Tayyip Bey; yarın damadınız aradığında ne yapacaksınız?

Başbakan Erdoğan’ın kızıyla evlenen Berat Albayrak Çalık Şirketler Grubu’na Genel Müdür olmuş

Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan’ın kızıyla evlenen Berat Albayrak Çalık Şirketler Grubu’na Genel Müdür olmuş. Çok güzel, Allah başarılı kılsın. Belli ki Berat Albayrak henüz 26 yaşında olmasına rağmen bugüne kadar yaptığı başarılı işler sonunda Çalık Grubu’nun dikkatini çekmiş ve O’nu en tepeye oturtmuşlar.

Ancak Çalık Grubu’nun faaliyet gösterdiği işlere bakınca yarın öbürgün Cumhurbaşkanı olursa ya da yine Başbakanlığını sürdürürse, Tayyip Bey’in başını ağrıtacak sıkıntılarla karşılaşacağını söylemek yanlış olmaz.

Çünkü bu Çalık grubu tekstilin dışında Türkiye için çok önemli olan Samsun Ceyhan Boru Hattı’nın yapılmasını da üstlendi. Ayrıca Arnavutluk’ta bir bankası var, uluslararası bir pazarlama şirketine de sahip.

İş alanlarına bakınca, bunların hepsinin aynı zamanda devletle de çok yakın ilişki içinde olmaları gerektiğini görüyoruz. Özellikle boru hattının yapımında devletin özel izinleri ve kol kanat germesi olmazsa, işi bitirmek çok zor.

Bu durumda yarın öbürgün yapılan işte bir sorun çıktığında ya da konuyla ilgili başka rakiplerin de kolları sıvaması halinde eğer damat bey kayınpedenini (hangi makamda olursa olsun) aradığında ne olacaktır?

Damat beyin araması ile bir başka şirketin yetkilinin araması aynı etkiyi mi yaratacaktır?

Şimdi pekçok kişi “Ne yani başbakan damadı diye hiçbir iş yapamayacak mı?” türünden kahvehane sorusu sorabilir.

Evet eğer çağdaş demokratik bir ülkede yaşıyorsanız, oğlunuz, kızınız, damatlarınız, gelinleriniz veya birinci derece akrabalarınız devletle iş yapmayacaktır.

Ne kadar namuslu davranırlarsa davransınlar haklarında hep dedikodu üretilecek, şaibeler yayılacaktır. Bunu görmemek, anlamamak, demokrasiyi, devlet yönetimini, özgür bir ülkede yaşadığınızı bilmemek demektir.

Girmek için çok çabaladığımız Avrupa Birliği üyesi ülkelerde bir başbakanın, bir devlet başkanının ya da iktidar sahibi bir siyasetçinin herhangi bir yakınının devletle çok önemli parasal işler yapan bir şirketin başında olduğunu gördünüz mü?

Göremezsiniz. Görseniz bile zaten onun hesabı soruluyordur artık ve siz bu yüzden öğrenmişsiniz demektir.

Sürekli olarak kendisi gibi düşünmeyenleri demokrasiye inanmayanlar olarak niteleyen Tayyip Bey’in, “damadım ne kadar da başarılı” diye övünmek yerine kulağından çekip “evladım sen benim siyasi geleceğimi mi karartmak istiyorsun, benimle iş yapmak durumunda olan bir şirketin başında ne işin var” demesi gerekir.

Ama gemi alan oğlu için “Ne yani iş mi takip etseydi” savunmasını yapan Tayyip Bey’den bunu istemenin safdillik olduğunu da bilmiyor değilim.

*****

Bu yazıyı Bağkur yetkilileri okumalı
Geniş bir kitleyi yakından ilgilendirmese bile hepimizin vicdanını rahatsız edeceğini sandığım bir olayı size aktarmak istiyorum. Ama burada asıl kulak vermesi gerekenler sanıyorum Bağkur yöneticileri olmalı.

S.Ç 60 yaşını geçmiş ve Bağkur’dan emekli olmuş bir vatandaşımız. İki oğlu var. Biri 30 diğeri de 39 yaşında. Ne yazık ki bu iki genç de şizofreni hastası.

Baba S.Ç iki oğluna da bakabilmek için yıllarca didinmiş, çalışmış, çırpınmış. Ancak bir emekli maaşı ile hem özel bakım hem de ciddi faturalar oluşturan ilaç almaları gereken oğulları ile artık başa çıkması olanaksız.,

Baba S.Ç Bağkur’a başvurarak oğullarının tedavi masralarının kanuni yoldan karşılanmasını talep etmiş. Bağkur yetkilileri baba S.Ç’ye hastaneden heyet raporu getirmesini söylemişler.

S.Ç oğullarını tedavi eden doktorların da yardımıyla İstanbul Numune Hastanesi’ne başvurmuş. Burada toplanan heyet, iki gencin de ağır şizofreni hastası olduğunu saptayarak, hastalığın iyileşme göstermeyecek F-20 cinsinden olduğunu ve iki gencin hiçbir şekilde hayatlarını sürdürebilmek için çalışamayacaklarını rapor halinde yazmışlar.

Ancak Bağkur bu rapora dayanarak iki gencin tedavi yardımı görecek kadar hasta olmadığına karar vermiş.

Baba S.Ç bunun üzerine kararın bir daha gözden geçirilmesi için başvurmuş. Bu kez kendisine “Çapa Tıp Fakültesi’nden rapor getirmesinin daha iyi olacağını” tavsiye etmişler. Bu kez Çapa’ya gidilmiş. Yine heyet ortak bir karar vererek hastalığın çalışmaya asla izin vermeyecek boyutta olduğunu raporla göstermiş.

Ancak Bağkur bu raporu da kabul etmemiş ve tedavi için gerekli yasal izni vermemiş.

Acılı ve sıkıntılı baba şimdi çare arıyor.

Ben gencecik iki insanı tedavi eden ve rapor düzenleyen bazı doktorlarla görüştüm. Bu hastalığın çok ciddi safhada olduğunu ve Bağkur’un neden böyle bir karar verdiğini anlamadıklarını söylüyorlar.

Bağkur bu yazıya kulak verir ve incelemeyi tekrar yaparsa, sanıyorum çok genç yaşta adeta hayattan koparılan iki gence ve çaresiz babalarına melhem olabilirler.

*****

Helâl olsun
Apronda deve kestiği için görevden alınan (!) Uçak Bakım Başkanı Şükrü Can yine THY çatısı altında Londra’da görev yapıyor ve 11 bin lira maaş alıyor. AKP’nin hakkını yememek yazım. Adamlarını çok iyi kolluyorlar. Ama bizim sahte demokratları kandırmak için iyi takıyye yapıyorlar. “Bu adam çağdaş değil” diye görevden alıp daha kazançlı bir işe gizlice gönderiyorlar. Benim merakım Atatürk’e hakaret ettiği için göreden alınan belediye başkanı bakalım yarın hangi ballı kapının arkasından çıkacak? Onu da “çağdaş olmadığı” için görevden almışlardı ya.

*****

Bir kişiye üç partiden teklif olur mu?
Geçenlerde eski siyasetçi bir arkadaşımla konuşuyordum. Tekrar siyasete dönüp dönmemek konusunda ne düşündüğümü sorduğumda çok ilginç bir cevap aldım.

Dedi ki “Aslında dönmeyi düşünüyorum, ama üç partiden birden teklif geldi, ne yapacağımı bilmiyorum.”

Bu nasıl iştir anlamak mümkün değil.

Demek ki partiler artık ilkelerini, programlarını benimseyen değil, kamuoyunda ses getirebilecek isimlere yöneliyorlar. Bu siyasette ortak bir görüşün olmadığının da kanıtıdır.

Sol eğilimli olduğu bilinen bir isim sağ partiden teklif alabiliyor artık. Ya da sağ görüşte olduğunu herkesin bildiği bir isme sol bir parti “bize gel” diyebiliyor.

İlkelerin, programların, idealerin böylesine ayaklar altına alındığı bir dönemde demokrasiden söz etmek insana çok tuhaf geliyor.

DİĞER YENİ YAZILAR