'Tiyatrodan başka sansürsüz ne kaldı ki'

Bugün babalar günü... Ülkede bunca çocuk babasız kalmışken, kutlama yapmak insanın içine sinmiyor elbette. Babalar kızmasın ama daha önce anneler günü yazımda da paylaştığım gibi, binlerce yıllık anneler günü geleneğine karşılık sonradan uydurulmuş bir gün "Babalar Günü"... Babamın, bir ömür desteğini arkamda hissettiğim o sıcacık ellerini öpebildiğim için sadece bugün değil hergün kendimi şanslı hissediyorum. Ve bugün sayfamı, tanıdığım en harika babalardan biri olan dostum, Emre Kınay ile çok özel sohbetimize bırakıyorum.



Bu yıl, Soma'da hayatını kaybeden onca baba ve babasız kalan bunca evlat varken, babalar günü kutlamak insanın içinden gelmiyor. Sen de babasını çok küçükken kaybetmiş birisin. kaç yaşındaydın baban vefat ettiğinde?

9 yaşındaydım.

Baban da sinemacıydı değil mi?

Evet. Şimdi dublaj yönetmeni diyoruz. Ses uzmanıydı. Beş kardeştik. Üç ablam var. Babam ancak çalıştığınla bizi büyütüyordu, vefat ettiğinde biz başımızın çaresine bakmak zorunda kaldık.

Kaç yaşında başladın çalışmaya?

9! (Gülüyor) Bildiğin çocuk işçiydim ben. Hepimiz çalıştık. Yaşamak için çalışmak gerek. Hayat bana bunu öğretti.

Ne işler yaptın?

Simitçi fırınında başladım sonra anahtar fabrikasına girdim. Fabrikada ayağımdaki kauçuk ayakkabı kayıp düşümce belimi sakatladım. 11 yaşında falandım. Tabii sigorta filan davasına başlarına iş gelir diye hemen attılar beni fabrikadan. Sonra yıllarca seligrafi yaptım. Usta oldum. Tabii başka ek işler de yaptım. Duvar reklamı yapardım. Pamuk işinde çalıştım. Zeytin-zeytinyağı... Ayrıca, mevsimlik işler vardı... İşte kömür zamanı, insanların evlerine aldığı kömürü depolara istiflerdim yevmiyeyle... Daha sayayım mı?

Ne ara çalıştın bu kadar işte?

12'e 10 kala çıkardık ya sabahçılar okuldan, işte ben çıkışta doğrudan atölyeye giderdim.

‘Kendi haklarımı savunuyorum’

Çocuk yaşta hep çalışmışsın, peki başkaldırmayı kimden öğrendin?

Annem ve ablalarım çok sağlam ve dişli kadınlardı. Hakkımı yedirtmemeyi ve başkalarınınkine de sahip çıkmam gerektiğini onlardan öğrendim. Bizim ailede cinsiyet ayrımı yoktur. Sofra kurulacaksa beraber kurulur. Kız-erkek ayrımı yapılmaz. Kadınlar da çekinik karakterler değildir.

Çocukluğumdan beri mücadele içinde olduğun için mi bu kadar güçlü duruyorsun?

Öldürmeyen Allah güçlendirir be Berna. Sokağı iyi bilirim, arka sokakları da çok iyi bilirim. Hani Başbakan hep nerelerde çalıştığından örnek veriyor ya kendi haklılığını savunmak için, ben de en az Başbakan kadar çalıştım ve hatta daha zor şartlarda ve daha az bedellerle. Ben de kendi haklarımı savunuyorum işte! Onurlu yaşamak için bir lokma ekmeğe ihtiyacım var o kadar. Başka hiçbir şey lâzım değil insana. Bunun için ben 9 yaşından beri çalışıyorum. Bundan sonra da böyle yaşamaya devam edeceğim. İhale için, koltuk için, daha fazlası için kimseye eyvallah demedim, demem...



Benim tiyatroma düşman olan kim?

10 yıl önce Duru Tiyatroyu kurdun. Büyük emek verdiğin salonundan çıkarılmaya çalışılıyorsun. Son durum ne?

Suç duyurusunda bulunuyorum: Kadıköy Kaymakamı hakkında alenen suç duyurusunda bulunuyorum! Dava bitene kadar tiyatro salonunu kullanmama izin veren belgeyi kendi imzaladığı hâlde, dava sürerken, kimden emir alarak ve hangi gerekçeyle benden 48 saat içinde tahliye istemiştir? Bunu hiçbir savcı araştırmayacak mı?

Kaymakam hem sana mahkeme sonuçlanana kadar salonu kullanabileceğine dair imzalı kağıt verdi, hem de bir ay sonra vazgeçip "48 saat içinde boşalt" dedi. Öyle mi?

Aynen öyle. Kaymakamların yetkileri mi arttırıldı? Elimde mahkeme kararı var. Ama kaymakam hukuk tanımıyor. Üstelik devleti çelişkili bir mekanizma haline getiriyor. Dava sonuçlanana kadar salonu kullanma hakkını bana veren belgede de kendi imzası var, bir ay sonra mahkeme sonuçlanmadan salonu boşaltmamı isteyen belgede de...

Sonra?

Saat 15.00'te mahkemeye başvurdum, ertesi gün sabah 11.30'da tahliyeyi durdurma kararı aldım. Sürem o gün akşam bitiyodu. Tiyatroma düşman olan kim? Emri kim veriyor bilmek istiyorum ve suç duyurusunda bulunuyorum! Kaymakam görevini kötüye kullanmıştır!

Haberin Devamı



'İnşaat filminin ikincisi yolda'

Duru Tiyatro devam edecek mi?

Elbette edecek. Ben sırf ısrarımdan salonla ilgili mahkemelerde sürünüyorum yoksa artık sıtkım sıyrıldı ve yeni bir salon arayışına giriştim. Ayrıca gezici olarak da tüm sahnelerde oyunlarıma devam ediyorum. Sondan sonra 5'nci sezonuna girecek.

Hani tiyatro bitiyordu, seyirci yoktu?

Hadi canım, sürekli yeni tiyatro kuruluyor. Eskiliğinden kurtuldu ve şimdi çok daha canlı tiyatro. Kapı-çerçeve kırılıyor doluluktan. Sansürsüz başka ne kaldı ki!

Dizi devam ediyor mu?

bölüm daha var ama sezona devam edecek mi belli değil. Çünkü artık ciddi bir internet izleyicisi var, ama reyting ölçümleri bu izleyiciyi kapsamıyor. Dolayısıyla bu kadar çok izlenmesine karşın reytinglerimiz parlak görünmüyor. Kanalın teveccühü bundan sonrası.

İnşaat 2 çekilecekmiş.

Evet, Ömer Abi'ye (Vargı) yalvarıyoruz yıllardır. Sonunda senaryo yazıldı, yakında başlıyoruz. Hapisten çıkıp yeni bir inşaata girerler ve yeniden bir olaylar örgüsünün içine düşerler...

Duru yanında olmadan bakkala gitmeyen bir babasın. Neler yapıyorsunuz?

Vallaha benleyken sıkılmadığını biliyorum o yüzden ber yere sepet gibi yanımda taşıyorum. Ne yapıyorsam beraber yapıyoruz.

Nasıl bir babasın?

Onu Duru'ya sor

Baban nasıl bir baba Duru?

Duru: Eğlenceli ve komik bir baba, ama bazan çok ciddi olabiliyor. Birlikte yemek yapmayı çok seviyorum.

En çok neye kızıyor?

Duru: Bir şey dediğinde, yapmayıp üst üste tekrarladığımda çok kızıyor. Ödevlerimi düzenli yapmamı istiyor. Ben de yapıyorum. Onun dışında çok komiktir, çok güldürür benim babam.

DİĞER YENİ YAZILAR