Tarkan'ın zeytinleri, Bakan Bey'in fikirleri

Zeytinlik alanlarıyla ilgili Meclis komisyonuna sunulan öneri “yanardöner ortaya karışık" bir kanun. Tarkan da topa girince işler daha da karıştı...

İnsanın fikri neyse zikri de oymuş... Rahmetli dedemin, dilinden düşürmediği, günde üç kere önümüze koymazsa rahat etmediği bir deyiş. Ne zaman "Yav, bakma sen o an sinirden öyle söyledim, yoksa gerçek düşüncem o değil" tadında bir savunma yapacak olsak, dedemin "insanın fikri neyse zikri de olur" cevabından nasibimizi alırdık. İstediğimiz kadar “Bak inan öyle demeyecektim istemeden ağzımdan kaçtı" diye kendimizi paralayalım, dedemi ikna edemezdik. İnsanın ağzından çıkanın, tamamen gerçek fikirleri ve duyguları olduğuna dair inancını hiçbir şekilde kıramazdık. Bir de "şakanın yarısı hakikattir" sözü vardı ki o da hemen hemen aynı kapıya çıkardı. Eh insan yaş aldıkça anlıyor, yaşlıların dilindeki kerameti. İşte size dedemi haklı çıkaran bir fikir - zikir ilişkisi...

Bazı şirketlere yasak yok

Malum, uzun zamandır, zeytinlikleri ranta açmak için müthiş bir çaba var. Zeytin alanlarının imara ve sanayiye açılması için yapılan öneri 6 keredir Meclis komisyonuna sunuluyor. Tasarının son haline göre, zeytinliklere 3 kilometre mesafe içinde hiçbir maden ve sanayii tesisi açılamayacak. Ancak... İşte tam tasarının "zırt" dediği yerde bir "ancak" giriyor devreye ve "bu yasak hükümetin izin verdiği şirketlere işlemeyecek deniyor"... Yahu bir kere böyle "yanardöner ortaya karışık" kanun olur mu? İzin istediğinde, "bakarız" diye başlayıp, duruma göre değişen anne cevaplarıyla memleket yönetilir mi? Bir kanun kişiye göre değişiklik gösterirse, o memleketten hayır gelir mi? Yakında, "kapalı mekanlarda sigara yasağı var ama bizim izin verdiğimiz müşteriler içebilir" filan da denilir mi?

Haberin Devamı

Neyse, gelelim rahmetli dedemin fikir - zikir teorisine... 100 milyon zeytin ağacını yok etme yolunu açan tasarıya karşı, Tarkan'dan uyarı niteliğinde bir paylaşım geldi. "Bir ülkenin en büyük nimeti, değeri onun doğasıdır. Zeytin ağaçları, Anadolu'nun hazinesidir, belleğidir. Rant için zeytin ağaçlarına kıymayın." Tarkan'ın zikrinden yani söylediğinden fikrini hemen anlıyoruz. Demek, doğayı seven, zeytinin bir milli servet olduğunun farkında olan, bilinçli bir vatan ve dünyasever. Şimdi gelelim, Tarkan'a hemen cevap veren Bilim Sanayii ve Enerji Bakanı Faruk Özlü'nün zikrine, " Tarkan'ın yeşillikleri mi, varmış, ne yapacakmış zeytinlikleri? Tarkan'ın şarkılarını seviyoruz. Tarkan şarkılarını söylesin!" Tarkan zeytini yiyip, gölgesinde şarkı besteleyecek diyelim ki onu geçelim bir kalem. Şimdi soruyorum, bu sözleri zikreden Bakan Sözlü'nün fikri aşağıdakilerden hangisi?

Haberin Devamı

Tarkan bana laf atmasın

A- Karşılığında maddi bir kazanç yoksa, insan susup oturmalı. Ancak, ortada kendine ait bir para-çıkar ilişkisi varsa insan itiraz etmeli. Durduk yerde, yanlışlar, haksızlıklar, zulümler kimseyi ilgilendirmemeli, "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" deyip geçmeli.

B- Eeey Tarkan, zeytinliğin varsa gel konuşalım, senin arazileri de imara açalım. Sen de kazan biz de kazanalım. Yok "zeytinin 40 bin yıllık tarihi varmış, yok halkın geçim kaynağıymış, yok çok değerliymiş, milli servetmiş, sağlıkmış, ağaçlar herkesinmiş" bırakalım bu gereksiz detayları bir kenara. Seninle mutlu rantlara koşalım. Gel beraber mesut olalım.

Haberin Devamı

C- Amacın ille de zeytin yemekse, şimdi piyasadaki taze cevizler gibi, Şili'den getirtirim ben sana bir avuç, 3-5 zeytin için birbirimizi kırmayalım. Zeytin yemem, zeytini sevmem, zeytini seveni de sevmem, zeytine allerjim var ve dahi zeytin bulamazsanız zeytinliklere kuracağımız sanayii atıklarından yiyiniz ama beni bu paylaşımlarla meşgul etmeyiniz.

D- Tarkan sesinin teliyle benim rant kapıma laf atmasın. Zeytin ağacından vazgeçmezse, konserlerine incir ağacı dikerim, aklını başına toplasın!

DİĞER YENİ YAZILAR