Gazete Vatan Logo

Böyle giderse torunlarımız daha karanlık bir dünyaya doğacak

Bilgi Üniversitesi kurucularından Dr. Halit Kakınç’ın, doğaya, insana ve geleceğimize dair sorunlar ve çözümlerini ortaya koyduğu "Geri Sayım-Küresel Sorunlar" kitabı Wizart Edutaintmen'tan piyasaya çıktı.

Böyle giderse torunlarımız daha karanlık bir dünyaya doğacak

Dünyada günün birinde yaşam sona erecekse bu üç sebepten olacak. Çevre, ekonomik ve sosyal sorunlar... diye anlatıyor kitabını Kakınç ve kitapta küresel sorunları temel olarak 25 başlık altında ele aldığını belirtiyor. Kakınç'a göre; dünya artık küresel bir köy ve bu nedenle tüm problemler gezegeni aynı şekilde etkiliyor. "Peki nedir bunlar? Kakınç bunu şöyle açıklıyor, "Öncelikle yerküre ve onun gereksindiği enerji var. Alternatif bir enerji olmazsa dünya soğuktan perişan olacak. İklim değişiklikleri ve küresel ısınma ise başka bir başlık. Küresel kararma diye bir sorun var ve henüz pek farkında değil insanlık. Mercan resifleri yok olursa sularda hiçbir canlı organizma kalmayacak. Dünya üzerindeki tatlı su bitecek. Batı dünyası nüfus oranlarını koruyor ama doğuda nüfus giderek artıyor. Bilinen 8-10 bin yenilebilir tohumdan bugün sadece 150 tanesi var. Ve bunun altı tanesi kullanılıyor.

Aslında olan şu: ABD'de dahil olmak üzere dünya üzerinde hiçbir ülkenin fiili hakimiyeti yok. Dünyayı artık şirketler yönetiyor. Klasik sorun olarak, demokrasi bir türlü yerine oturmuyor. Bunların düzelmesi için küresel bir 10 emir belirledim: Hangi ırk ve inançtan olursa olsunlar bütün insanların şu noktada uzlaşmaları lazım: İnsan hakları aynı ölçüde ve derecede kutsaldır, korunmalı. Irkçılık ve ayrımcılık konusunda savaş verilmeli. Ekolojik bir mücadele ile bütün türlerin yok olmasının önlenmesi lazım. Yoksul ülkelerdeki açlık sorunları tüm ülkelerin katılımıyla çözülebilir. Sağlık sorunlarıyla mücadele tek bir merkezden yürütülmeli. Nükleer silahlanma, azaltarak, kontrol altına alınarak değil kayıtsız şartsız bütün dünya üzerinde son bulmalı. Kadınların, çocukların, hayvanların hakları yine bir ortak anayasa çerçevesinde her yerde aynı şekilde çözülmeli. Çevreyi yok eden teknolojiler yerine çevre dostu teknolojiler her tarafta hakim hale getirilmeli. Doğal afetlere karşı dünya üzerinde ortak program yürütülmeli.

Haberin Devamı

İnsanoğlunun nesli tükendiğinde dünya ne olacak?

Dünyanın yaşadığı sorunlar için önlem alınmasa ne olur? İnsanoğlu yeryüzünden yok olur. Peki bu durumda ne olur?

Haberin Devamı

- O andan itibaren nesli tükenmekte olan bütün türler insan dışında- hızla çoğalmaya başlar.

- 24 ila 48 saat arasında ışık kirliliği sona erer. Üç ay sonra hava kirliliği azalmaya başlar.

- 10 yıl sonra atmosferdeki metan gazı yok olur.

- 20 yıl sonra yolları ve köyleri otlar kaplar. GDO’lu bütün tahıl ürünleri ortadan kalkar.

- 50 yıl sonra balık türleri kendine gelir.

- 50 ila 100 yıl sonra kentler tamamen otlarla örtülür.

- 100 yıl sonra kereste mamülü bütün yapılar yok olur.

- 100 ila 200 yıl sonra bütün dikilen köprüler yıkılır.

- Metal ve cam yapıların çoğu çöker.

- 500 yıl sonra mercan kayalıkları gelir.

- 500 ila 1000 yıl sonra yerkürenin dört bir tarafına dağılmış olan ne kadar organik çöp varsa yok olur.

- 50 bin yıl sonra cam ve plastik madde kalıntılarının büyük bir kısmı yok olur.

- 200 bin yıl sonra insanoğlunun ürünü olan bütün kimyasallar yok olur.

- 2 milyon yıl sonra nükleer atıklar ortadan kalkar.

Haberin Devamı

Yerküre nasıl kararıyor?

20’nci yüzyılın ortasından sonra bir Japon klimatolog Atsumu Ohmura ilk defa insanların dikkatini bu konuya çekti. Araçların egzozlarından çıkan, sanayi kuruluşlarının bacalarından yükselen küçük maddeler, parçacıklar var. Bunlar atmosfere gidiyor, sonra yoğunlaşıyorlar. Yeryüzüne güneşten gelen ışık giderek azalıyor. Her sene bu durum artıyor. E ne olacak? Bu böyle giderse dünya hem daha sıcak hem de karanlık olacak. Elveda güneş ışığı diye gözyaşı dökeceğiz.

Dünya üzerinde kadınların makyaj malzemeleri için yapılan harcamalar yılda ortalama 18 milyar dolar. Dünyadaki tüm kadınların üreme sağlığı için gerekli olan para ise 12 milyar dolar. Ama harcanmıyor tabii ki… Avrupa ve ABD’de evde beslenen hayvanların mamalarına harcanan para yılda 17 milyar dolar. Bu hesaba göre tüm dünya üzerinde açlığın ve yetersiz beslenmenin sona erdirilmesi için gereken para da aslında sadece 19 milyar dolar. Parfümler için harcanan para 15 milyon dolar. Evrensel ölçekte gerekli okur-yazar oranının sağlanması için de yaklaşık gereken miktar 5 milyar dolar. Deniz yolculukları için harcanan para 14 milyar dolar. Dünyada herkese temiz içme suyu sağlanması için ise 10 milyar dolar yeterli. Avrupa’da dondurmaya harcanan para 14 milyar dolar, her çocuğun aşılanması için gerekli miktar ise sadece 1.3 milyon dolar. Rosa Luxemburg’un bir zamanlar sarf ettiği gibi, “Hakkın haksızlığa dönüştüğü bir yerde direniş bir sorumluluktur. O zaman eskisi gibi dağlara vs çıkılamayacağına göre- en azından bilinç düzeyinde bir değişim, egosantrik yaklaşımların bırakılması lazım.

Haberin Devamı

Dünyada herkese yetecek kadar yiyecek olmadığı için değil, herkes ona sahip olamadığı, oldurtulmadığı için açlık yaşanmakta. George Orwell’ın çok güzel bir lafı var: “Sahtekarlığın bütün dünya üzerinde evrensel düzeyde egemen olduğu dönemde sadece gerçekleri söylemek bile devrimciliktir.” Dolayısıyla bu kitabı yazarken, bu röportajı yaparken devrimcilik yapıyoruz. İnsanoğlunun üç noktada evrimi var: Teknolojik, sosyal ve ruhsal evrim var. İnsanların doğayı kendi refahı, yaşam rahatlığı adına dönüştürmek için kullanılan teknoloji hızlı bir şekilde seyrediyor. En kötü benzetmeyle bir cep telefonuna yetişememek gibi. Yatay ilişkilerinde her ne kadar eksikleri varsa da, toplu yaşam tarzına yönelik örgütlenmeler, düzenlemeler bütün handikaplara rağmen demokrasi sayesinde göreceli de olsa bir yere gelmiş durumda. Üçlü hassas terazi dersek buna; en eksik kalan kefe ulusal evrim. İnsan ruhsal açıdan evrimleşip başkalarının hakkına yetişip yardımcı olacağına giderek daha egosantrik oluyor. Teknolojinin her anlamdaki zararlı sonuçları, silahlanma vs- sosyal dejenerasyonlar hep ruhsal evrimimizdeki sıkıntılardan kaynaklanıyor. Yine diyorum ki, insanoğlu günün birinde bu sorunları çözecekse, bu hassas teraziyi dengeye getirecek kefe, aslında ruhsal evrimmiş gibi gözüküyor.