Boğaz'ın en güzel hali

Boğaz normalde yelkenli teknelere yasaktır. Tanker trafiği yüzünden güvenlik gerekçesiyle yelkenli teknelerin yelken seyri yapmalarına izin verilmez. Yelkenli tekneler sadece motor gücüyle Boğaz'da gezinebilirler. Ancak bu da yelkencileri elbette kesmez. O yüzden Boğaz'da yarış günleri yelken tutkunları için bir nimettir, bayram günüdür.

15 yılı geride bırakan Turkcell Bosphorus Cup da işte tam da bu yüzden yelkencilerin özlemle beklediği turnuvadır. Yelken takımları için en prestijli müsabakadır. Bosphorus Cup'un kurucusu Orhan Gorbon'la Çarşamba günü sohbet ederken "Geçen hafta sonu Bodrum'da bir yarış vardı. Şu an 20'nin üzerinde tekne haftasonu yorgunluğuna rağmen dinlenmeden, gecesini gündüzüne katarak İstanbul'a doğru yola çıktı. Yarın burada olacaklar ve cuma günü de (dün) yarışa dahil olacaklar." diyerek aslında yelkenciler için Bosphorus Cup'un ne anlama geldiğini de özetlemiş oluyordu.

Turkcell rüzgarı ile yelkenler fora

Bu yıl 15.’si düzenlenen Turkcell Platinum Bosphorus Cup 26-29 Mayıs tarihlerinde koşuluyor. Dün Caddebostan etabı koşulan kupanın İstanbul Boğaz’ındaki büyük yarışı isebugün gerçekleşecek. 26-29 Mayıs tarihlerinde 4 gün boyunca süren etkinliğin ilk gününde yelkenliler, Caddebostan’da antrenman yarışı ve ikinci gün şamandra yarışı yaptılar. Bugün ise büyük gün. Boğaz yarışında tüm yelkenliler, Dolmabahçe'den start alarak Anadolu Hisarı şamandırası ve Çırağan şamandırası arasındaki hatta dümen kıracak. Çırağan Sarayı önünde yarışın tamamlanacağı etkinliğe, yaklaşık 100 yelkenli tekne ile yerli ve yabancı toplam 1000 yelkenci katılacak.

Uçan gemilere ilham verecek Hydros da Boğaz'da...

GSM şirketleri için şu an varsa yoksa 4.5G. 4.5G demek de hız demek. Dolayısıyla GSM operatörleri hem hıza vurgu yapacak hem de merak uyandıracak ilginçlikler peşinde. Doğrusu 'Uçan tekne Hydros' bu konsept için tam da bulunmaz kaftan. Uçan tekne Hydros, Turkcell'in katkıları ile Türkiye'ye geldi. Bu yüzden Turkcell hedefi 12'den vurmuş diyebiliriz. Hem 4.5G hızıyla hem de Bosphorus Cup'la bu kadar örtüşen bir başka etkinlik düşünülemezdi.

Benim gibi yelken meraklısı biri için Hydros'u deneyimlemek müthişti. Saatte 41 knot'la rüzgar gücüyle ulaşılabilen en yüksek hızın sahibi Hydros'un İsviçreli ve Fransız ekibi ile Kalamış'tan çıkarak küçük bir tur attık. Rüzgar o kadar hafifti ki ne yazık ki değil 41 knot'ı 14 knot'ı bile zor gürdük. Ancak yelken yapanlar ne demek istediğimi anlayacaktır, o rüzgarda bizim tekneler yerinden kıpırdamazdı.

Dünyanın geleceği tasarlanıyor

Hydros'un hızı etkileyici ancak ekibin verdiği bilgiye göre Hydros'un ortaya çıkma sebebi ve misyonu daha da etkileyici. İsviçre'de 20'ye yakın genç yeniliğe açık mühendisin tasarımı olan Hydros aslında bir konsept. Hydros'u sadece dünyanın en hızlı trimaran'ını ortaya çıkarmak için imal etmemişler. Hydros, bildiğimiz tasarımların ötesinde denizlerde neler yapabileceğimizin vücuda gelmiş bir kanıtı. Dünya ticaretinin yüzde 90'ı denizyoluyla yapılıyor. Üzeri konteyner dolu büyük gemileri mutlaka görmüşsünüzdür. Yüzlerce tıra ya da uçağa sığabilecek yükü bir çırpıda okyanuslar aşarak bir yerden bir yere taşıyorlar. Tek zaafları hız. Ancak en ekonomik yöntem de denizyolu. Üstelik çevreci. Az yakıtla çok yük taşınıyor. Hydros geleceğin yolcu ve yük gemilerinin nasıl olacağı konusunda bize fikir veriyor. Hydros Foundation'ın mühendisleri bu yüzden dünyanın geleceğini tasarlıyorlar. Bugün uçuk görünen fikirler havada uçuşuyor. Her yıl gençler arasında en düşük enerji ile en fazla hızı yapacak özel dizayn edilmiş teknelerini yarıştırıyor ve konuda teşvik ediyorlar.