Amerika uyarımıza kulak verdi öyle mi?

AKP yanlısı medya neredeyse sevinç çığlıkları atacak. Birkaç gün önce Irak askerleri Amerikan kuvvetleri gözetiminde Kuzey Irak’taki Mahmur Kampı’na girdi ya hepsi çok sevindi

Haberin Devamı

AKP yanlısı medya neredeyse sevinç çığlıkları atacak. Birkaç gün önce Irak askerleri Amerikan kuvvetleri gözetiminde Kuzey Irak’taki Mahmur Kampı’na girdi ya hepsi çok sevindi. Amerika, Başbakan Erdoğan’ın sert çıkışları karşısında nihayet bir adım atmışmış, bu girişim çok olumlu bulunmuşmuş, devamının da geleceği bekleniyormuş.

Oysa bizim AKP’li medyada baskın olarak nitelenen bu sözde operasyonun sonuç açıklaması nedense kimsenin dikkatini pek çekmemiş. Satır aralarında geçmiş de altı çizilmemiş.

Sözde operasyonu yapan Amerikan kuvvetleri gözetimindeki Irak askerleri anılan kampta silah bulunamadığını, aranan bir suçluya rastlanamadığını açıkladı aslında. Yani “Burasının PKK kampı olduğunu söylediler, bizde gidip baktık ama böyle bir şeye rastlayamadık” diyorlar.

AKP’nin umudu ise bu kampta önümüzdeki günlerde yapılacak nüfus sayımında. Orada bir şey çıkacağını sanıyorlar. Aldanıyorlar tabii.

Perşembe akşamı Kanal D Haberlerde “baskın yapılan!” bu kampın dış görüntüleri yayınlandı.

Kampa kimse sokulmuyor.

Kampın hayli dışında check-point’i andıran bir kontrol noktası var.

Gelen herkes burada durduruluyor.

Resmi niteliği olup olmadığı bilinmeyen kişiler arama yapıyorlar, kimliklere bakıyorlar.

Kendilerinden olmayanları içeri sokmuyorlar.

Uzaktan bile olsa kampın fotoğraflarının ya da filmlerinin çekilmesine izin vermiyorlar.

İçerde yaşayan hiç kimse gazetecilerle konuşturulmuyor.

Girişteki niteliği belirsiz görevliler de hiçbir soruya cevap vermiyor.

Sözde baskından bir gün sonraki görüntüler bile anılan bu kampın öyle masum bir yer olmadığının kanıtı aslında.

Ama Amerika ağzımıza bir parmak bal çalarak zaman kazanmış oldu. Yarın Başbakanımız yine efelendiğinde “Siz söylediniz gittik baktık, ama bir şey bulamadık” diyeceklerdir hiç kuşkunuz olmasın.

Kendi kendimizi kandırmaya devam edelim, eğlenceli oluyor...

***

Mutlaka okunması gereken bir kitap
Cüneyt Koryürek’i kaç yıldır tanıdığımı hatırlamıyorum. Ama sanki meslek hayatım boyunca hep yanımda vardı gibi hissediyorum. Onunla sohbet etmek, fikirlerini dinlemek, ona bir şeyler anlatmak ve dinlendiğimi görmek beni hep mutlu etti.

Cüneyt Koryürek’i kamuoyu genellikle atletizm sporuna verdiği destek ve çabalarla spor sayfalarından hatırlar. Oysa Koryürek için atletizm yüreğini ortaya koyduğu bir hobi. Cüneyt Koryürek uzun yıllardır halkla ilişkiler ve danışmanlık yapıyor. Pek çok siyasetçimiz Koryürek’in tabuları yıkan alışılmadık fikir ve görüşlerinden yararlandı bugüne kadar.

Cüneyt Koryürek 50 yılı aşkın deneyimlerini bir kitapta topladı geçen yılın sonunda. “Çömez” adını taşıyan kitap Doğan Yayınları tarafından basıldı. Bu kitabı basılmadan okuyan nadir kişilerden biriyim.

“Çömez” iki kişi arasındaki konuşmalardan oluşuyor. Yaşadığımız günlerin tüm sorunlarının ustaca işlendiği kitaptaki aşk örgüsü ise değme edebiyatçıları kıskandıracak ölçüde.

Cüneyt Koryürek’e henüz kitabı basılmadan sormuştum “Bu kitapla ne amaçlıyorsunuz?” diye. “Çok basit” demişti ve sürdürmüştü: “Birincisi insanlarla bilgiyi paylaşmak, ikincisi iki kişinin konuşmasının ille tartışma olmayacağını anlatmak ve üçüncüsü kendine ve karşındakine saygı göstermenin çok zor olmadığını göstermek.”

Cüneyt Koryürek kitabı sanki bir kişi ile konuşmuş gibi yazdığını ama aslında bugüne kadar görüş ve fikirlerini paylaştığı çok sayıda kişinin bu kitapta olduğunu söylüyor. Böyle bir kitap fikri aslında aklına 35 yıl önce gelmiş. Ama Koryürek “Bunu kaleme alıncaya kadar o kadar çok deneyim yaşadım ki, ancak şimdi olgunlaştı” diyor.

Cüneyt Koryürek şimdi de yıllar süren araştırmalarının ürünü olacak “Amerikan İmparatorluğu” adlı bir belgesel roman yazıyor. Onu da merakla bekliyorum.

*****

Trafik cezalarıyla gösterilen devlet gücü
İki gün önce postadan yine trafik cezalarının çıkmaya başladığını aktarmıştım size. Bu yazıdan sonra yine çok sayıda mesaj aldım, herkes aynı dertten yakınıyordu.

Aylar öncesinin trafik cezaları karşısında şaşırdıklarını belirtiyorlardı. Tabii herkes “buna itiraz hakkımız var mı?” diye soruyor. Var elbette, ama bizdeki sisteme göre önce cezayı ödeyeceksiniz sonra itiraz edeceksiniz. Sonuç alınır mı, orası meçhul hatta çok zor.

Bu olay devletin aczinin bir örneğidir. Siz istediğiniz kadar istikrardan, güçten, kararlılıktan söz edin. Bir kentte trafik düzenini sağlayamıyor, trafik kurallarını ihlal edenlere hakkaniyete uygun olarak yaptırım uygulayamıyor ve gizlice düzenlediğiniz belgelerle halkınızı cezalandırmaya çalışıyorsanız hiçbir işe yaramıyorsunuz demektir.

Bir ülkede düzen ve istikrar halkına eziyet etmekle sağlanamaz. İstikrar ve düzen kararlı, adil, cesur, yaptırım gücünü elinde tutan yönetimlerle sağlanır.

Şimdi “bunca sorun arasında trafik cezalarına mı taktın?” diye soran olabilir.

Ama şunu unutmayın, trafikte yaşanan kaos aslında ülkenin tümünün yaşadığı sorunların bir laboratuvarı gibi. Siz trafikteki kaosu ortadan kaldırır, devlet gücünü gösterebilirseniz, bu diğer sorunların da çözülmesini sağlayacaktır.

*****

Demokratikleşme İslamlaştırma
Neye üzülüyorum biliyor musunuz, Hrant Dink dürüst, namuslu, kararlı, Türkiye sevdalısı bir Ermeni vatandaşımızdı. Ama ona kıydılar. Kendini anlatamamıştı, doğru görüşleri yanlış yerlerde söylemişti.

Halkı demokratikleşme ideali ve Avrupa Birliği hülyası ile kandıran ama asıl amacı Türkiye’yi hızla bir İslam ülkesi yapmaya çalışan iktidarın sözcüsü gibi görmüştü Hrant Dink’i bazıları. Bugün ne yazık ki pek çok okumuş yazmış, eğitimden geçmiş ve hatta sermaye sahibi olmuş kişinin de aynı tuzağın içinde olduğunu görüyoruz.

Onlar aslında demokrasi istiyorlar, daha çok özgürlük istiyorlar, insan haklarına saygı istiyorlar, Türkiye’nin daha güçlü ittifaklar içinde gerçek yerini bulmasını istiyorlar.

Türkiye’yi İslamlaştırmak isteyen iktidar ise aslında Türkiye sevdalısı bu insanların naifliğinden yararlanarak pervasızca ve fütursuzca yolunda yürüyor. Bakalım nereye kadar.

DİĞER YENİ YAZILAR