Gazete Vatan Logo

Bilirkişiden skandal rapor!

Patron sel felaketine karşı önlem almak zorunda değilmiş!

Halkalı’daki Pameks Tekstil fabrikasında çalışan Güldane Çiftçi (22), Özlem Ünal (19), Bircan Karataş (21), Naciye Karadeniz (47), Altun Yüksek (46), Fikriye Özentürk (43), Nuriye Can (37), Nebahat Salkım (39) 9 Eylül 2009 sabahı işe binmek için bindikleri, fabrikaya ait olan ve servis aracı olarak kullanılan kapalı kasalı minibüsün sel sularına kapılması sonucu feci şekilde can verdi. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Trafik Kanunu’na göre kullanılması yasak olan kapalı kasa minibüsle servis taşımacılığı yapıldığını belirterek Mehmet Cevdet Karahasanoğlu, Ferit Göncü ve Mehmet Oğur’un “Taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak” suçundan 3 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını istedi.

İlk rapor: Sel ‘asli’, sanıklar ‘tali’ kusurlu

Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasında ölen kadınlardan Güldane Çiftçi’nin babası Sürmeli Çiftçi, Nuriye Can’ın eşi İbrahim Can, Özlem Ünal’ın ağabeyi Birol Ünal, Naciye Karadeniz’in eşi Kamil Karadeniz “Biz firmayla anlaştık. Şikayetçi değiliz” diyerek avukatlarıyla birlikte davadan çekildi. Mahkeme Heyeti Başkanı Mevlüt Bayraktaroğlu’nun talebi üzerine 4 Mart’ta mahkemeye ulaşan bilirkişi raporunda servisin insan taşımaya uygun olmadığı belirtilerek, Mehmet Cevdet Karahasanoğlu’nun uygun araç sağlamasının gerektiği, Ferit Göncü’nün de aracı servis işinde kullandırmaması gerektiği belirtildi. Raporda doğal afetin asli derecede 8’de 4 oranında, Mehmet Cevdet Karahasanoğlu’nun tali derecede 8’de 3 oranında, Ferit Göncü’nün tali derecede 8’de 1 oranında kusurlu bulunduğu, Mehmet Oğur ile ölen kadınların ise kusursuz olduğu anlatıldı.

İkinci rapor: Tüm suç doğal afetin

Karahasanoğlu ve Göncü’nün avukatları bilirkişi raporuna itiraz edince mahkeme yeniden bilirkişi raporu alınmasını istedi. Prof. Dr. Metin Ergeneman ve Öğretim Görevlisi Murat Kuruoğlu ile İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ömer Ekmekçi’nin hazırladığı 3 Kasım tarihli ikinci bilirkişi raporu ise 13 Aralık’ta mahkeme dosyasına girdi. Raporda, servisin camlı ya da camsız oluşunun olaya etkisinin olmadığı belirtilerek “Yönetim Kurulu Başkanı’ndan, İdare Amiri’nden ve aracın şoföründen sel felaketine karşı önlem almalarını beklemek mümkün değildir. Almaları gerekli bir önlem bulunmadığı için olayın meydana gelişinde kendilerine kusur bulunması mümkün değildir. Kazanın oluşunda asli ve tek etken meydana gelen doğal afettir” denildi.

Raporda neler var?

KENDİNİ DIŞARI ATANLAR KURTULDU: Olay günü araç dokuz yolcusuyla işyerinin kapısına kadar gelmiş ancak yağmur suları nedeniyle bariyer açılmamış, araç içerisinde bulunan kişilerde sular nedeniyle işyerine girememişlerdir. Etraftaki sular nedeniyle araç içerisinde kişilerin inip inmemekte tereddüt yaşadıkları bir sırada daha büyük miktarda su bir anda bastırınca panik yaşanmış ve kendisine dışarıya atan veya arkadaşlarının yardımıyla kurtulan üç kişi dışında sekiz kişi araç içerisinde hayatını yitirmiştir.

AYAKLARI ISLANMASIN DİYE İNMEDİLER: Olay işçilerin taşınması esnasında ve aracın personel taşınmasına uygun olmaması nedeniyle meydana gelmemiştir. Olay günü taşıma tamamlanmış ve ölüm hadisesi araç işyeri bahçesindeyken müteveffa kişilerin ayaklarının ıslanmaması için araçtan inmekte tereddüt ettikleri bir anda meydana gelmiştir.

ŞİRKET ÖNLEM ALMAK ZORUNDA DEĞİL: Olay, aracın yetersiz olması, işverenin iş sağlığı ve güvenliği yönünden almadığı bir önlemin bulunması nedeniyle değil, yerel idarenin kontrol edemediği bir sel nedeniyle meydana gelmiştir. Ölümler ile illiyet bağı içerisinde tek husus sel felaketidir ve işveren şirket yönetim kurulu başkanından, idare amirinden ve aracın şoföründen bu sel felaketine karşı önlem almalarını beklemek mümkün değildir. Kaldı ki araç içerisinde bulunanlardan aracı terk etmeleri istenilmiş ve araçta bulunanlar ayaklarının ıslanacağı yolundaki tamamen insani bir tereddütle zaman kazanmaya çalıştıkları sırada meydana gelmiştir.

BÜTÜN KUSUR DOĞA’NIN: Aracın camlı yerine camsız oluşunun da, yolcuların yükselen suyun neden olduğu basınç nedeniyle kapıların açılmaması sonucu araç içinde kalmalarında ve bu şekilde vefat etmelerinde hiçbir negatif rolü olmadığı görüşündedir. Bu nedenle sanıklardan Karahasanoğlu, Göncü ve Oğur’un alması gerekli bir önlem olmadığı için olayın meydana gelişinde kendilerine kusur atfedilmesi mümkün değildir. Kazada asli ve tek etkenin meydana gelen doğal afet olduğu kanaatine varılmıştır.

Haberin Devamı