Gazete Vatan Logo

Boğazın karşı yakasındaki 'sır perdesi'

Köşe yazarları, Başbuğ'un dünkü açıklamalarını nasıl değerlendirdi?

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un dün Ankara'da Genelkurmay Karargahı'nda medya mensuplarıyla yaptığı iletişim toplantısı yazarlar tarafından farklı şekillerde yorumlandı. İşte o yorumlardan bazıları:

Komutana kulak verin

Güngör Mengi - VATAN


Gücü elinde bulunduranların ve tasarruf hakkını kullananların mutlaka bir tarafı mutsuz edecek şekilde bu eylemi gerçekleştirdiğini sonuç olarak bazılarının mutlu bazılarının tatmin olmadığını ifade ediyor ve ekliyor: “Evet, Orgeneral Başbuğ ‘Biz TSK olarak demokrasiye bağlıyız. TSK bünyesinde farklı düşüncede olan kimse barınamaz. Buna müsaade etmeyiz’ demiştir ama sebebi vardır. Bu sözleri İtalya’nın veya Fransa’nın Genelkurmay Başkanı sarfetseydi garip olurdu. Burası Türkiye ve bu ülkenin ordusu bir darbe soruşturmasının merkezi olarak her gün üretilen şüphe, iddia ve dedikoduların hedef tahtasındadır. O bakımdan bir ayıp varsa ‘Biz demokrasiye bağlıyız’ diyen Başbuğ değil, onu böyle bir güvence vermeye mecbur eden şartları yaratanlar utanmalıdırlar!”

‘Karşı Taraf’ diyerek Başbuğ kimleri işaret etti

Mehmet Tezkan - VATAN


Başbuğ’un açıklamalarında kullanılan ‘karşı taraf’ kelimenin açıklığa kavuşturulması lazım ifade ediyor ve ekliyor: “ Karşı taraf kim? Adresi ne?Bu soruya yanıt vermedi.. Boğaz’ın karşı yakası esprisiyle geçiştirdi..Karşı taraf; askerleri yıpratma kampanyası düzenleyenler mi? Medyaya çarpıtılmış bilgi sızdıranlar mı? Bu konuda koskoca bir soru işareti var.. Samimi olmalarını beklediği ‘karşı’ şimdilik sır perdesi.. konuşulacak!”

‘Demokratik rejime aykırı davrananlar TSK’da barınamaz’

Bilal Çetin - VATAN


Demokratik rejim üzerindeki asker gölgesi iddialarının, darbeler ve darbe girişimlerinin Türk siyasetinin önceden beri en önemli en hassas tartışma konularından biri olduğunu, Ergenekon operasyonları ile başlayan süreçte de en çok tartışılan konunun darbe girişimleri olduğunu söylüyor. Bu soruşturma kapsamında ortaya çıkan bazı yasa dışı faaliyetlerle Türk Silahlı Kuvvetleri arasında bağ kurulmaya çalışılmasını, ele geçirilen silah ve mühimmatların TSK’ya ait olup olmaması konusuna açıklık geldiğini ifade ediyor ve ekliyor: “Özetle varolduğu iddia edilen darbe girişimleri ve darbe günlükleri işi karışık. Ama Genelkurmay Başkanı şu teminatı net olarak veriyor: ‘Hiçbir darbe heveslisi TSK bünyesinde barınamaz...”

Genelkurmay Başkanı konuşmuş gibi yaptı!

Mustafa Mutlu - VATAN


Dünkü Genelkurmay konuşmasının tam bir savunma metni olduğunu fakat açıkladığı metinlerde savunma yapmasının zaten çok iyi olduğunu belirtiyor. Çünkü TSK şeffaflığının sağlandığını ifade ediyor ve ekliyor: “Sakın yanlış anlamayın; Başbuğ; bu kadar çok savunma yaparak, demokrasiye ve hukuka ne kadar bağlı olduğunu gösterdi... Çok iyi yaptı! Tüm soruları açıkça yanıtlayarak, saydamlığa verdiği önemi kanıtladı; çok iyi yaptı! Karşısındaki gazetecileri ‘benden olan, olmayan’ diye ikiye ayırmadı ve herkese eşit mesafede durdu; çok iyi yaptı!”

Orgeneral açıkladı şimdi sıra savcıda

Necati Doğru - VATAN


Orgeneral’in hiçbir şüpheye mahal vermeyecek şekilde demokrasi ve hukuka bağlılığını bildirdiği ve bu erdemlerin karşısında duranların TSK’nın da karşısında duracağını içinde barındırılmayacağını aktardığını ifade ediyor ve ekliyor: “ Tarihiydi. Orgeneral’in söylediklerini bence şöyle anlamak mümkündü: Üç darbe (1960-1971-1980) ve 1 ittirme (28 şubat) yapmış ordu, değişmişti. Bundan böyle ‘orduyu yönetenler halkın ve Meclis’in bilgisinin dışında hiçbir girişimin, çabanın, niyetin’ destekçisi olmayacaklardı. Demokrasi esastı. Hukuk vazgeçilmezdi.”

Sanki biri düğmeye bastı

Okay Gönensin - Vatan


Genelkurmay Başkanının açıklama yapacağı gün ülke gündemine giren ve hepsi büyük yankı yaratan olayların olmasının tesadüf olmadığını büyük komplo teorileri üretmeye çalışmanın da bir anlamı olmadığını toplumun böyle bir korku ve dehşet ortamına girmesini önlemenin, bunun koşullarını yok etmek sorumluluğunun siyasi iktidarlara ait olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Hiçbir toplum art arda bu kadar travmayı kaldıramaz. Bu olaylar yan yana konulduğunda ortaya adeta adı konulmamış bir savaş manzarası çıkıyor. Bu manzarada hiçbir toplum moralini düzgün tutamaz”

Bir vesayetten diğerine

Ruşen Çakır - VATAN


Herhangi bir etkili siyasetçinin, Başbakan Erdoğan’da dahil olmak üzere ne zamandan beri böylesine geniş çaplı bir basın toplantısı düzenlemediğini hatırlatıyor. Org. Başbuğ’un dünkü 2.5 saatlik basın toplantısının değerinin bu bağlamda daha iyi anlaşılacağını ifade ediyor ve ekliyor: “Bu ‘açıklık’ ve ‘şeffaflık’ bizi nereye götürebilir? Siyaset ve bunun üzerinden sivil toplum üzerindeki askeri vesayetin kalkması, en azından gevşeyip azalmasına... Çok iddialı olduğunun farkındayım fakat göreve geldiği andan itibaren Org. Başbuğ’u yakından izlemeye çalışan bir gazeteci olarak onun adım adım TSK’yı olması gereken yere doğru çekmeye çalıştığını gözlüyorum.”

Askerimiz fakirdendir

Bekir Coşkun - Hürriyet


Hürriyet Gazetesi yazarı Bekir Coşkun Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'un dün yaptığı konuşmadaki "terörle mücadele sürerken bedelli askerlik olmaz" sözünü destrekleyen bir yazı yazdı. Coşkun'un yazısından bir bölüm;

"BEDELLİ askerlik şöyle oluyor:

Parası olanlar, bedel olarak para verip askere gitmiyorlar.

Asker olup da arkası "er mektubu-görülmüştür" damgalı zarflarda "Evvela büyüklerin ellerinden öperim..." diye başlayan mektuplar yazmak fakirlere düşüyor.

Karanlık dağlarda beklemek onlara kalıyor, o eski türküyü söyleye söyleye:

"Yemen yolu çamurdandır / Karavana bakırdandır / Zenginimiz bedel öder / Askerimiz fakirdendir..."

ASKER BU KADAR KONUŞMAMALI

Mehmet Yılmaz Hürriyet


Demokratik bir ülkede, en üst düzey komutanların ülke gündemine ilişkin açıklamalarda bulunmalarının normal bir şekilde karşılanamayacağını belirtiyor ve TSK’nın, dış politika konusundaki görüşlerini açıklayacağı yerin de Milli Güvenlik Kurulu olduğunu söylüyor ve devam ediyor: “Genelkurmay Başkanı’nın, demokratik rejim üzerinde asker vesayeti görüntüsünden hoşlanmadığını, TSK’nın demokrasiye bağlılığından kuşku duyulmamasının bilinmesini istediğini biliyoruz. Bu imajı yaratan önemli hususlardan biri de askerin her konuya müdahilmiş gibi görünmesidir, hatırlatmak isterim.”



ASKER ÇEKİLİYOR, KİM GELİYOR?

Can Dündar Milliyet


İş adamlarının ekonomik gidişattan memnun olmadıklarını fakat AKP’nin nasılsa yüzde 50’nin üstüne oy almasını beklediklerini söylediğini aktarıyor. Bunu söyleyen iş adamının 3 darbeyi de yaşamış biri olduğunu söylüyor ve ülkenin hangi durumda olduğunun sorgulanması gerektiğini ifade ediyor ve ekliyor: “İşte bu ortamda Genelkurmay Başkanı, ‘Demokrasiye bağlıyız. Farklı düşüncedekileri TSK’da barındırmayız’ dedi. Bu, çok önemli bir tavır... Askerin darbe niyetine, siyasi vesayete son vereceğinin işareti...Demokrasi için gerekli adım; ama yeterli değil... Çünkü işadamından işçisine, işsizine kadar herkes tedirgin. Başı sıkıştığında ‘Asker gelsin çözsün’ refleksine alışmış bir toplumun paniğini kim yatıştıracak? Askeri vesayetin boşluğunu hangi otorite, nasıl dolduracak? Alternatifin ‘cemaat’ olması nasıl önlenecek?”

Hukuk adına balans ayarı…

Yalçın Bayer - HÜRRİYET


Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un düzenlediği basın toplantısında, Ergenekon davasına ilişkin olarak yargıya yardımcı olmaya hazır olduklarını ve demokratik hukuk devleti sınırları içinde, hukuk’un işlemesini istediklerini, süreç içinde hukuka bağlı kalmanın herkesin sorumluluğunda olduğunu ifade ettiğini aktarıyor ve devam ediyor: “Genelkurmay bu davanın mahiyeti ve seyri hakkında kendi konumunu Hukuk Devleti konsepti çerçevesi içinde belirlemiş ve yakın takibine almış olduğunu ortaya koydu. Yürümekte olan dava ile ilgili olarak, usule ve yasalara riayet etmenin gereksizliğinden dem vurup, sayfalarında, ekranlarında kaba kompas yayın yapanlara hukuk adına sağlam bir ‘balans ayarı’ yaptı.”


İç barış

Derya Sazak - MİLLİYET


Başbuğ’un açıklama yaptığı saatlerde ülke iç barışına ilişkin bir çok olumsuz gelişme yaşandığına dikkat çekerek neticede Başbuğ’un bu gelişmeler karşısında soğukkanlılığı kaybetmeme konusunda ısrarcı davranılması gerektiğini ifade ediyor ve ekliyor: “Başbuğ, orduyu yakın geçmişin hatalı işlerinden arındırmaya, AB ile üyelik müzakereleri yapan bir ülkede olması gereken demokratik ve anayasal çizgisine çekmeye çalışırken, ‘Gladio’ tarzı yapılanmaların da hukuk yoluyla tasfiyesine karşı çıkmayacağını gösteriyor. Güvenlik ve iç barış konusunda asıl siyasetin çözüm üretmesi gerekiyor. Başbuğ Lice’de şehit olan askerlerle ilgili ‘Acılarımızı içimize gömeceğiz ve terörün üzerine kararla gideceğiz’ derken PKK’nın tasfiyesi konusunda tarihsel bir fırsat olduğundan söz etti. Bu fırsatı kimler, nasıl kullanacak işte asıl mesele.”

Başbuğ, demokrasiye bağlı, darbeye karşı, Ergenekon’a mesafeli

Fikret Bila - MİLLİYET


Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un yaptığı açıklamaların önemli mesajlar taşıdığını belirterek hukuka bağlılık, demokrasi ve Ergenekon ile ilgili konulara açıklık getirdiğini ifade ediyor ve ekliyor: “Org. Başbuğ, basın toplantısı sırasında ve sonrasındaki kapanış konuşmasında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin demokrasiye bağlı ve saygılı olduğunu sık sık vurguladı. Demokratik rejime aykırı faaliyetleri anımsatarak kavramların tartışılmasından bile rahatsızlık duyduğunu ifade etti. Org. Başbuğ, ‘darbe’ ve ‘darbeci’ sözcüğünü kullanmadı ama demokrasi dışı faaliyetlere yönelmiş olanların TSK bünyesinde bulunamayacağını, barındırılmayacağını ifade etti. Bu sözleri TSK’nın içine yönelikti. TSK mensuplarına ‘Aklınızdan bile geçirmeyin’ mesajını verdi. Demokrasi dışı faaliyetlere yönelen olursa, ‘TSK’da barınamaz’ diyerek, buna izin vermeyeceğini vurgulamış oldu.”

Genelkurmay Başkanı burada, Başbakan Erdoğan nerede?

Hasan Cemal - MİLLİYET


Genelkurmay Başkanının yaptığı açıklamada sık sık demokratik hakların ve hayatın korunmasına önem verildiği, hukukun üstünlüğüne dikkat çektiğini ve bunu bir iyi niyet sayılabileceğini belirtiyor. Diğer konularda da hassasiyet gösteren Başbuğ’un Kürt politikasında değişime adapte olması gerektiğini ifade ediyor ve ekliyor: “Başbuğ Paşa bu açılardan ne yazık ki yanlış bir rotada. Hem dağdan indirme, hem de DTP konularında hatalı bir yolda...Ama Genelkurmay Başkanı burada...Peki Başbakan Erdoğan nerede?..Böyle basın toplantıları düzenleyip, gazeteci milletinin karşısına çıkıp milleti neden aydınlatmıyor? Demokrasilerde genelkurmay başkanlarının işi değil ki bu!”


Sivillere ders!

Melih Aşık - MİLLİYET


Başbuğ’un demokrasi ve hukuk kelimesini açıklamalarında ağzından düşürmediğini belirterek mantıklı çözümlemeleri ile bu kavramların içini doldurduğunu söylüyor. bu anlamda demokrasi, hukuk kavramının içini boşaltan sivillere de güzel bir ders vermiş olduğunu aktarıyor ve ekliyor: “Başbuğ, hukuk ve demokrasi laflarını ağızlarından eksik etmeyen ama bu iki kavramın Ergenekon kapsamında ayaklar altında çiğnenmesini inatla görmezden gelenlere hukuk ve demokrasi dersi vermiştir...”

Asker ve hukuk


Taha Akyol - MİLLİYET


Bugüne kadar hiçbir komutanın meclise dahi konuşmadığını darbe planlarını meclis komisyona dahi açıklamadığını belirterek Başbuğ’un hukuka olan vurgusu ve Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök’ün savcıya ifade verişinin alışıla gelmişin dışında olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: “Bu örnekler TSK’da bir ‘dünya görüşü’ değişiminin göstergeleridir. Elbette vatan savunması, terörle mücadele, vatanseverlik, bayrağın kutsallığı, kahramanlık gibi değerler asla ihmal edilmeyecek üstün değerlerdir; ordu bu uğurda şehitler verir. Son şehitlerini dün vermiş, dokuz vatan evladı terörle mücadelede hayatını kaybetmiştir; Yunus’un deyimiyle, ‘yaş ekini biçer gibi...’ Bu üstün değerler sarsılmadan devam ederken, TSK’da hukuk ve demokrasi fikrinin de gelişmesi, ‘Türkiye’de askeri düşünce tarihi’ bakımından son derece önemlidir.”


Apoletli başbakan

Emre Aköz - SABAH


Her ne kadar Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un yaptığı konuşmanın olumlu yanlarının olduğunu söylese de bu basın toplantısının yanlışlığına değiniyor. Böyle bir basın toplantısının daha önce Kadınlar Günü’nde afiş asmak gibi her şeye karışmak olduğunu, silahlı kuvvetlerin hükümetin yetki alanında olan bir konuyla ilgili fikir beyan ederek her şeyi kendilerine mal etmeye çalıştığını söylüyor ve ekliyor: “Dünkü konuşma da bunun bir örneğiydi. Org. Başbuğ, ikinci başbakan, adeta apoletli başbakan gibi konuştu. Daha önce yapıldığı gibi Meclis'in ve Hükümet'in yetki alanına giren kimi konularda net ve kesin cevap verdi. Nerede kaldı kuvvetler ayrılığı ve hukukun üstünlüğü?”

Vizyon birliği

Erdal Şafak - SABAH


Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un yaptığı basın toplantısından yola çıkarak Türkiye’de devletin zirvesindeki isimlerin yaptığı konuşmalara değiniyor. Genel bir sonuca vararak, hepsinin yabancı muhataplara karşı Türkiye’nin çok büyük ve özgüveni olan bir ülke olduğunu vurgulamalarını vizyon birliği olarak adlandırıyor ve ekliyor: “Çankaya, Hükümet ve Genelkurmay, tüm platformlarda, tüm yabancı muhataplarına karşı Türkiye'nin gücünü hissettiriyorlar. Zaten önce bölgesel, sonra da küresel oyuncu olmak hedefine giden yol da büyük düşünmekten, gücünü bilmekten ve kabul ettirmekten geçiyor.”

Bazı açıklamalarla soruların cevapsızlığı artabilir

Mehmet Barlas - SABAH


Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un yaptığı basın toplantısı sonucunda bedelli askerlik dışında hiçbir konuya açıklık getirmediğini belirtiyor. Başbuğ’un bedelli askerliğin Türkiye gündeminde olmadığını açıkça belirttiğini ancak özellikle Poyrazköy’de ortaya çıkan silahların kime ait olduğuyla ilgili soruların cevapsız kalması soru işaretlerini devam ettirdiğini söylüyor ve ekliyor: “Kamu görevlilerinin toplumun gündemindeki konuları aydınlatmak için yaptıkları açıklamalar, bazen o konuları daha yoğun karanlıklara sürükleyebilir. Örneğin Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ'un dünkü basın toplantısı da böyle oldu.”

Asker ve demokrasi

Nazlı Ilıcak - SABAH


Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un yaptığı basın toplantısından hem demokrasi adına çok şey öğrendiklerini vurguluyor. Başbuğ’un daha önceki konuşmaları gibi darbe karşıtı konuşmalar yapmasının demokrasiye bağlılığını ortaya koyduğunu ancak Ergenekon davasında ordunun yıpratılmak istendiği düşüncesinin yanlış olabileceğini vurguluyor ve ekliyor: “Başbuğ'un, Ergenekon davasının, orduyu yıpratma amacıyla kullanıldığını düşünüyor. Oysa bazı TSK mensuplarının katıldığı, hatta başını çektiği rejime yönelik bir yapılanma söz konusuyken, niçin hedef, yıpratma olsun? Aksine, yozlaşan unsurların tasfiyesiyle, ordunun daha sağlıklı bir yapıya kavuşması amaçlanıyor olamaz mı?”


Zincirli gölgeler

Umur Talu - SABAH


Bir ülkede kısa sürelerde neler olabileceğinden yola çıkarak Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un yaptığı basın toplantısına değiniyor. Özellikle bedelli askerlikle ilgili yapılan açıklamanın demokrasiye aykırı olduğunu çünkü İlker Başbuğ’un, yanlış veya doğru, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin üzerinde karar verdiğini belirtiyor ve ekliyor: “Bütün meselelerin birbirinin ayağındaki pranga halinde dolandığı ve dolaştığı memlekette benim için basın toplantısının özü buydu: Demokrasiye, hukuka, yargı bağımsızlığına bağlı olduğunuzu ne kadar beyan ederseniz edin; bir şey var işte, kendini tutamıyor, yerinde duramıyor; orada söz ve mana bitiyor!”

Dünkü Başbuğ

Rauf Tamer - POSTA


Başbuğ’un dünkü toplantısında demokrasi ve adalete olan inancını sık sık vurgulamasının kendisinden takdir topladığını ve bu duruşla içini rahatlatan ‘tam bir Türk Komutanı’ iltifatını hak ettiğini ifade ediyor ve ekliyor: “Ne var ki, tek konu eksik kaldı.

Ne kadar çok ilk var…

Hüseyin Gülerce - ZAMAN


Ergenekon davasıyla birlikte Türkiye’de, hiçbir zaman yargı önüne çıkmayacağını düşünenlerin bile yargı önüne çıkmasından, eski Genelkurmay Başkanı’nın savcılara ifade vermesine; toprağın altından çıkan silahlardan, demokrasiyi engelleyen hukuk dışı yapılara kadar birçok ilkin yaşandığını belirterek darbecilerle birlikte hareket edenlerin hesap verme zamanının geldiğini söylüyor..

Cumhuriyetin genelkurmay başkanlarını düşündüm; Başbuğ'u dinlerken

Hakkı Devrim - RADİKAL


Kenan Evren’e kadar gelen Genelkurmay Başkanları’nın, Fevzi Çakmak’ın halefi olarak görüldüğünü; ancak 12 Eylül ve ertesinin Genelkurmay Başkanları’nın, bir başka neslin temsilcileri olarak kabul edildiğini söylüyor ve devam ediyor: “İnadım inat, adım Hacı Murat vezninde söylemek gerekirse, bizde ortam hâlâ genelkurmay başkanlarını gerçekten olmaları gereken yerde ve anlamda tutacak kıvamda değil. Bunun sebebi biraz da onların kişiliğidir, demiyorum. Ama makamın kıvamını bulmasında kişiliğin de etkisi olacaktır, diye düşünüyor ve yeni gelenleri biraz da bu ümitle seyrediyorum.”

TSK’nın duruşu

Hikmet Çetinkaya - CUMHURİYET


Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un, düzenlediği basın toplantısında, TSK’nın, hukuka, demokrasiye ve anayasaya bağlı olduğunu vurguladığını ve açık açık TSK’nın, darbelere karşı duruş gösterdiğini ifade ettiğini; ancak tarikatçı, dinci AKP medyasının bu önemli ifadelere yayın organlarında yer vermeyeceğini ve ikinci plana atacağını belirtiyor ve devam ediyor: “Amaçları çok açık: Bilgi kirliliği yaratıp devletin öteki kurumlarında olduğu gibi TSK içinde de örgütlenmek...”

Başbuğ’un medyaya verdiği ders…

İlhan Selçuk - CUMHURİYET


Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un düzenlediği basın toplantısında medyaya ders verdiğini; Başbuğ’un toplantı süresince medyanın yalan dolan üzerine nasıl yayın yaptığını somut örnekleriyle anlattığını; darbe edebiyatıyla ortalığı allak bullak eden medya temsilcilerinin ise anlatılanları sessiz bir şekilde dinlediğini ifade ediyor ve ekliyor: “Başbuğ’un yüksek düzeyde kavrayışı ve konulara egemenliğiyle süregelen basın toplantısından sonra ortaya bir gerçek çıkıyor... Genelkurmay Başkanı’nın açık seçik gerçeği dile getirmesine karşın, RTE ile FETO ortaklığına dayanan cemaat iktidarının çöküşü darbe sayıklamasıyla sürecek...”

Orgeneral Başbuğ Taraf’a akreditedir

Ahmet Altan - TARAF


Genelkurmay’ın bazı basın ve yayın organlarına akredite uygulamasında bulunmasının mahallevari bir davranış niteliği taşıdığını; buna karşın Org. Başbuğ’un istediği an Taraf gazetesini ziyaret edebileceğini; kapılarının herkese açık olduğunu söylüyor. Bununla birlikte Org. Başbuğ’un düzenlediği basın toplantısında bazı sorulara cevap vermezken, sorulmayan soruları cevapladığını belirtiyor ve devam ediyor: “Ben genelkurmay başkanlarının bu kadar ‘askerî’ toplantılar yapmasının pek demokrasiyle ve hukukla uyuşmadığını düşünüyorum doğrusu. Bizim ordu biraz normalleşse artık, sakinleşse, politikayla, hukukla uğraşmayı bırakıp askerlikle uğraşsa, herkes İçin daha iyi sonuç verecek.”

Haberin Devamı