Askerden döndü Instagram’da işini kurdu!

Haberin Devamı

Şu sanal alem bir başka alem. Sosyal medyayı ise diğer mecralara bakarak anlamaya çalışmak büyük yanılgı! Hele ki bu sanal medyanın fenomenleriyle, televizyon dünyasının ünlülerini karıştırmak daha da büyük hata! Hayatını Instagram’a endeksleyen ve 828 bin takipçisi ile bir fenomen olan Sezgin Yılmaz ile fotoğrafın sanal dünyasını konuştum.

Instagram’ın fenomenleriyle ilgili akademik çalışma yapıyorum. Yüksek lisans tezim için yaptığım araştırmanın konusu; bugüne kadar hiç tanımadığımız ama bugün Instagram’da büyük hayran kitlesi olan ünlüler. Hiç bilinmeyen kişilerin çılgınca takip edilip, bu sayede de para kazanıyor olması ise gerçekten merak konusu bana göre. Benim araştırmaya başlamama da bu merakım sebep oldu zaten. Kendim de sıkı bir Instagram takipçisi olduğum için, pek çok fenomenle görüşme şansım oluyor. Bir Mustafa Seven hayranı olarak, bu ünlü fotoğrafçı, muhabir ve Instagram fenomeniyle yaptığım söyleşiyi daha önce paylaşmıştım. Kendisinin yürüttüğü ve ülkemizi dünya çapında tanıtmayı amaçlayan #comeseeturkey projesi sırasında ise dünyanın dört bir tarafından Instagram fenomenleriyle tanıştım. Ama itiraf edeyim kimse Sezgin Yılmaz kadar ilginç değildi. Gördüğü her mekâna, ışığa, ana “like” gözüyle bakan, daha önce hiçbir işte çalışmamış ve hayatını Instagram’a endeksleyerek inanılmaz bir rüyayı gerçekleştiren bu genç adamı siz de yakından tanıyım istedim: Karşınızda @sezyilmaz...

Öncelikle, sen kimsin?

Ben Sezgin Yılmaz. 1983 İstanbul doğumluyum. Yeditepe Üniversitesi Görsel Tasarım bölümünde okudum. 7 yılda üniversiteyi bitirdiğim için hemen askere gittim ve 2010 yılında döndüm.

Askerden döndü Instagram’da işini kurdu

Askerden dönünce her klasik Türk vatandaşı gibi işe girmeyi düşünmedin mi?

Kısa bir süre babamla çalışmayı denedim. Baktım olmuyor, 9-5 mesai de bana ters... Benim bitirdiğim bölümdeki arkadaşların hepsi ajanslarda filan çalışıyor. Çok sıkılıyorlar ve kuş kadar para alıp, gece birlere kadar işten çıkamıyorlar. Ben bunu istemedim. Ama aklım sosyal medya ve internet üzerinden bağımsız bir iş yapmakta kaldı. O sırada Instagram’ı farkettim. Yükledim, ama önceleri filtre programı sandım. Bir süre sonra kavradım.

GERÇEK INSTAGRAMCI BENİM

Kavrayınca nasıl bir şimşek çaktı beyninde de kimsenin yapamadığını yaptın? Ne düşündün?


Valla Instagram’a girdiğimde ilk Mustafa Seven’i buldum. En yüksek takipçili ve en popüler olan oydu. “Ben bu adamı geçerim” dedim ve 100 bin geçtim.

İnsan nasıl Instagram’a girdiği ilk gün bakıp da Mustafa Seven’i kendine hedef olarak seçer. Aşık atmak ne tür bir cesarettir?

Bak, benim bugün çok yakın arkadaşım Mustafa ve birlikte Instagram üzerinden projeler yapıyoruz. Ona da söylüyorum: Asıl Instagramcı olan benim. O sanatçı. O fotoğrafçı. Aynı zamanda mesleğiyle, fotoğraflarıyla Instagram’ı kullanan bir fenomen. Ben Instagramcı’yım. Onun kuralları, algoritması dışındaki şeyler beni ilgilendirmiyor. Ben sanat için değil takipçiler beğensin diye fotoğraf çekiyorum.

Neyle çekiyorsun fotoğraflarını?

Al sana bir iddialı durum daha: Çoğunlukla cep telefonuyla çekiyorum. (Elindeki iPhone’u sallayarak) Dünyada Instagram’ı kullanan tüm fotoğrafçılara bu elimdekiyle meydan okuyorum. Onlar, çift makine full ekipmanla çekip, bilgisayar üzerinden düzenleyip, bir fotoğraf koymak için saatlerce uğraşırken, ben telefonumla çekip anında paylaşıyorum. Olay budur! Instagram, en iyi fotoğrafı önemli kılan bir mecra değil. O dediğin sergide olur. Önemli olan Instagram’ı doğru kullanmak!

Nedir senin marifetin? 830 bin takipçin var? 30-40 bin “like” alıyor fotoğrafların?

Ben Türkiye’de bu işin ilk algoritmasını çözen adamım. Çok inceledim, yabancıların hareketlerini takip ettim ve 1,5 yıl boyunca doğru düzgün uyumadan deneme-yanılma yoluyla bu mecranın matematiğini çözdüm. 3 saatte bir fotoğraf koyacaksın, deli gibi insanları “like”layacaksın. Önceden hashtagler önemliydi, ama artık çok işe yaramıyor çünkü kullanıcı çoğaldı ve koyduğunuz fotoğraf etiketlediğiniz sayfadan hemen geçip gidiyor. Popüler sayfaya girmek önemliydi. Bunun için de kısa zamanda çok beğeni almak gerekiyordu, ama Instagram şimdi bunu da değiştirdi. Benim sırrım, insanlara görmek istediği kompozisyonu vermek. Fotoğrafa baktığında “aaah” diye iç geçireceği anlar paylaşmak. Bir de koyacağın saat önemli. Sadece Türkiye’yi düşünmek olmaz. Örneğin, akşam üstü herkes çay fotoğrafı paylaşırken ben kahve fotosu paylaşırım. O sırada Amerika’da sabah ve adamların kahve içtiğini hesaplarım. Hissettiğimi çekerim. Görsel tasarım okumamın da faydası var. Akşam 20-24 arası çok önemli. Sabah 07’ye kadar da dünyanın uzak köşelerindeki insanların beğenisini düşünerek fotoğraf paylaşacaksın.

Baktığım her şeyi “like” olarak görüyorum ve para kazanıyorum

Takipçi satın aldın mı doğru söyle?

Asla! Hiç işe yaramaz! Yalan işe yaramaz. İnsanlar hemen anlar. Samimiyet önemli!

Askerden döndün ve işsizdin, sonra?

Tabii, babam ve tüm aile “e hadi artık işin gücün olsun” diye bastırmaya başladı. Bir tek annem inandı bana. Ona dedim ki “ben çalışmak istemiyorum. Instagram diye bir şey var, çok büyüyecek ve ben orda tutunup para kazanmak istiyorum. Bana inan.”

Peki ailenin diğer fertleri?

Kimse inanmadı. Herkes dalga geçti. Ama inat ettim ve başardım.

Ama sahiden akla yakın değilmiş hayalin. Peki şimdi?

Ben hesabımı kitabımı iyi yaparım. Daha yeni ailemin yanından ayrıldım kendime ait bir eve taşındım. Ayağımı yorganıma göre uzatırım. Bu ay çok kazandım diye savurmam. Bir sonraki ay ne kazanırım bilmiyorum çünkü?

Peki nasıl para kazanıyorsun?

Instagram’da 300 bin takipçiyi geçtiğimde, ajansta çalışan bir arkadaşım müşterilerinden birinin Instagram’ı da reklam aracı olarak kullanmak istediğini söyledi. Ben de proje ürettim. Sayfamda onların ürünlerini takipçinin gözüne sokmadan kullanarak çektiğim fotoğrafları paylaştım. Beğenildi. İlk paramı kazanmış oldum.

Şimdi durum nasıl?

Bak, gece dahil 3 saatte bir alarmım kurulu. Hiç aksatmam. Takip ettiklerimi hemen beğenirim. Sosyalleşmeden beğenilmek diye bir şey yok. Gizli reklam denilen tarz, kendi sevdiğim fotoğrafların içine yedirerek yerleştiriyorum ürünleri. Karşılığında fotoğraf ve proje başı para kazanıyorum. Dijital ajans kurma çalışmaları yapıyorum. Reklamın geleceği orda. Ben baktığım her yerde “like” görüyorum. Ben, Instagram’la yaşıyorum. Bu işin çılgınlığı; beğenilmek. Daha fazlasını istiyorum. Yapıcam, göreceksin. Bu artık hayal değil...

DİĞER YENİ YAZILAR