Müfredatta empati dersi olmalı!

Gelecek nesiller için görevimiz, “empati kurmayı” onlara öğretmemiz!

Müfredat değişiyor, Türkiye kaynıyor. Hemen belirteyim, müfredatın değişmesine karşı değilim. Tabii, ezber ve teste dayalı, düşünmeyi durduran, beyni sulandıran eğitim sistemimiz, asıl değişmesi gereken. Kodlama dersinin eklenmesi dışında ne yazık ki yeni müfredat taslağı, “gelen gideni aratacak” dedirtiyor. Ben, çok önemli bir dersin müfredata konulması gerekliliği ile ilgili önemli bir uyarıda bulunmak istiyorum. Dilerim, şimdi yazacaklarım destek bulur ve gelecek nesiller için önemli olan “EMPATİ“ dersi, müfredattaki yerini bulur.

PISA testi örnek olmalı

PISA testi ile adını sıkça duyduğumuz “OECD” yani Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü‘nün “mutlu çocuklar” araştırması dikkatimi çekti. Yapılan araştırmaya göre “en mutlu çocuklar” Danimarka’da. Malum, tıpkı Finlandiya gibi danimarka da eğitim sıralamasında başı çeken ülkelerden. Konuyla ilgili okuduğum bir makalede, Danimarka’da, 1993 yılından itibaren zorunlu olarak “empati” dersi okutulduğunu, aile içi eğitimde de empatiye büyük önem verildiğini, çocukların mutluluk sırrının “empatik” oluşlarına bağlı olduğunu okudum. Hazır müfredat değişiyorken, ülkemiz için ve çocuklarımızın geleceği için iyi bir şey yapalım ve “empati” dersini hayata geçirelim.

Haberin Devamı

Danimarka’da 1993 yılından beri “empati” dersleri müfredetta yer alıyor.

Kız-erkek ayrımı yapılmıyor

Empati, kalın bir tarifle, insanın ,kendini karşısındakinin yerine koyarak onun duygularını içinde hissederek anlamasıdır. Danimarka’da öncelikle “empati dersi” kapsamında, kız ya da erkek öğrenci ayrımı yapılmıyor. Dolayısı ile, “kızlar şöyledir”, “erkekler anlamaz” tarzı klişelerin çocukların zihninde oluşması engelleniyor. Bir çocuk ya da kimi zaman bir grup öğrenci, sınıfta öne çıkıp kendi ile ilgili bazı özel şeyler anlatıyor. Öğrencilerden, dalga geçmeden arkadaşlarını dikkatlice dinlemesi bekleniyor.

Sorunların kaynağına iniliyor

Gelelim Danimarkalı ailelerin temel davranış özelliklerini 6 maddede toparlamış olan, bir Danimarkalı ile evli Amerikalı gazeteci Jessica Alexandre’ın saptamalarına:

Haberin Devamı

1- Sosyalleşme, kendine güvenme ve demokratik olmak. “Çocuklar mutlu olsun” diye özel programlar yapmak yerine, bir arada yaşamı paylaşmak ve hep bir arada olmak. 2- Her koşula adapte olmak ve hep pozitif çözümlere yönelim konusunda çocuklara destek olmak. 3- Gerçekçi olmak. 4- Empati yaparak ve başkalarını etkilemeden insanlarla ilişki kurmak 5-?Ceza ve emirle ya da ultimatom ile değil, düşünmeye yönelterek, çözümcü bir uzlaşma sağlamak.

6-?Birlik olmak, ailece bir yaşamı inşa etmek; güzellikleriyle , sorunlarıyla, hiçbir konuda çocukları dışarda bırakmadan bir yaşamı paylaşmak.

DİĞER YENİ YAZILAR