Sonbaharda İstanbul rehberi...

Haberin Devamı

Ekim-Kasım aylarında İstanbul'daysanız, size tavsiyelerim var. Kara kış başlamamışken, güneş henüz bu kente küsmemişken, kar yolları kapamamışken, son kalan kızıl yapraklar dalları terk etmemişken, kısacası henüz vakit varken İstanbul'un tadını çıkarın. İstanbul'un mevsimi bahardır, unutmayın. Ya kış uykusundan uyanırken ya da kış uykusuna yatmadan keyfi çıkar bu kentin. Bu yüzden de en keyifli etkinlikler, geziler, festivaller bu tarihlerde yapılır. Giyin üstünüze İstanbul'un olmazsa olmazı pardesünüzü, kuşanın şemsiyenizi düşün yollara. İşte size sonbahara özel İstanbul adresleri. Ailece sürün keyfini...

Sonbaharda İstanbul rehberi...

İşte şehrin başlıca sanat, tarih, gezi, yemek noktaları!

-Dan Brown'ın izinde Tarihi Yarımada Turu: 27 Ekim. İstanbul'da değilseniz bile sırf bu tur için gelmelisiniz ama yerinizi önceden ayırtın. Yazdıkları tüm dünyada çok okunan, romanları filme çekilen Dan Brown'ın kitaplarındaki maceraların geçtiği tarihi yerlere turlar düzenleniyor. İlk kitap "Da Vinci Şifresi" turları kitabım geçtiği Louvre Müzesi ve çevresinde, ikinci kitap Melekler ve Şeytanlar'ın turu Vatikan'da yapılıyor ve müthiş turist çekiyor. Dünya'nın dört bir yanından gelen katılımcılar, tıpkı romandaki gibi tarihi eserlerdeki şifrelerin izini rehber eşliğinde sürüyor. Dan Brown'ın son kitabı "Cehennem" ise İstanbul'un Tarihi Yarımadası’nın şifreleriyle çözülüyor. Bu yüzden de 3. Dan Brown turu Istanbul'da yapılıyor. Üstelik bizimki çok daha havalı, çünkü Dan Brown'ı İstanbul'da gezdiren rehber, "Dan Brown'ın İzinde" turuna da rehberlik ediyor. Bence kitabı okumadıysanız hemen başlayın. Kitapta, kahramanı gezdiren rehberin Serhan Güngör olduğunu unutmayın. Sultanahmet, Yerebatan ve Tarihi Yarımada’daki pek çok yeri, tıpkı Dan Brown gibi Serhan Güngör'le keşfetme fırsatını kaçırmayın. Detaylı bilgi için: www.festtravel.com

-Sahaf Festivali: Sahaf sever misiniz? Ben bayılırım. Basımı artık bulunmayanlar, elden ele gezerek kimbilir kaç çocuğun hayali kahramanı olmuş çizgi romanlar, kaç bebeğin uykusuna eşlik etmiş, kaç annenin elinin izini taşıyan hikâye kitapları, nostaljik plaklar, buram buram yaşanmışlık kokusu... Beyoğlu-Tepebaşı'ndaki Geleneksel Sahaf Festivali’ne uğramalısınız. Havanın güzel olduğu bir günü seçmeyi ihmal etmeyin. Bu renkli etkinlik bugün sona eriyor, notunuzu alın ve kaçırmayın.

Sonbaharda İstanbul rehberi...



-Çocuklar için "Odada 4 Mevsim": Vivaldi'nin 4 Mevsim eseriyle, teknoloji, sanat ve müziği birleştirerek şimdiki çocukların gelişmiş algısına cazip gelecek, 3-12 yaş arasındaki tüm çocuklara hitap eden bu oyun tam ailelere göre. Hem çocuklarla keyifli vakit geçirecek hem de çocuğunuzun gelişimine ve sanatsal görgüsünün artmasına katkı sağlamış olacaksınız. Kelebek yapımın bu oyunu 26 Ekim'den itibaren her Cumartesi-Pazar BKM'de seyirciyle buluşacak. Biletler, biletix'de.

-Pera Müzesi: 29 Ekim geliyor ve Pera Müzesi bu günün anlam ve önemine uygun bir sergiye ev sahipliği yapıyor: Modern Türk Resmi’nde Cumhuriyet imgesi.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 90. yıl dönümü anısına gerçekleşen sergide Avni Arbaş, Nuri İyem, Abidin Dino, Bedri Rahmi Eyiboğlu gibi resim sanatımızın çok önemli sanatçılardan seçkiler yer alıyor. Kuva-i Milliye yıllarından Modern kentleşmeye kadar yakın tarihe ışık tutan bu sergiye ilkokul çağı ve üzeri çocuklarla birlikte gitmek hem çok anlamlı hem de keyifli olacak. Sergi, ülke tarihimiz için büyük anlam taşıyan 10 Kasım günü sona eriyor.

-Üsküdar: İşte İstanbul'un tarihi dokusunu taşıyan en güzel semtlerinden Üsküdar'ı eşsiz cami ve külliyeleri ile keşfederek gezme fırsatı: 2 Kasım tarihinde Fest Travel'ın turuna katılarak rehber eşliğinde camilerin hikâyeleriyle tarihe yolculuk yapabilirsiniz.

-Orhan Pamuk Masumiyet Müzesi: Bu aydan itibaren yazarın kendi sesiyle müzeyi gezme fırsatı kaçmaz. Okumadıysanız önce Masumiyet Müzesi romanını okuyun derim. Firuzağa sokak, Çukurcuma'daki müze pazartesi dışında her gün açık. Orhan Pamuk'un kendi kalemiyle, "Bir küçük ve alçakgönüllü İstanbul günlük hayatı müzesi" olarak tanımladığı bu müze nostaljik ve duygusal bir yolculuk vadediyor.

- Anish Kapoor: Gitmek şart! 5 Ocak’a kadar Sakıp Sabancı Müzesi’nde olan sergi sanatçının ilk defa sergiye çıkan eserlerini barındırma ayrıcalığını taşıyor. Devasa büyüklükteki eserleriyle tanınan sanatçının çoğumuzun hafızasında kalan son eseri, 2012’de Londra Olimpiyatları sırasında gerçekleştirdiği Olimpiyat Kulesi “Arcelor Orbit”. Bombaylı olan ancak halen İngiltere’de yaşayan sanatçının eserleri çok şey söylüyor.

-Bir klasik: 32. İstanbul Kitap Fuarı. Bu yıl Uluslararası onur konuğu: Çin Halk Cumhuriyeti. Onur Yazarı: Taner Timur. İçinde dolaşmak, kitap kokusunu içine çekmek bile kitap sevdalıları için tarifsiz bir haz. Pek çok ünlü yazarın imza günü olduğunu da unutmayalım.

-Adalar: Güneşli bir gün yakalarsanız binin vapura doğru Büyük Ada'ya. Bu mevsim diğer adalar ıssızlaşmış olabilir ama Büyük Ada kalabalığından arınmış olarak tam havasında.

Biraz yürüyüş, bir balık, bir çay... Fotoğraf çekmeyi unutmayın.

-Osmanlı Mutfağı: Ama yukarıda örneklerini saydığım gibi bir rehber eşliğinde ama kendi başınıza keşfetmek üzere, Tarihi Yarımada’ya gitmelisiniz. Ayasofya, Topkapı Sarayı, Sultanahmet Camii, Yerebatan Sarnıcı, Arkeoloji Müzesi, Kariye Müzesi yeni başlayanların ilk olarak gitmesi gereken yerler. Eh gitmişken Sultanahmet Köftecisi'nde köfte yenir elbet. Eğer Osmanlı Mutfağı'na meraklıysanız ve iyi bir yemek istiyorsanız, orijinal saray mutfağı tarifleriyle hizmet veren lokantalara uğramalısınız. İşte size yolunuz üzerindeki belli başlı duraklar ve hemen yanı başındaki lokantalar. Kariye-Asitane, Sultanahmet-Matbah, Nuru Osmaniye-Nar, Topkapı Sarayı -Konyalı. Afiyet olsun!

DİĞER YENİ YAZILAR