Gazete Vatan Logo

Bu da bizim John Nash!

Canlı bomba değil, fizik dehası çıktı...

Bu da bizim John Nash!

ABD elçiliği önünde kendini patlatacağı şüphesiyle İtalya’dan sınır dışı edilen Türk doktora öğrencisi, matematik dehası John Nash’i anlatan ‘Akıl Oyunları’ filmini andıran hikayesini VATAN’a anlattı.

Furkan Semih Dündar, 1989’da Bursa’da doğdu. Sakarya Fen Lisesi’nde başarılı bir ortaöğretim hayatı geçirdi. 2007’de Türkiye derecesi yaparak Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümü’nü tam burslu kazandı, birincilikle bitirdi. ODTÜ’de yine fizik alanında yüksek lisansa başladı. “Ateşten set paradoksu” (The Firewall Paradox) isimli tezi ile 2014’te mezun oldu ve İtalya’nın en prestijli eğitim kurumlarından Scuola Normale Superiore’ye fizik doktorası yapmak üzere ‘kara delikler alanındaki uzman deneyimi’ sayesinde kabul edilen nadir Türk öğrencilerden biri olma hakkını kazandı.

Kuantumdan felsefeye

Ancak 25 yaşındaki başarılı öğrenci İtalyan polisinin evine düzenlediği baskın ve ‘terörizm şüphesiyle’ sınır dışı edildi. Gerekçe, Dündar’ın ‘ABD elçiliği önünde canlı bomba olarak kendini patlatma ihtimali’ ve cihadçı sitelere yazdığı mesajlar olarak açıklandı. VATAN, olayın iç yüzünü araştırdı. Perde arkasından hayretler içinde okuyacağınız bir hikaye çıktı... Kuantum fiziğine ve kara deliklere olduğu kadar musiki ve felsefeye de tutkun olan Furkan Semih’e, “Ateş-i Suzan” isimli blogundan ulaştık. Anlattıklarını okuduğunuzda kendinizi Russell Crowe’un oynadığı ‘The Beautfiul Mind’ (Akıl Oyunları) filminin senaryosunu okuyor gibi hissedebilirsiniz. Çünkü Dündar’ın anlattıkları aynı ‘Oyun Teorisi’ ile Nobel kazanan ünlü matematikçi John Nash’in yaşadıklarını andırıyor...

Haberin Devamı

FİZİK HOCASI SAGNOTTI:‘Parlak bir öğrenciydi’
Dündar’ı Pisa’daki Scuola Normale Superiore’ye kabul eden Teorik Fizik Doçenti Augusto Sagnotti, “Çok parlak bir öğrenciydi, rafine ve eğitimliydi. Kara delikler ve bilim felsefesi üzerinde çalışmak istiyordu. Geçen yaz yapılan doktora seçmelerinde 100 kadar aday arasından 3’üncü oldu. Belki de sadece stres altındaki bir çocuktu, ama ben buna karar verecek verilere sahip değilim” diye konuştu.
‘Ambulanslar beni izliyordu’
İşte Furkan’ın ağzından yaşadıkları:
- SÜREKLİ TAKİPTEYDİM: Ankara’da okurken inzivaya çekilmiş, gece gündüz fizik çalışan, okuldan eve gelen biriydim. Beni kontrol etmek istemiş olabilirler. Yasadışı işlere bulaştım mı diye. Sürekli takip ettiler. Sürekli karşınıza 06 MIT plakalı araçlar çıkıyorsa seveniniz çok demektir. Moskova’da bile caddede yürürken yanıma bir ajan geldi.
- PEŞİMİ BIRAKMADILAR: Doktoramı ODTÜ’de yapmak istiyordum ama takipten bunaldığım için İtalya’ya geldim. Ancak burada da peşimi bırakmadılar. Gittiğim her yerde sirenleri öten bir ambulans karşıma çıkıyordu. Vize için başvurmaya gittiğimde, uçak bileti alırken, İtalya’ya geldiğimde gecenin bir yarısı tuvalete kalktığımda.. Pisa gibi küçük bir yerde günde 15 ambulans sireni duymak normal mi?
- CIA’YA MESAJ YAZDIM: CIA’ya bir mesaj yazmaya karar verdim. ‘Amerikan elçiliği önünde kendimi patlatacağımı falan mı düşünüyorsunuz? Başka işim gücüm mü yok?’ diye yazdım. Sanırım Google Translate kullanarak Türkçe’den İngilizce’ye tercüme ettiklerinde benim gerçekten kendimi patlatmayı düşünen bir terörist olduğumu düşündüler.
- YAKALANMAK İSTEDİM: Bu işi çözemeyeceğimi anlayınca değişik internet sitelerine provokatif mesajlar yazarak kendimi yakalatmaya karar verdim. Çünkü eğer gidip konuşsaydım bana ‘şizofren’ damgası vururlardı. Bu aralar cihad içerikli haberler popüler olduğu için İslami sitelere batı karşıtı şeyler yazdım ki beni hemen yakalasınlar. Nitekim polis evime geldi. Cep telefonuma ve tabletime el koydular. Mahkemeye çıkarıldım. Hakime hanım takip altında olduğumu doğruladı. Ve sınır dışı edildim. Benimle birlikte 3 İtalyan beyefendi de İstanbul’a geldi. Böylece bedava bir İstanbul tatili yapmış oldular. :) İtalyanlar beni hayal kırıklığına uğrattı. Ama şarap ve güzel yemekler için onlara teşekkür ederim...
- NİHAYET BU İŞ BİTTİ: Şimdi Türkiye’de değilim. Farsça öğrenmek, felsefe ve fizik alanında çalışmak istiyorum. Şengen bölgesine girişim 5 yıl yasak. Moskova’da vardılar. Kiev’de vardılar. Ama artık peşimde olduklarına inanmak için bir sebebim yok. Bu iş bitti. İnanın müthiş bir kafa dinginliği.. Aslında hiçbir şey bitmiş değil. Bir gün İtalya derse ki, ‘Sizin durumunuzu şimdi daha iyi anlıyoruz. Tüm bunları geri çekiyoruz. Üniversiteme geri dönerim. Bugün dolar, yarın ruble, sonra yuan, sonra euro, sonra yen kullanabilirim. Kişi olarak her yerde hala aynı kişiyim.
‘Nash’in hikayesi güç kaynağı oldu’
Dündar’a tüm bu yazışmalarımızın ardından Akıl Oyunları filmini izleyip izlemediğini sordum. Hikayesinin ne kadar çok John Nash’i andırdığını hatırlattım (Filmde matematik dehası olan Nash, Amerikan istihbaratı tarafından Sovyetlere karşı görevlendirildiğini düşünüyor, gazetelerden şifreler çıkarıyor ve sürekli takip altında olduğunu hayal ediyordu). Furkan’ın cevabı şöyle oldu: “O film benim de aklıma geldi zaman zaman. Ve dedim ki bu denli hasta bu adam bile bu zor şartlar altında matematiğe devam edebilmişse ben neden edemeyeyim. Yani bir güç kaynağı oldu Prof. Nash’in hikayesi. Tabii maalesef şizofren değilim.”

Haberin Devamı