Bir başka bahara

Kimi yazın sıcağını sever kimi kışın karını ama hiç kimse baharın kararından vazgeçemez. Hafif bir meltem, limon çiçeklerinin kokusunu havada dolaştırır, mor salkımlar, sümbüller, erguvanlar, papatyalar yeşile karışır. Ama hayır! Bu yıl bize bahar yok! Bu bahar, kuş sesleriyle deniz kenarında ya da bir parkın kuytusunda tatlı rüyalara dalmak yok! Güneşe yüzünü dönüp, o ânlık bahar uykularının sarhoşluğunda esrimek yok! Dedim ya, bu sene bize bahar yok!

Elbette, baharla ilgili karamsarlığımda, bir türlü ısınmayan havaların etkisi de çok. Ama, biliyorum ki çok değil sadece bu yazı baskıdan çıkana kadar havalar ısınmış, siz bu satırları okurken bahar usul usul kap altından girmiş olacak. Ama ne yazık ki, ülkemizdeki seçim havası, bahar havasını aynı hızla kovacak. Megafonlardan yayılan ne dediği anlaşılmayan çirkin sesler kuşların nâmelerini ağaçlardan söküp atacak. Üst üste asıldığında birbiriine üstünlük tasladığı sanılan o korkunç seçim afişleri güzelim bahar dallarını kıracak. Çevreyi ayrı, beynimizi ayrı kirleten kampanya çöpleri, çiçeklerin üzerini hunharca kapatacak. Toz dumana katılacak. Mitinglerden trafik felç olacak. Yani kısaca bu bahar bize zehir olacak!

Haberin Devamı

Hayatım boyunca insanların seçim kirliliğinden şikâyetine tanık oldum ama yine de farklı bir yol izleyen, değişik bir seçim stratejisi yürüten partiye rastlamadım. Üstelik, bu bağırış-çığırışın, bu parayı çöp yapıp parti bayrağı diye sokaklara atışın, seçim sonuçları üzerinde bir etkisi var mı diye de merak etmekteyim. Meselâ; mahallesine asılan parti afişlerinin çokluğuna göre oy veren vatandaş var mıdır? Ya da seçim otobüslerinde, ismini en çok duyduğu kişe göre kararını veren... Bunca çevre kirliliği yerine, halk için, meselâ, bir park yapan parti olsa, sonuç nasıl olurdu acaba?

Yurttaşlık bilinciyle hareket etmek lazım

Peki ya seçim vaadleri... Sosyal medyada yaptığım küçük bir anketten anladım ki kimsenin verilen sözlerin gerçekleşeceğine dair inancı kalmamış! İki anahtar vaadinden birkaç sene sonra en büyük ekonomik krizi görmüş, tarihi boyunca vaadedilen hiçbir sözün gerçekleştiğini görmemiş bir ülkenin evlatlarına hak vermek gerek. Ama, siyasi planlarını bilmeden oy vermek de, bir yanlışı başka bir yanlışla düzeltmeye çalışmaktan öte gitmeyecek. Bu süreç içinde, partilerin seçim beyannamelerini incelemek ve akılda kalan soruların cevaplarını liderlerden talep etmek bir vatandaşlık görevi olarak görülmeli. Ne yazık ki ülkemizde, demokrat ülkelerde yapılan ve iktidar parti lideri de dahil tüm siyasilerin katıldığı televizyon programları yapılamıyor. Seçime katılanlar, aynı platformda bir araya gelmiyor. Dolayısıyla da eşit bir ortamda yapılan münazaraya göre karar vermek de mümkün olmuyor. O zaman iş vatandaşa düşüyor, “böyle gelmiş böyle gider” dememek gerekiyor. Soru sormak, cevap istemek, cevap vermeyenlere şüphe ile yaklaşmak ve seçimden sonra vaadlerini yerine getirmeyen iktidardan hesap sormak vatandaşlık hakkımız hatta görevimiz hâline geliyor. Uzun lâfın kısası, oyumuzu verirken, yurttaşlık bilinciyle hareket etmeli ve takım tutar gibi değil, ülke geleceği için kararımızı vermemiz gerektiğini unutmamalıyız.

Haberin Devamı

Hangi parti ne vaad ediyor?

Haberin Devamı

Seçim bildirgelerine baktığımızda CHP, daha çok iddialı ve çok detaylandırılarak açıklanan ekonomik reformlarıyla, HDP ise askerlik, eğitim, iş ve işçi güvenliği gibi konularla ama en çok “Eş Başkanlık” gibi radikal bir öneriyle seçime giriyor. AKP, sayısal ifadelerden çok “yeni Türkiye 2023” ve “her şey güzel olacak” söylemlerini tekrar ediyor ve geçen seçimlerden devreden ve halihazırda yerine getirilmemiş vaadlerinde de sürekliliğini koruyor. MHP, yolsuzluk, güvenlik ve terörle mücadeleyi ana ekseninde tutuyor ama yine de partiden gelecek daha detaylı bir bildirgeyi de merakla bekleniyor. Şu aralar; halkın en çok dillendirdiği ve cevabını beklediği sorular ise şöyle sıralanıyor:

-Olası bir çok partili iktidar durumunda, koalisyon yapabilecekleri ya da asla yapmayacakları diğer partiler (en çok merak edilen soru)

-Nükleer santrallerle ilgili düşünceler

Haberin Devamı

-Çevre, SİT alanları ve tarihi eserleri koruma ile ilgili görüşler

-Ekonomik stratejiler

-Eğitim reformları

-İşçi sağlığı ve iş güvenliği

-Tarım reformları

-Azınlıklara bakış

-Dış politika

DİĞER YENİ YAZILAR