Artık her mevsim kış Türkiyem

Umut, mutluluk üzerineydi yazacaklarım, bombalar ölüm saçmadan önce...

Umut dolu, neşeli bir yazı yazmak üzereydim oysa... Bugün havaya düşen Cemre’den, hikâyesinden, efsanelerinden söz edecektim. Doğanın yeni yılını kutlayacak, geleneklerden filan söz edecektim. Tam “Cemre” düşeyaza, bombalar patladı havada.. Oysa ben, cemre yani kor; havaya, suya, toprağa düşerken, nasıl da düştüğü yeri ısıtacak ve yaşam yeni döngüsüyle nasıl da yeniden başlayacak, onu anlatacaktım. Cemreyi beklerken, kor acı, yüreğimizi ateşe verip yakmadan hemen önce...

Aslında göğe düşen cemrenin, tüm havadaki soğuğu toprağa indirdiği bu yüzden Mart ayının soğuk geçtiğini yazacaktım. Yedi gün sonra suya, yedi gün daha sonra toprağa düşünce, artık baharın müjdelendiğini, hayvanların hareketleneceğini, tohumların ekileceğini, çiçeklerin yeşereceğini yani toprağın doğuma kucak açacağını anlatacaktım tam o sırada... Çocukluğumda her akşam dört gözle beklediğim, hala yolda gördüğümde babamın hayaline gülümsediğim askeri servis araçları içinde, lojmanın kim bilir hangi numarasında, burnu cama dayalı bekleyen çocukların, eve bir daha hiç dönemeyecek babalarını, bombalar toprağa saçmadan, toprak ölüme doymadan evvel...

Haberin Devamı

Sonra Nevruz’dan sonra Hıdrellez’den sonra bildiğim bütün kâdim ve umut saçan, yeniden doğuma işâret eden doğa kutlamalarını anlatacaktım. Hava, su, toprak bir ânda ölüme kesmeden...

Uygurlar’dan, Altaylar’dan, binlerce yıllık, insanlık kadar eski Anadolu tarihinin güzel geleneklerini yüreğinize katacaktım. Yeniden ve yeniden, sonsuzluğa evrilen yaşama övgü yağdıracaktım. Ankara’dan Diyarbakır’a, dağlardan kente, ülkem bir kere, bir kere daha ölmeden hemen önce...

Sivil memur çocuğunu kreşten alıp servise binmeden, gencecik gazeteci Gülşen Yıldız çalıştığı Tarım Bakanlığı’nın kapısından çıkmadan, terhisi yaklaşan Adanalı Ali Öztaş son bir kez şafak saymadan evvel ne güzel bir yazı yazacaktım size... Umut, mutluluk, neşe, bahar kokacaktı anlatacaklarım; anlatamadım. Memleketimizin dört mevsimi yaşayan coğrafyasına methiyeler yağdıracaktım tam o ânda... Türkiyem, artık her mevsim kışa mahkum olmadan az önce....

Haberin Devamı

Sağlıkta Kırmızı Alarm

Artık her mevsim kış Türkiyem

Çeşitli gazetelerde 32 yıldır sağlık haberleri yapan Coşkun Bel’in üçüncü kitabı “Ölümlerden Ölüm Beğen Sağlıkta Kırmızı Alarm” raflardaki yerini aldı. Bel, yeni kitabında Türkiye’de yaşanan önemli sağlık sorunlarını mercek altına alarak, “Ne yapmalı?” sorularına cevap veriyor. Kitapta, çile çeken sigortalılar, hasta yoğunluğuna dayanamayan doktorların içinde bulundukları güçlükler, tehlikeli hale gelen obezite ve diyabet felaketi, kalp yetmezliğinde ve böbrek hastalıklarında dünya şampiyonu olduğumuz gibi ilginç konular yer alıyor. Kitabın arka kapağında Prof. Dr. Canan Karatay ve birçok ünlü doktorun görüşleri bulunuyor.

DİĞER YENİ YAZILAR