Saatlerce silüetini aradım

Bedri Rahmi Eyüboğlu ve eşi Eren Eyüboğlu, İstanbul Büyük Kulüp’te bir davete katılmıştır. Davetliler, ondan bir şiir okumasını ister ve o da da “Karadut”u okur.

“Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan/ Yoluna bir can koyduğum/ Gökte ararken yerde bulduğum/ Karadutum, çatal karam, çingenem/ Daha nem olacaktın bir tanem?/ Gülen ayvam, ağlayan narımsın/ Kadınım, kısrağım, karımsın.”

Ancak, Eyüboğlu’nun şiirinde “karımsın” diye seslendiği kadın eşi Eren Eyüboğlu değildir. O bu şiiri bir başka kadın için, Mari Gerekmezyan için yazmıştır.

Aşkları, 1940’ların başında, Mari Akademi’nin heykel bölümünde asistanken başlamış. Ancak Gerekmezyan ailesi, Bedri Rahmi evli olduğu için bu aşkı onaylamamış ve çareyi kızlarını bir başkasıyla evlendirmekte bulmuş. İki aşık ne yapıp etse de aileyi ikna edememiş. Ne yazık ki, çok geçmeden de yedi yıl sonra Mari veremden ölmüş.

Tüm bu olup biten karşısında Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun eşi Eren Eyüboğlu ise hep susmuş. Zaten o sıralar yurt dışındaymış. Türkiye’ye dönemediği için olup biteni sadece “sessizce” izlemiş. Ama gerçekten sessizce. Sadece Bedri Rahmi’nin vefat ettiğinin ertesi günü, oğlu Mehmet’e bu ilişkiden bahsetmiş ve “Bu olay beni derinden yaraladı“ diyebilmiş.

Haberin Devamı

Bu aşk, sanat çevrelerince hep bilinmiş ve hakkında uzun uzun konuşulmuş olsa da Bedri Rahmi biyografilerine yansımaz, bu hikaye sanatın magazinel boyutuna havale edilirdi. Ancak bu kez böyle olmadı. İş Bankası Kültür Yayınları‘ndan çıkan Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun ailesi, dostları, meslektaşları ile yazışmalarından oluşan “Biz Mektup Yazardık” kitabında Karadut ile yazışmalarına da yer verilmiş. Gerçi çok az sayıda mektup var ama yine de yer verilmesi önemli. Zira Hughette Eyüboğlu’nun dediği gibi bu aşk göz ardı edilecek boyutta değildi. Şöyle diyor Eyüboğlu: “Önemli bir kararla Karadut’un mektuplarını da yayımlamaya karar verdik. Bedri Rahmi’nin yaşamındaki önemli olayları belgelerle aydınlatacak bu kitapta, Mari Gerekmezyan’a olan büyük ve çalkantılı aşkı şimdilerde dahi herkes tarafından biliniyorken, onun ‘Karadut’ adını verip şiirlerine, resimlerine konu ettiği bu kimliği göz ardı etmek doğru olmazdı.”

Dediğim gibi kitapta bu aşka dair çok mektup yok ama Bedri Rahmi ve Mari’nin aşkının tutkusu hissettirmek için yeterli. Bunu anlamak için şu kısacık mektubu okumanız bence yeterli olacaktır: “Canım Cebişim, Belki eski günleri hatırlarsın da sokağın başında beni beklersin diye deli gibi arkandan yokuştan aşağıya koştum, fakat kayıp olmuştun. Saatlerce siluetini aradım, nafile. Her gölge beni aydınlatıyordu.”

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR