardır: Bayrak göstermek. Yani “Bakın biz her yerdeyiz, siz nasıl yaşıyorsanız biz de öyle olmak istiyoruz” demek.

Oysa bu tür sahtekârlıkları bir kenara bıraksak belki toplumsal uyumu sağlamak daha kolay olacak.

*****

Gül’ün içerlemesine gerek yok

Başkomutan Abdullah Gül kendisine verilen hediyelerin sorulmasından rahatsızlık duyuyormuş. Bu tür yayın ve sorulara da içerliyormuş. Çünkü Çankaya Köşkü’ne gelen her hediye envantere kaydediliyormuş. Bunun sorulması ayıpmış.

Gül olayı böyle duygusal boyuta taşıdıktan sonra, sorulan sorulara cevap vermekten de kurtuluyor. İyi taktik yani.

Ancak, Gül’ün içerlemesine hiç gerek yok. Nedeni basit; kimse kendisine gelen tüm hediyeleri sormuyor. Sorulan sadece Suudi Kralı’ndan bir hediye gelip gelmediği. Elbette her gelen yabancı devlet büyüğü eli boş gelmiyordur. Bunları da çok merak etmiyoruz.

Kral’ın hediyesi neden önem kazandı? Basit: Ekvator Devlet Başkanı Suudi Kralı’nın karısına hediye ettiği mücevherlerin değerinin yüz binlerce dolar olduğunu ve bunları satarak sosyal fona aktarmak istediğini açıkladı.

Merak buradan kaynaklanıyor. Almanya’da trafik polislerine bile zarf içinde para dağıtan Suudi Kralı Türkiye’de ne çap ve ebatta hediye verdi. Çankaya’ya düşen pay nedir? Bu kadar basit. Alınganlığa ve üzülmeye hiç gerek yok.

*****

KAMYON YAZILARI

Kısa farlarla yola devam, uzunlarda ÖTV var

*****

Meğer darbe olacakmış

Ergenekon operasyonu yapıldı ya, AKP yandaşları durumdan pek memnun. İşi gücü bıraktılar “Cinayetler işleyeceklerdi, darbe hazırlığındaydılar, işin sonuna kadar gidin” diye yazıp duruyorlar.

Burada ilginç olan şu: “Darbe hazırlığı yapılıyordu.” Kaos çıkarmayı anlarım da darbe başka. Çünkü darbeyi kim yapacaksa onunla işbirliği içinde olmanız da gerek.

Şu anda kim darbe yapabilir? Ordu. Demek ki Ergenekon çetesi orduyla işbirliği halinde. Başka izahı yok. Ama ne tuhaftır ki herkesin açık açık bağırdığı “Darbe yapılacaktı” ithamına Genelkurmay’dan tek cevap bile yok. Hiçbir şey söylememek kabullenmek anlamına mı geliyor?

*****

İşte böyle bir milletiz

Güneydoğu’da terör fırtınası esiyor. Her Türk’ün kanı kabarıyor. Askerlik şubelerinin önü “gönüllü” olmak isteyenlerle dolup taşıyor. Sokaklarda, kahvelerde, evlerde “kahramanlık” nutukları atılıyor. Askere övgüler düzülüyor.

Sonra aynı insanlar “askerliğin kısalması” için adeta yalvar yakar oluyorlar.

Bakın MHP, Meslek Yüksek Okulları mezunlarının da kısa dönem askerlik yapabilmeleri için harekete geçti. MHP niye böyle bir şey yapıyor? Çünkü bunun prim yapacağını ve partisine oy kazandıracağını düşünüyor.

Yani kahraman Türk milleti, askerliğini kısa yapabilmek için kendisine yol açacak siyasi partiye destek verecek.

Sizce bu işte bir tuhaflık yok mu?

*****

Yunanistan reklamları

Karamanlis’in Türkiye ziyareti nedeniyle olsa gerek İstanbul’un pek çok billboard’unda Yunanistan reklamları var. Birkaç değişik reklam panosunda Türkler Yunanistan’ın “eşsiz” güzelliklerini yaşamaya çağrılıyor. Merakım şu: Bu reklamlar paralı mı yoksa jest olarak mı yayınlanıyor? Ya da Yunanistan Karamanlis’in gezisini bahane ederek böyle bir kampanya mı başlattı? Aynı şekilde şu anda Atina sokaklarını da Türkiye reklamları kaplıyor mu?

Kötü niyetle sormuyorum. Pek çok kişinin merakı bu yönde de.

*****

Bu da bir şey mi?

Dün karneler dağıtıldı. Gazeteye gelirken ellerinde karne ile eve koşan pek çok öğrenciye rastladım. İşte, çocuk karnesini almış. Ama öğremeni karneyle birlikte bir not yollamış çocuğun babasına. “Oğlunuz çok konuşuyor.”

Notu okuyan baba okullar açılınca öğretmenine vermesi için notun altına cevap yazmış: “Bu da birşey mi siz bir de annesini görün”

*****

Evlendikten sonra erkek ve kadın, yazı tura gibidir; asla yüz yüze gelmezler, ancak hep beraberdirler. Hemant Joshi

DİĞER YENİ YAZILAR