Caddebostan'da tipik bir mahalle kahvesi

Yıllar önce bir Atina yolculuğumda, Stelyo Berberakis'le beraber şehrin güzel semtlerinden birinden geçiyorduk. Bahçe içinde fazla yüksek olmayan apartmanlar, geniş, ferah ve yeşil sokaklar, kocaman balkonlardan salkım salkım sarkan çiçekler... "Burası Nea Faliron" dedi Stelyo, "Atina'nın Suadiyesi sayılır."

Akdeniz'in hangi köşesine giderseniz birbiriyle kardeş olduklarını fısıldayan semtler, sokaklar, meydanlar vardır. Size sanki hep aynı mahallede dolaşıyormuşsunuz hissini verirler. Kahkahalar da birbirine benzer o mahallede, kokular, renkler ve hatta kavgalar da...

Bilgin Gökberk sağolsun, birkaç haftadır Caddebostan Plaj Yolu'ndaki Friends'e alıştırdı ayağımızı. Kapısında "cafe-restaurant" yazıyor ama aslında tam bir mahalle kahvesi Friends... Nüfusu 12 milyonu aşmış olsa bile teni hala Akdeniz yanığı bir kentte yaşadığımızı, mahalleli olmanın, yazı aynı gölgenin püfür püfür serinliğinde ama sıcacık insan ilişkileriyle geçirmenin güzelliğini anlatan bize özgü bir mekan...

Böyle bir yerin, İstanbul'un eski bir sayfiyesi olan Caddebostan'da olması tesadüf değil. Çünkü Anadolu yakasında, özellikle de Bağdat Caddesi'nin civarında, Avrupa yakasına oranla çok daha "hafif" tir hayat, erbabı bilir... Hele mevsimlerden yazsa ve masalar, sandalyeler kapı önlerine atılmışsa...

Servan ve Serdest Mehmetoğlu kardeşler bir sayfiye ne gerektiriyorsa onu yapmışlar. Atina'da, Roma'da, Nice'de, Barcelona'da hemen her köşebaşında karşılaşabileceğiniz şirin bir buluşma noktasını, getirip koyuvermişler "mahalle"nin ortasına...

Bahçede masalar, serviste güleryüz, menüde nargileden dondurmaya, makarnadan ızgaralara kadar her şey var. Yediden yetmişe tüm mahalleli orada; kimi sadece tavla oynayıp çayını içiyor, kimi daha uzun oturup yemeğim de yiyor. Buluşuluyor, konuşuluyor, gülüşülüyor, televizyonda maç izleniyor, keyifler yerinde... Güneş ensenizde boza pişirse de hala tatile gidememiş olsanız da bu vahaya sığınıp yazı büyük şehirde geçirmenin nazlarını keşfedebiliyorsunuz. Kadınlarla erkeklerin, gençlerle yaşlıların biraraya geldiği, gürültü-patırtı yapmadan eğlenebildiği böyle mekanlar her semtte olsa keşke...

Geçen akşam tesadüfen kapının önünden geçerken masamıza misafir olan Yusuf Duru'nun dediği gibi: "Akdeniz ve Akdenizlilik böyle bir şey işte!"

Friends: Plaj Yolu No: 13-15/2 Caddebostan, Tel: (0216) 355 05 52

Pizzayı bir de Pulcinella'da yiyin
Arzu Özyiğit Bildirir, yıllardır basketbol sahalarında izleyip alkışladığımız bir sporcu. "Elinin hamuruyla erkek işine karışan" , üstelik bunda da çok başarılı olan biri kısacası... Arzu'nun eşi Mustafa Bildirir, bakmış sevgili karısının topu bırakıp mutfağa gireceği yok, "İş başa düşüyor" diyerek kolları sıvamış.

Şaka bir yana, Pulcinella rollerin tam anlamıyla değiştiği bir müessese. Mustafa, evlenmeden önce yıllarca yurt dışında yaşadığı ve oralarda İtalyanlarla birlikte çalışıp pizza yapmanın püf noktalarını öğrendiği için mutfağı çekip çeviriyor. Antrenmandan maça koşturan Arzu'ya da "dükkana" geldiği zamanlarda müşterilerle ilgilenmek kalıyor. Benim Pulcinella'ya uğradığım gün, Arzu milli maçlar için İspanya'daydı. Dönüşte biriken bulaşıkları yıkamıştır herhalde!

Pulcinella, Mustafa Bildirir'in İtalyan mutfağı hakkındaki engin görgü ve deneyimini 30 çeşit pizzaya, makarna ve tatlılara yaydığı gerçek bir lezzet durağı. Sahrayıcedit'te, E-5'in Fatih Sultan Mehmet Köprüsü yolu ile birleştiği kavşağa çok yakın. O civardaki ev ve işyerleri için paket servisi de var.

İnce hamurlu, kıtır kıtır pizzalardan pek hoşlandığımı söyleyemem. Hamur kalın olduğunda da kilo açısından sorun yaratıyor, biliyorsunuz...

Pulcinella'nın ölçüleri bu problemi kökten çözmüş gibi geldi bana. Ne çok kalın, ne çok kuru... Denediğim karides, jambon ve ananaslı "Esotica" dan da Mustafa'nın tarifini bir İtalyan arkadaşının anneannesinden aldığı Tiramisu'dan da çok memnun kaldım. İstanbul'un Anadolu yakasındaysanız, en yakın zamanda denemenizi tavsiye ederim.

Pulcinella: Atatürk Cad. No: 22/2 Sahrayıcedit, Tel: (0216) 411 54 30