İlimde gerilik dinde gerilik

“Kültürel Mirasımızı Tenkit Zarureti” kitabında hadis profesörü M.S. Hatiboğlu soruyordu: Dinimizi tam tatbik edemeyip geri kalışımızın sebebi nedir? Acaba Müslümanlar tatbik edecekleri İslam’ı bilmiyorlar mıydı, yoksa bildikleri İslam geçerliğini kaybettiği için başka sistemlerden medet umar hale mi gelmişlerdi? Kitabında verdiği örneklerden biri “reddi şems/güneşin yolundan çevrilişi” başlığını taşıyor ve şöyle:

Bu hadisin isnadı sahih değil

Altıncı Hicret yılında (M. 628) Hayber Gazası dönüşü, Hz. Peygamber ikindi namazını kılıyor ve o sırada bir işten dönen Hz. Ali’nin dizinde uyuyakalıyor. Uyandığında güneş batmış durumdadır ve Hz. Ali ikindi namazını kılamamıştır. Hz. Peygamber dua buyuruyor, güneş geri geliyor, ortalık aydınlanıyor, Hz. Ali abdest alıp namazını kılıyor. Namaz bitince güneş geldiği yere gidiyor. Bu rivayet, Kitabı Mukaddes’te Yuşa Peygamber‘in duası üzerine güneşin gökyüzünde tam bir gün hareketsiz kalması rivayetiyle birleştiriliyor ve peygamberlik mucizesi sayılıyor. Bu hadisin her ilim sahibi tarafından ezberlenmesi gerektiği iddia ediliyor. “Bu hadisin isnadı, dayandığı senetler sahih değildir’ diyor Hatiboğlu. Hz. Peygamber ve arkadaşlarının zaruri hallerde kılamadıkları başka öğle ve ikindi namazları da olmuş, bunları güneş battıktan sonra kaza etmişlerdir. Mesela Hendek gazvesinde Hz. Peygamber ikindi namazının vaktini geçirdiğinde güneş geri gelmemiş veya getirilmemiştir.

Haberin Devamı

Acaba âlimlerimiz ne diyor?

Reddi Şems hadisesini reddeden Hanbeli Mezhebi âlimleri, bunu ilmi yönden değil, rivayetin sahih olmamasına bağlamışlardır. “Eğer rivayet sahih olsaydı, biz onu ilk söyleyenlerden olurduk” demişlerdir. Şeyhülislam mertebesinde bir âlim olan İbn Teymiye bu olay için “aklen batıldır” demiş, fakat sebep olarak güneşin geri dönüşünün akla aykırılığını değil, bu olayı nakleden sahabinin “vallahi işittim, güneş kuyu çıkrığının gıcırtısı gibi ses çıkarıyordu” demesini göstermiştir.

Hatiboğlu şöyle devam ediyor: “Sünni olsun Şii olsun, pek çok imamın zihnine, acaba bu konuda matematik, astronomi vs. âlimlerimiz ne diyor, sorusu gelebilmiş değildir. Beşinci asrın (M. 11) İbn Sina’larıyla, Beyruni’leriyle bu konuları müzakere etme ihtiyacını duymuş müfessir, muhaddis ve fakihimize rastlamış değiliz. Bu birbirinden kopuk ilim çevrelerince yazılmış eserlerin, toplumu kültürel yönden geliştirmeye ne derece hizmet edebileceğini artık tahmin etmek zor olmasa gerektir.”

Haberin Devamı

İslam’ın dinamizmi unutuldu

Yeni gelişmeler yapamayan, bilimde, teknikte, sanatta geri kalan toplumlar, kendileri hakkında başka toplumlarca verilen kararları uygulamaktan başka bir şey yapamazlar. Zaman içinde Batılılar ilerleyip de Müslümanlar gerileme dönemine geçince İslam’ın reform özelliği, dinamizmi unutuldu, “onlara dünya bize ahret nimet olarak verilmiştir” sloganıyla oyalanır olundu. Hatiboğlu bölümü şöyle bitiriyor: “Geçmiş âlimlerimizin doğrularını kabul edip yanlışlarından ibret almayı cümle kullarına nasip eylemesini Cenabı Allah’tan niyaz ediyoruz.”

DİĞER YENİ YAZILAR