İttifak, birleşmenin mi ayrışmanın mı yolunu açacak?

Türkiye sancılı bir seçim sürecine giriyor. İktidar partisi AKP, cumhurbaşkanlığı seçiminde uğradığı başarısızlığın hesaplaşmasını seçim meydanlarına indirme planları yapıyor

Haberin Devamı

Türkiye sancılı bir seçim sürecine giriyor. İktidar partisi AKP, cumhurbaşkanlığı seçiminde uğradığı başarısızlığın hesaplaşmasını seçim meydanlarına indirme planları yapıyor. Kendilerini engellediğini düşündüğü devlet kurumlarını ve bu arada da CHP’yi halka şikayet edecek AKP. Bunun ilk işaretlerini önceki gün düzenliği Erzurum mitinginde verdi Tayyip Erdoğan.

Muhalefetin planı da farksız değil. Merkez sağ ve merkez sol muhalefet partileri birleşme ve ittifaklar yoluyla güçlerini konsolide edip toplumsal barış, cumhuriyetin temel değerleri ve laiklik ekseni üzerinden iktidar partisiyle hesaplaşmayı hedefliyor.

Güçbirliği konusunda merkez sağda sorun çözülmüş gibi gözüküyor. Artık DYP de ANAP da birleşme yolunda geri dönülemez bir noktaya gelmiş bulunuyorlar. 27 Mayıs kongresinin ardından tek çatı altında birleşecekler ve seçime birlikte girecekler.

Ancak merkezin solunda henüz bir netlik yok. CHP ve DSP en azından seçim işbirliği, ittifak noktasında bile henüz anlayış birliğine varabilmiş değiller.

Birleşme umudunun gündemden kalkmasıyla güçbirliği formülü ortaya atıldı. Bu da seçim ittifakı yoluyla olacak. DSP seçime katılmayacak, adayları CHP listelerinden milletvekili seçilecek.

Bu formüle solda birlik için her ne kadar ilk adım denilse de ayrışmayı daha da derinleştirecek bir sonuç verme ihtimali oldukça yüksek. Çünkü, DSP şu anda Meclis dışında ve seçimlerde barajı aşabilme ihtimali de yok denecek kadar düşük. Belki bir dönem daha Meclis dışında kalması durumunda solda alternatif olma iddiasını tümden kaybedecek.

İttifak formülü DSP’nin gelecek dönemde iddiasını devam ettirebilmesini sağlayacak. CHP listelerinden seçilip Meclis’e giren milletvekilleri bir süre sonra partilerine dönüp Meclis grubu oluşturduklarında seslerini kamuoyuna ve sol seçmene daha güçlü duyurabilme olanağına kavuşacak DSP. Bu durumda ayrışma kalıcı hale gelecek.

Bunu CHP ve Deniz Baykal görmüyor mu? Elbette görüyor. Ancak tabandan gelen “birleşin” baskıları, Cumhuriyet mitingleri için meydanlara toplanan yüzbinlerin “birleşin” haykırışları CHP’yi ve Baykal’ı da, DSP’yi ve Zeki Sezer’i de en azından ittifaka mecbur etmiş gibi gözüküyor.

Birleşme görüşmeleri şu ana kadar centilmence güven ve anlayış ortamı içerisinde yürütülüyormuş gibi gözükse de bu projenin önünde henüz aşılması zor ciddi bazı engeller var.

DSP’nin içinde ciddi sıkıntılar var. Parti örgütlerinde “yönetim kadrosu kendini milletvekili seçtirmek için bu projeye onay veriyor” itirazı var.

İl başkanlarının milletvekili listelerinin ön sıralarında gözükme iddiaları var. Sayısal sıkıntılar var.

Listelerin seçilme garantisi olan sıralarında en azından grup kurabilecek sayıda DSP adayına yer verilmesi talebi var. Ki kulislere yansıdığı kadarıyla bu sayı 30 civarında. DSP yönetimi böylelikle gelecekte fire olsa, bazı isimler CHP’de kalmayı tercih etse bile, gelenlerle Meclis Grubu’nu garantiye almayı amaçlıyor.

CHP ise sayıyı sınırda tutarak DSP’nin olası bir grup sayısına ulaşmasının ve ayrışmanın kalıcı hale gelmesinin önünü şimdiden kesmenin hesabını yapıyor.

İşte bu iki temel sorun nedeniyle geçen hafta çarşamba gününe kadar bitmesi planlanan ittifak projesinin teknik çalışmaları bugüne kadar sonuçlandırılamadı. Bugün muhtemelen Deniz Baykal ve Zeki Sezer bir araya gelecekler. Sayı ve diğer ittifak ilkelerine son şeklini verip şöyle yada böyle noktayı koyacaklar.

Ancak, son olarak dün de İzmir’den yükselen “birleşin” çağrısı, liderleri zoraki ittifaka mecbur bırakacak gibi gözüküyor...

DİĞER YENİ YAZILAR