Korku İmparatorluğunda “Survivor” olmak

Bizim için sosyal medya, hayatta kalma mücadelesinde elinde tuttuğun fener demek.

Geçtiğimiz günlerde yapılan bir araştırmadan bahsetmiş ve Türkiye’nin, “Twitter sansürü“ denilince akla ilk gelen ülke seçildiğini yazmıştım. Bu hafta hemen bu istatistiği kanıtladık ve sadece Twitter değil Facebook, Instagram, WhatsApp gibi tüm sosyal medya uygulamalarımız kapatılmış olarak güne başladık. Çok büyük panik yaşadım. Herhalde bu paniğimi, mesela İsveç‘te yaşayan biri anlayamaz. Öyle ya, “sosyal medya” adı üzerinde; arkadaşlarla muhabbette kalalım, gezip gördüğümüzü paylaşalım, düğünümüz mü var cenazemiz mi haber salalım arada da ünlülere takılalım kafasıyla kurgulanmış bir dünya. Ve kuvvetle ihtimal İsveçli kullanıcılar için sosyal medyasızlık, eğlenceden biraz mahrum kalmak anlamından öteye gitmiyordur. Ama siz beni anladınız, bizim için ne kadar “hayati” önem taşıdığının elbette farkındasınız. Bizim için sosyal medya demek, hayatta kalma mücadelesinde elinde tuttuğun fener demek. Sosyal medya kesilince, Survivor yarışmasında, gece ormanın karanlığında, fenersiz mücadele ediyormuşuz gibi, nerden ne geleceğini bilememenin paniğiyle kalıveriyoruz ortada. “Eyvah” diyoruz, “bir yerlerde kötü bir şeyler oluyor” ve işte o an biliyoruz ki ülkece güvende değiliz ve yine çok iyi biliyoruz ki, nedenini asla bilemeyiz. Bilemeyiz çünkü, öğrenemediğimiz her neyse o konuyla ilgili basın yasağı da çoktan gelmiş demektir. İşte o an, akreplerle yılanlarla kaplı toprak üzerinde, gözü bağlı yalın ayak yürür gibi hissediyor insan. Unutmayın, insan en çok bilmediğinden, görmediğinden korkar. İşte, sosyal medyanın yokluğunda hissettiğimiz bu panik, o an başımıza gelmekte olanı bilmemenin verdiği panik. Korku imparatorluğunda, “Survivor” olmak, Dominik’teki gibi değil. Ödülü ekmek ama elendiğinde gittiğin yer evin değil!

Haberin Devamı

Dünya’da 100 kişi yaşasaydı

Dünya’yı mikro ölçekte ele alan bir çalışmadan çok etkilendim. 7 milyar nüfuslu gezegenimizdeki sayılarda büyük bir sadeleştirme yapılınca dünya üzerindeki pasta paylaşımı çok net ve anlaşılır oluyor. İşte, Dünya’nın 100 kişi olduğunu var sayarsak ortaya çıkan tablo...

Haberin Devamı

Coğrafi kimlik: 60’ı Asyalı 15’i Afrikalı 14’ü Amerikalı,11’i Avrupalı.

Din: 33’ü Hıristiyan, 21’i Müslüman, 16’sı herhangi bir dini seçmeyen, 14’ü Hindu, 5’i Budist, 10’u da farklı dinden

Okur-Yazarlık: 86 kişi okur-yazar, 14 kişi değil

Para dağılımı: 56 kişi yani dünyanın yarısı günde 6-30 lira arası para harcarken, 15 kişi 6 lira ile geçiniyor, 13 kişi günde 30-60 lira, 9 kişi 60-150 lira arası, 6 kişi 150-270 lira arası, 1 kişi de yani gerçeğe oranlarsak dünyanın yüzde birine karşılık gelen 70 milyon kişi günde 300 lira civarı harcıyormuş. Ve tüm dünyadaki paranın yarısını ise geriye kalan tek bir kişi harcıyormuş.

Kilo: Rahat olalım 63 kişi yani dünyanın yarısından çoğu normal kilodaymış. 21’i ise kilolu. 15’i zayıf bir kişi zaafiyet geçiriyor.

Su: 87 kişi temiz su bulabilirken, 13 kişi maalesef kullanılabilir su bulamıyor.

Barınma: 100 kişilik Dünya’nın 77’si barınacak bir yer bulmuşken, 23’ü açıkta. Eğitim: 100 kişiye sadeleştirilmiş dünyada sadece 7 kişi üniversite mezunu.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR