Gazete Vatan Logo

Burkay’ın Türkiye’deki ikinci günü

‘İstanbul’dan çıkış zor ama giriş rahat oldu’

12 Eylül darbesinin ardından önce İsveç’e kaçan, 31 yılın ardından dün Türkiye’ye dönen Kürt aydını Kemal Burkay, kaldığı otelin penceresinden İstanbul Boğazı’nı izleyerek hasret giderdi

Kürt siyasetci ve yazar Kemal Burkay, yakınları ve Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) yöneticileriyle, kaldığı Otel’de kahvaltıda bir araya geldi. Parti yöneticileriyle sohbet eden, bir yandan da otelin penceresinden İstanbul Boğazı’nı izleyen ve manzaranın çok güzel olduğunu anlatan Burkay, en son 1980 yılının Mart ayında, İsveç’e gitmek için İstanbul’a geldiğini belirtti. Burkay, “Adalar görünüyor buradan. İstanbul’a ilk geldiğimde Sirkeci’ye gitmiştim. Biraz düş kırıklığına uğramıştım. Tabii İstanbul’a Sirkeci’den başlarsanız düş kırıklığına uğrarsınız. Sonradan İstanbul’u dolaştım. İlk romanımı göstermek için İstanbul’a gelmiştim. Adalar ve Boğaz’ı görmek çok güzel. Adalar’ı ilk kez 1962’de İstanbul’a ilk geldiğimde görmüştüm. Çok güzeldi. Umarım bir daha Adalar’a giderim” dedi.

Aziz Nesin hikayeleri gibi

Adalar’ı görmeyeli yaklaşık 50 yıl olduğunu dile getiren Kemal Burkay, “Geçmişte görüp de, hoşuma giden yerlerden biri Adalar, biri de Emirgan. İstanbul’un çok değiştiğini biliyorum ama yeterince göremedim. Ben böyle bir lüks otelde kalacağımı da tahmin etmiyordum. Böyle şeylere alışık değilim. Sağ olsun arkadaşlar böyle bir yer gösterdi. Aynı Aziz Nesin hikayelerindeki gibi” dedi. “İstanbul’dan çıkış zor olmuştu ama giriş rahat oldu” diyen Burkay, “Ustamın bir sözü var, diyor ki, ‘Bir yere girerken çıkış yolu var mı diye düşünün’ Ben pek çıkış yolu var mı’ diye sormadan girdim” dedi.

Kapıda polis bekliyor

Burkay’ın kaldığı otelin girişinde hem sivil hem de resmi polis ekipleri bekliyor. Geniş güvenlik önlemi aldığı otelde Burkay’ı görmeye gelen ziyaretçiler ve gazeteciler, polis aramasından geçirildikten sonra otele alınıyor.

‘Bazı Kürtler açılıma destek vermedi’

Burkay önceki gece basın toplantısında şunları söyledi: “Cumhurbaşkanı Gül’ün yaptığı açıklama önemliydi. Dedi ki, ’Kürt sorunu en önemli sorunumuz, bu sorun çözülmedikçe Türkiye düze çıkamaz ve bu sorun şiddetle değil diyalogla çözülür’. Bu, Türk siyaseti açısından bir kırılma noktasıydı. Sonra Başbakan da aynı açıklamaları yaptı ve böylece Kürt açılımı konuşulmaya başlandı. Ama arkasından ’Kürt açılımı’ sözü geri alındı. ’Milli birlik açılımı’ dendi. Bu geri adımı da eleştirdim. Ama her şeyin de bir partinin ya da liderin iyi niyetine bağlı olmadığını biliyorum. Bir de AK Parti hükümeti iyi şeyler yapınca ne biz sosyalistler ne de Aleviler gereken desteği vermedik. Kürt kesiminden bir kısım da bu açılım sürecine destek vermedi, hatta TRT 6’dan bile rahatsız oldular. Hükümeti attığı adımlar karşısında cesaretlendirmek lazım. Hükümet en ufak bir adım attığında kendisine toptan bir cephe açılıyor.”

Haberin Devamı