Gazete Vatan Logo

Bu müze Avrupalı olma iddiamızın kanıtı

Yarın Başbakan'ın açacağı İstanbul Modern'in kuruluşuna öncülük eden Oya Eczacıbaşı: Burada sergilenecek eserlerle Batı'ya ne kadar yakın olduğumuz görülecek. Türkiye'nin, bölgesinde çağdaş sanata yatırım yapan tek ülke olduğu ortaya çıkacak

Salıpazarı'ndaki antrepo müze konseptine göre yeniden düzenlendi. Karaköy Rıhtımı'ndaki 8 bin metrekarelik alan iki ayda modern sanat müzesi haline getirildi. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın çatısı altında oluşturulan müze yarın Başbakan Erdoğan'ın da katılacağı açılışla hayata geçecek. İstanbul Modern'in hayalini yıllar önce Nejat Eczacıbaşı kurmuş, onunla bu hayali paylaşan Oya Eczacıbaşı hedefin peşinden koşmaktan hiç vazgeçmemiş. Kuruluşunda Eczacıbaşı ailesinin büyük emeği olan müze, "istenirse oluyor" dedirtiyor insana.

Tatlı bir telaş
Geniş koridorlar, duru, bembeyaz bir ortam. Eserlerle başbaşa kalabileceğiniz bir konsept. Burada eserlerin sahiplerinin adlarının tümünü sıralamaya kalksak satırlarımız yetmez. Abidin Dino'dan, Eren Eyuboğlu'na uzanıyorsunuz bir koridorda. Burhan Doğançay'ın geometrik desenlerinin önünden yürüyüp, Fikret Mualla'yla buluşuyorsunuz... Bir anda karşınıza Komet'in bedenleri çıkıyor. İki kattan oluşan müze sineması, eğitim birimleri, kafesi, lokantası ve sergi salonuyla aynı zamanda tam bir kültür merkezi. İstanbul Modern'in baş küratörü (sanat merkezini yöneten kişi) de halen Venedik ve Moskova Bienalleri'nin küratörlüğünü yürüten Rosa Martinez.

Dün müzenin açılışı için son hazırlıklar yapılıyordu. Güvenlik elemanlarından müze yetkililerine kadar herkes telaş içindeydi. Biz de o telaşa bir süreliğine ortak olduk ve İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı'yla sohbet ettik.

* İlk, ortaokul ve liseyi Fransa'da okumuşsunuz. Öğrenciliğinizde Fransa'daki müzeleri gezmişsinizdir. Şimdi o günlere sizi döndürsek, o zamanlar böyle bir hayal kurar mıydınız?
Fransa'da okulumdaki tek yabancı öğrenciydim. "Tek Türktüm" demiyorum, tek yabancıydım. O dönemde yaşadıklarım benim için itici güç oldu. O zamanlar hangi ülkeyle karşılaştırdıklarını söylemek bile istemiyorum. Şimdi yıllar geçince düşünüyorum da beni mutlaka çok etkiledi. Belki de bu yüzden bu işin peşinden şevkle gittim.

* Boğaziçi Üniversitesi İşletme'de okudunuz ve sonra müzecilik üzerine master yaptınız...
1986'da İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın Bienalleri'nde çalıştım. Kayınpederim Nejat Eczacıbaşı'nın desteğiyle oldu bu çalışmalar. İlk sorumlu olduğum 1986 Bineali Askeri Müze'de gerçekleştirilmişti.

* Müzecilik kanınıza o dönemde girmiş olmalı...
Evet. 19801i yıllarda bir Londra seyahatinde bir gösteriyi izlemiştim. Londra Müzesi'nde çalışan küratörlerin yürüşüydü bu, müze müdürünü Disneyland'a göndermek istediklerini söylüyorlardı pankartlarında. O dönemde sanat küratörü yerine işletmeci alınmasını protesto ediyorlardı. Bu beni etkilemişti. Müze işletmeciliğinin tanıtım ve pazarlama ile ilgili olduğunu öğrendim. Çok zengin bir kültüre sahibiz ama hiçbir nesneyi herhangi bir müzede iletişim aracı olarak kullanmıyoruz. Teşhir edip, koruyoruz. Oysa kabuğunu kıran müzecilikte birinci amaç iletişim, tanıtma. Farklı kültürlerden gelen insanların bir tartışma ortamında biraraya gelmelerini sağlıyor müzeler.

2 ayda tamamladık
* Türkiye'nin ilk modern sanat müzesi olan İstanbul Modern ülkenin kendini AB'ye anlatmaya çalıştığı dönemdeki açılışıyla dikkat çekiyor. Sizce bu müzeyle nasıl bir mesaj vereceğiz Avrupa'ya?
Müzeler aynı zamanda toplumsal uzlaşma mekanı. Farklı kültürlerden gelen insanların eserlerinin biraraya geldiği mekanlar müzeler. Biz buyanda ne kadar Batılı olduğumuzu göstereceğiz, diğer yanda da Türkiye bu bölgede bu özelliklere sahip tek ülke. Ama biz bunu yıllardır göstermemişiz. Ülkemiz bir açık hava müzesi ama aynı zamanda çağdaş sanatçılar yetiştiren bir ülke, geleceğin sanatıyla ilgili yatırımları olan bir ülke. Başbakan'ın müzenin açılışını bu anlamda hızlandırması bence yerinde oldu.

* Yıllardır bekleyen proje Maliye Bakanı'nın desteği, daha sonra Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla hızlandı. Şaşırdınız mı siz bu duruma?
Doğrusu çok iyi oldu. Müzelerin toplumlara verdiği uluslararası bir iletişim imkanı var. Ruslar bir müzelerinin şubesini Amsterdam'da açtılar. Çok uzun bir süreç geçirdik bu müze için. Kayınpederim yıllar önce Feshane'de karar kılmıştı. 1987 yılında orayı Modern Sanat Müzesi haline getirmeye çalıştık, daha sonra yerel yönetimlerle sorunlar oldu. Yıllardır bürokratik engelleri aşamamıştık. Maliye Bakanı son Bienal'den sonra burayı kullanmamıza izin verdi, ama modern sanatlar müzesinin geçici bir mekanının olamayacağını biliyorduk. Egemen Bağış'ın bu projeye sahip çıkmasıyla, daha sonra Başbakan'ın katkılarıyla proje hızlandı. İki ayda hazırlandık. Buraya gelirken gördüğünüz gibi yeni yol yapılıyor.

* Sizce bu müze AB yolunda nasıl bir tanıtım imkanı sağlayacak 17 Aralık'a bir hafta kalan şu günlerde?
Türkiye'nin atakları, kendini anlatma faaliyetleri her platformda sürüyor. Bence bu müze Avrupalı olma iddiamızın bir kanıtı. Türkiye'de bu eserler Batı'yla yakın etkileşim sonucunda ortaya çıkmış.

Haberin Devamı