Müşteri daima haklıdır da...

Haberin Devamı

Müşterilerin kullandıkları eşyalardan memnun kalmamaları üzerine firmalara yaptıkları şikayetlerden bazıları çok güldürüyor. ‘Haklı tüketici’ hatlarının aboneleri haline gelen bazı vatandaşlar üründen çok sanki insanı tüketme amacındalar. İşte insanı güldüren şikayetler:

*Erzincan’da aşırı sıcaklardan bunalan bir ev hanımı raflarını çıkardığı buzdolabının içine minder koyarak oturmuş. Kapısı açık kalan buzdolabının kompresörü bozulunca “İyi soğutmuyor” diyerek üründen şikayetçi olmuş.

*Diyarbakır’da fritöz alan bir müşteri, ürünün ilk kullanımda eridiğini görünce firmanın yolunu tutmuş. Büyük bir hırsla içeri giren müşteri, elindeki erimiş fritözü göstererek kendisine arızalı mal satıldığını söylemiş. Fritözü gören satış görevlisi nasıl kullandığını sorunca adam anlatmış; “Ocağı yaktım, fritözü üzerine koydum. İçine yağ koydum. Ama yanmaya, erimeye başladı.”

*Bulaşık makinesi her işe yarar. Servis elemanları Türkiye’nin dört bir yanından gelen “Bulaşık makinem tabakları, bardakları çiziyor ya da şu boşaltmıyor” şikayetlerini incelemek için gittikleri evlerde müşterilerin ıspanak, lahana gibi yıkanması zor sebzeleri bulaşık makinesinde yıkadıklarını, hatta salça yapmak için domatesleri bulaşık makinesinde yumuşatanlar olduğunu görünce şoke olmuşlar.

*Mersin’de son model bir ütü alan tüketici, elektrikler kesilip işi yarım kalınca elektriksiz ütü yapmanın yöntemini keşfetmiş! Ütüyü ocakta ısıtarak işine devam etmek isteyen ev hanımı, ütünün gövdesinin yanması üzerine bayisine başvurarak, ütünün değiştirilmesini istemiş.

* İstanbul’daki bir müşteri de su kaynatıcısının eridiği şikayetiyle servise başvurmuş. Cihazın elektrik ile çalıştığını bilmeyen müşterinin ocağın üzerine su ısıtıcısını koyarak suyu ısıtmaya çalıştığı anlaşılmış. İstanbul’daki başka bir müşteri de elektrikli karıştırıcıyı tencerenin içinden çıkarmadan yemek pişirmiş. Alet eriyince de şikayetçi olmuş.

* Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki tüketici toplantısında bir kişi, buzdolaplarının sebzeliklerinin daha büyük olması gerektiğini söylemiş. Bu talebinin nedeni sorulduğunda, “Yaz ayları çok sıcak geçiyor. Ayakkabılarımızı içine koyup soğutuyoruz. Sebzelikler büyük olursa daha çok ayakkabı soğutabiliriz” cevabını vermiş.

* Bir bilgisayar firmasına müşteriden gelen şikayet: ‘İlk disketi sürdüm, ikincisini sürerken çok zorlandım üçüncüsü asla içeri girmiyor.’

* Bir bilgisayar firmasının müşterisi dokümanı yazıcıya aktaramadığından şikayet etmiş. ‘Bilgisayar yazıcıyı görüyor mu’ sorusuna karşılık “Ekranı yazıcıya doğru çevirdim ama hâlâ yazdırmıyor” cevabını vermiş.

* Firmayı arayan bir müşteri, bilgisayarının faks çekememesinden şikayet etmiş. 40 dakikalık telefon görüşmesi sonucunda adamın kağıdı monitöre dayayıp ’Gönder’tuşuna bastığı ortaya çıkmış. (Kaynak: turkhukuksitesi.com)

******

Geldin arkama, gördün tamponu, sana diyorum hız yapma, görme tabutu!

*****

Boyun ağrısı ve migrene karşı botox

Geçenlerde doktor Hande-Levent Bozatlı çiftiyle karşılaştım. Bozatlılar cilt bakımı ve estetik üzerine yoğunlaşmış durumdalar. Kalamış Medical’de özellikle “botox” tedavisi ile pek çok kişiye hizmet veriyorlar.

Botox deri altına yapılan iğne. Deri altına etki yaparak cildi gergin ve pürüzsüz tutabiliyor. Bu nedenle özellikle kadınlar (hatta erkekler) yüz kırışıklıkları için çok tercih ediyorlar.

Hande Bozatlı “Ancak botox sadece estetik amaçla kullanılmıyor artık. Örneğin migren ve boyun ağrılarına karşı da birebir” dedi. Meğer sürekli migren ağrısı çeken hastalara botox uygulanmaya başlanmış. Botox sayesinde migren ve boyun ağrısı çeken pek çok kişi bu dertten kurtulmuş.

Çevremde baş ve boyun ağrısı çeken o kadar çok kişi tanıyorum ki, demek ki daha pek çok kişi bunu çekiyor. Ben de haber vereyim istedim.

*****

Azrail tanımamış

Yukarıdaki yazıda biraz estetikten söz edince aklıma bir fıkra geldi. Kadının biri, artık hikaye bu ya, meleklerle konuşmayı başarmış. Demiş ki “Bana ne kadar yaşayacağımı söyleyin.” Melekler de “Madem bizimle konuşmayı başardın, bari sana ayrıcalık yapalım da söyleyelim. Sen 98 yaşına kadar yaşayacaksın ve çok rahat edeceksin” demişler.

Kadın havalara uçmuş tabii. Bakmış önünde 60 yıldan fazla var. Hemen estetikçilere koşmuş. Kendini baştan aşağı yeniletmiş. Yürek yakan bir afet haline gelmiş.

Parası olduğu ve bu güzelliği ile erkeklerin ilgisini çektiği için de tam bir Dolce Vita yaşamaya başlamış. Güzel hayat böyle giderken ve henüz 35 yaşındayken bir trafik kazasında hayatını kaybetmiş. Göğe ulaştığında bir de bakmış ki karşısında konuştuğu melekler. Onları görünce “Hani 98’e kadar yaşayacaktım” demiş ağlamaklı gözlerle.. Melekler üzgün ifadeyle “Yaaa, öyleydi ama Azrail seni tanıyamamış ki.”

İşte böyle. Estetik yaparak güzelleşmek elbette herkesin hakkı. Ama tanınmayacak hale de gelmeyin.

*****

Trafik Vakfı

İstanbul Trafiği için hiçbir katkısı ve çalışması olmayan, ama para toplamak için canı istediği zaman ve sadece canının istediği araçları çeken Trafik Vakfı’nın başkanlığını neden İstanbul Valisi yapıyor. İstanbul Belediye Başkanı ile herbiri birer saygı abidesi olan iş adamları böyle bir vakfın yönetiminde olmaktan neden hiç utanmıyor?

*****

Sınav sorusu

Sınavda şu soru çıktı: Aşağıdaki konuları içeren kısa ve etkili bir yazı yazın.

1. Din

2. Cinsellik

3. Gizem

Cevap:

“Allahım! hamileyim. Acaba kimden?”

*****

Bilginin efendisi olmak için çalışmanın kölesi olmak gerekir.

Honere De Balzac

DİĞER YENİ YAZILAR