Kardan sonra...

Yaşantımızda görmek istemediğimiz ne varsa günler boyunca beyaz örtünün altındaydı. Kar, huzurumuzu ve mutluluğumuzu esir alan tüm kötülüklerin belini kırdı sanki....

Ne güzeldi kar... Evet hayatlarımızı rehin aldı, evet gündelik işleri durdurdu, evet bizi eve hapsetti, evet... Ama zaten ne güzellik vardı ki bir süredir yaşamımızda, huzurlu birkaç güne rehin verilmeyecek. Hep tehlike, hep endişe... Eskilerin deyişiyle “mikropları kıran kar”, bir lütuf gibi geldi ve yaşamımızı asıl esir alan tüm kötülüklerin belini kırdı sanki. Geçtiğimiz hafta boyunca sadece, mutlu kar fotoğrafları, evlerde pişen kek-börek, fokurdayan demlik vardı. Herkesin çoluğu çocuğu yanında, ne terör korkusu ne de günlük koşuşturmanın o anlamsız tortusu... En çirkin binaların, kirli sokakların, tahammül fersah anten ve tabelaların nasıl üzerini örttüyse kar, yaşantımızda da görmek istemediğimiz ne varsa aynı beyaz örtünün altındaydı günler boyunca... Ben ki Güneş insanıyım. Tedirginim şimdi... Savaşın ortasında görülen güzel bir rüyadan uyanır gibi...

Korkuyorum, üzerimden beni dünyanın kabusundan ayıran beyaz örtü çekiliverince, gene savunmasız bir halde hoyrat fırtınlara savrulurum diye...

Haberin Devamı

Sarı çam ormanları içimizi yaktı

Ülkeyi bunca esir alan kar yağışı sırasında “olmaz” denilen oldu ve Karadeniz’in hazinesi Trabzon Sürmene’de yangın çıktı. En az 20 hektarlık orman alanının kül olduğu söyleniyor. Dünya üzerinde sadece iki tane olan “denize kadar inen sarı çam ormanı“nın biri Sürmene diğeri İtalya’da. Ülkemizin ve dünyanın en büyük doğal hazinelerinden biri yok oldu. Bu büyük felaketten sonra pek çok spekülasyon ortaya çıktı. Özellikle, Katar Emiri’nin çok yakın bir zaman önce bölgeyi ziyaret etmiş olmasından dolayı, bu çok kıymetli doğal güzelliğin, turizm imarına açılması için bilerek yakıldığına dair dedikodular aldı başını gitti. Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu Twitter hesabından açıklama yaptı ve bir yıl içinde yanan alanların ağaçlandırılacağını ve başka hiçbir amaçla bölgenin tahsis edilemeyeceğini belirtti. Elbette tüm vatandaşlara düşen görev, yetkili ağızdan çıkan açıklamalara güvenerek sakin olmak ve meselenin takipçisi kalarak vaatlerin yerini getirilmesini beklemektir. Art niyet olduğuna ve böyle bir kıyımı yapacak vatan hainleri olduğuna inanmak kimsenin tercihi olamaz kuşkusuz. Ama şu da bir gerçek ki, kış günü ve karlar altındayken, Karadeniz’de böyle büyük bir yangının olması, en hafif ifadeyle mutlak ihmaldir.

Haberin Devamı

Meclis’teki temsili resim

Meclis’te Anayasa oylaması var malum. Meselenin siyasi tarafı bir yana, milletvekillerinin ortaya koyduğu tablo rezil-ü rüsva... Kadınların boğazını sıkmalar, bacak ısırmalar, usulsüz atarlanmalar, kürsü kırmalar, bağırışmalar... Sanki koskoca Türkiye Cumhuriyeti vekilleri değil de varoş mahalle kabadayıları bir arada. Yeter, vallahi de yeter billahi de yeter! Meclis’te yapılan saygısızlık, vatana yapılan saygısızlıktır. “Politik konuşma” diye bir tabir de mi duymadınız “Eyyy vekiller”! İdareci, “lisan-ı münasiple” anlatan, “yakıp - yıkmadan” konuşan diye tarif edilir. Çok kibar, asil duruşlu kişileri işaret etmek için “Bakan gibi adam” denir. Halk aynı halk da temsili ne halde! Dünya klasiklerini dilimize çeviren, eski Milli Eğitim Bakanımız Hasan Ali Yücel gibi zarif, entelektüel, yabancı dil de dünya kültürünü de ağzından çıkan sözü de bilen, Türkiye’yi ileri götüren, vatandaşa örnek olan vekillerimiz nerde, bugünün kavga sever, üslup bilmezleri nerde! Yazıktır bu milletin Meclis’teki temsili resmine! Edep ya hu!

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR