Güzellik ve zulüm

Kadın olmak, sürekli baskı altında olmak demek. İş, evlilik, çocuk, ev... Her konuda bu böyle... Hep bir tarif üzerinden hayatını yaşamak zorunda bırakılıyor kadınlar. Öyle, kadınların gördüğü şiddet ve yaşam haklarını kısıtlayan baskılar gibi ağrı ve ciddi mevzuulara kadar uzanmayalım! Güzellik mevzuu bile kadınlar için bir baskıyla mücadele meselesi. İşin garibi, kadının güzelliği arttıkça çektiği sıkıntı ve gördüğü zulüm de artıyor. Hele bir de ünlüyse, işkencenin dozu da artıyor.

Haberin Devamı



Geçtiğimiz günlerde Mariah Carrey’ın fotoğraf çekiminden, fotoshopsuz kareler basına sızdı. Tabii, hemen fotoğrafın, inceltme, şekillendirme ve pürüsüzleştirme işlemlerinden geçirilmiş ve ham hali yan yana gazete sayfalarında yayınlandı. Bir hafta kadar önce de Sharon Stone, rahat rahat tatil yapamadığını, denize girerken fotoğrafının çekilip, eski haliyle mukayese yapılmasından korktuğunu söylemişti. Bir kez daha üstüne basa basa söyleme ihtiyacı hissediyorum: S-H-A-R-O-N S-T-O-N-E. Güzellik ve zulümHani şu her daim taş gibi olan ve bakışlarıyla karşısındakileri taş eden, soyadıyla müsemma olan kadından söz ediyorum! Güzellik ve ün arttıkça, bu konuda toplumun baskısı da artıyor belli ki. İşin garibi kadınlar, günün sonunda dönüp kendilerini vuracak olan bu acımasız oyuna ortak oluyorlar. Nasıl mı? Misâl; önce baskıyı Sharon Stone yiyor. “Diz kapağı şöyle olmuş, selilütleri böyle olmuş” diye kendini dergi sayfasında görünce, hemen kusurlarına çare olacak bir takım yöntemlere başvuruyor. Bu arada, okuyucalar, dergi sayfasındaki kadının güzelliğine, bakışlarındaki çekiciliğine ve gülüşündeki seksiliğe değil, dergi editörü tarafından daire içine alınarak çerçevelenmiş “kusurlarına” odaklanıyor. Kendilerininkilerle karşılaştırıp, birbirlerini incelemeye başlıyor. Ve kadınlar ne kendi ne çevrelerindeki kadınların duruşuyla, bilgi ve becerisiyle, havasıyla, karizmasıyla, kısaca insanda “güzel” duygular uyandıran sahici güzellikleri farketmez oluyorlar. Bir süre sonra aynı dergiler, ünlü oyuncunun fiziğini yeniden mükemmelleştiren bir kremden filan söz etmeye başlıyor ve kapitalizmin dişlileri kadınların popolarını dişleyerek beslenmeye devam ediyor. Oysa herkes güzel olanla beslense, kusur aramak yerine “hepimizde var” diye içine su serpse, bu tüketim estetiğinin bir piyonu olmayı reddetse, kısaca bu çark artık dönmese... Ama ille de zincirin gönüllü halkası olan ve hayatını bu uğurda zindana çevirmeye hevesli olanlara söylecek fazla söz yok tabii. ÂMariah Carrey ve Sharon Stone’a sesimi duyuramasam da bayram itibariyle objektiflerin haşin bakışlarına mazhar olmaya başlayan bizim ünlü kadınlarımıza sesleniyorum: Umursamayın! Güzelsiniz ki hayranlarımız var.Ufak tefek düzeltmeler günümüz teknolojisinde vesikalıklarda bile var ama çok acayip fotoshoplarla kendinizi bambaşka hale getirip sonra suretinizle köşe kapmaca oynamayın. Sizi seven “ışığınıza” hayrandır, unutmayın.
Güzellik ve zulüm
- Sevgili magazin basını, size sesleniyorum: “Lütfen, insanlar üzerinde mikroskobik büyütme yapıp, daire içine almayı bırakın. Masanın atomu masaya benzemez ya bir kadın da popo altına benzemez. Gözün bütün olarak algıladığı mesafeden bakılmalı. (Bunu dedim diye kızıp, görüntüyü 300 kat büyüten zoom lenslerinizi bana çevirmeyin lütfen)

- Editör arkadaşlar size sesleniyorum: İnsanların isminin yanına parantez açıp sayı yazmaktan vazgeçin. Eğer bir insan ölmediyse, hakkında yapılan haberde yaşının yazması için genellikle bir sebep yoktur. Hani 70 yaşında biri buz pateni şampiyonu olursa o başka. Ama haberle ilgisi yokken, durduk yere fiyat etiketi gibi insanların adını yaşı ile etiketlemek hoş olmuyor. Benden söylemesi.

-Yaş demişken sayın basın mensubu, lütfen 30 yaşına gelen her kadın için aslında 100’ncü yaşgününü kutlamış da hala maraton koşuyormuş gibi bir ifade de bulunmayın. “33 yaşında ama hala genç kız gibi”, “40 yaşında yıllara meydan okuyor”, “50 yaşında ama yine de güzel”, “çocuk doğurdu ama yine de podyuma çıkabildi” filan gibi... Çoğunlukla iltifat olarak kullanılan sözler hem bahsi geçen kişi hem de okuyucu için sinir bozucu olabiliyor. 25 yaşında insanların yaşlı sayıldığı dönemler çok geride kaldı.

-Aklıma geldi, bir de yaş ve güzelliği birbirine karıştırmayın. Kadın güzelse her yaşta güzeldir. Güzel değilse de gençken de olmamıştır zaten. O yüzden, “65 yaşında ama hala güzel” gibi cümleler kurup durmayın.

DİĞER YENİ YAZILAR