Gazete Vatan Logo

Başbakan Davutoğlu'ndan flaş açıklamalar

Başbakan Davutoğlu, partisinin il başkanlarının katıldığı toplantıda konuştu

Başbakan Davutoğlu'ndan flaş açıklamalar

Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları:

Bugün öğleden sonra inşallah Cumhurbaşkanımıza yeni hükümetimizi de takdim edeceğim, bir anlamda erken seçime gidiş startının en somut adımları da atılmış olacak.

Ak Parti'den önce... Pazusu zayıflamış, yani savunma sanayii olmayan, silahlı kuvvetleri dışa muhtaç hale gelmiş haldeydi. Mide, yani ekonomi çökmüştü. Ona bir stratejik hedef gösterecek olan beyin ve beyin faaliyetleri tükenmişti. Cılız bir beyin ve zayıf bir kas, onu besleyemeyen mide. Ama her an bölüneceğiz korkusuyla tekleyen bir kalp.
12 yıl önce böyle görünen bir ülkeden, yabancıların hasta adam diye isim taktıkları bir ülkeden, AK Parti pazusu kuvvetli, kendi savunma sanayiine sahip, ekonomiye sahip, stratejik akıl ve en önemlisi de bütün bunları yönetecek özgüvenli bir kalp ortaya çıktı.
Uyuyan dev uyandı. Birileri bundan rahatsız oldu. Adım adım etrafı da toparlamaya başladık. Madem ki Kafkasya’da buluşmuştu, Rumeli'de bu çocuklar, buluşmuştu. Balkan barışını kurduk. Hangi güç Sırbistan ile Bosna'yı bir araya getirebilirdi? Biz getirdik.
Türkiye-Suriye-Irak üçlü mekanizmasını biz kurduk. Madem ki dedik Hazar ve Orta Asya çocukları kardeştir, Türk konseyini biz kurduk. Sayın Bahçeli Orta Asya nutukları atarken, bu konseye imzaları biz attık. Dün Dışişleri Bakanımız, üçlü mekanizma toplantısını yaptı. Madem ki dedik Horasan ile Hint kardeştir, Türkiye-Afganistan-Pakistan üçlü zirvelerini biz yaptık. Somali’ye ilk inen uçak biz olduk.
O zaman harekete geçtiler. Malazgirt’te karşımızda kimler var idiyse, o ruhun uyanmaması için baktılar ki dev ayağa kalktı, sadece ayağa kalkmakla yetinmedi, etraf coğrafyaları de toparlamaya, özgürlük demokrasi mesajı vermeye başladı, İstiklal savaşında arkasında kimler var idiyse, bütün o emperyalist çevreler harekete geçtiler.
Birileri korktu. İşte demin zikrettiğim tarihi perspektifi tehdit olarak gören birileri, madem ki yeni bir uyanış vardır, Ortadoğu, Kafkasya, Anadolu Rumeli çocukları buluşmuştur, bunun önüne geçmek lazım dediler. Kardeşi kardeşe kırdırmak lazım dediler.
Suriye’de ölenlerin ağıtı aldı. Rabia meydanındaki gençlerin ağıtı aldı. Libya’da Irak’ta dökülen kanların ağıtı aldı. Onlar zulüm için, kardeşi kardeşe kırmak ve böl ve yönet için hamle yaptılar.
Baktılar ki Türkiye’yi, AK Parti’yi durdurmadıkça bu gidişin durdurulması mümkün değil. 2013’ten itibaren aynı anda düğmeye basıp, bir tarafta Mısır’da diğer tarafta Gezi hareketleriyle Başbakanımıza ve bize karşı harekete geçtiler.
2013 Mayıs’ından 2015 seçimlerine kadar yaşananlara bakın. Fetret dönemini Türkiye’ye yaşatmak, diz çöktürmek mümkünse. Kafa karıştırmak ama mutlaka hızımızı kesmek. O günden bugüne neler yaşadık. Gezi olayları, dimdik durduk. 17-25 Aralık olayları dimdik durduk. Kobani olayları, paralel çetelerin, teröristlerin bizden rahatsız olan, Davos ruhundan rahatsız olanların oluşturduğu koalisyonla mücadele ede ede 7 Haziran seçimlerine geldik. Zannettiler ki AK Parti kadroları diz çöker, çökmedik, çökmeyeceğiz.
Ortadoğu’yu kana bulayanlar, bizim bütün kardeşlik projelerimize zehir yumağı atabilmek için kardeşi kardeşe kırdırmak için harekete geçtiler. 7 Haziran seçimlerden sonra yaşananlara bakın… Hepimizi bizim karşımızda, İslam coğrafyasına bakın, Doğu coğrafyasına bakın. Ve mazlum milletlerin coğrafyasına, hepsinin gönlünde hala Türkiye var, ümit olarak Türkiye var. Yüreklerinde dillerinde hala AK Parti’ye dua var.
Onlar biliyorlar ki AK Parti ayaktaysa, Türkiye’nin kaderini şekillendiriyorsa onlar için umut vardır. 7 Haziran seçimlerde böyle bir kapsamlı cepheyle mücadele ederek girdik. Ve mücadelemiz bir tek tarafla değil, işbirlikçileri ve arkasındaki çevrelerler. Seçimlerde buna rağmen, en yakın rakibimize yüzde 16 fark atarak, halkımızın en çok teveccüh gösterdiği parti olduk.
Kongremize, yeni bir seçime giderken, şöyle bir kendimize Türkiye’ye yeni perspektif çizmek için bir değerlendirme yapalım. Şunu demişti halkımız bize, “Ben sizi Türkiye’yi yönetmeye muktedir bir kadro olarak görüyorum hala” Karşı karşıya kaldığımız büyük meydan okumalar yönünde, hükümetimiz, biz geçici hükümetiz diye düşünmedik. Üç terörist grup aynı yerden talimat alırcasına 20-23 Temmuz arasında halkımıza kardeşliğimize karşı saldırıya geçtiğinde, hiç tereddüt etmedik, kardeşliğimizi koruyacağız, bize tuzak kuranların tuzaklarını başlarında parçalayacağız dedik.
Ekonomide hiçbir şeyi eksik tutmadık. Küresel ekonomik kriz karşısında tedbirlerimizi aldık. Hemen ertesi gün 4,5G ihalesi gerçekleşti. Türkiye’de kriz çıkar, biz gelir AK Parti kadrolarından intikam alırız diye düşünen parralelciler ve diğerleri var ya, bu bereketli topraklarda biz onurlu şekilde yaşamaya devam ederiz.
Bu azimle ülkeye hiçbir yönetim boşluğu hissettirmedik. Bugün sayın cumhurbaşkanıma arz edeceğim hükümet ile de geçici hükümet havasında çalışmayacağız. Puslu havada meydana çıkalım diyen çakallar varsa, biz o çakallara bırakmayız meydanları. Edirne’de zikretmiştim. Baş şehirler, baş verirler ama baş eğmezler. Büyük milletler, belki bir çok saldırıyla karşı karşıya kaldıklarında kendi güçlerinde bir yeniden muhasebe ihtiyacı hissederler ama baş eğmezler. Bu yönetim anlayışını bugün kuracağımız kabineyle devam edeceğiz. Dört yıl idare edecekmiş gibi çalışacağız. Günü dolduralım, vakti geçirelim, kırmızı plakalı ki birileri için kıymetli olabilir, ama unvan ve makam bakımından halkımıza hizmet bakımından bir hiçtir. 1 Kasım’a da giderken 4 yıllık hükümet gibi çalışacağız.
Kurucu ilkelerinize geri dönün dedi bizim halkımız. O değerleri yaşatmak hepimizin görevidir. Halka kibirle bakan hiç kimse bu kadro içinde yer alamaz. Bizim kurucu değerlerimizde lüks şatafat yoktur. Hayat standartını siyasete girerek değiştirmiş olanlar bizde yoktur. Tek bir hırka ile dolaşmaya niyet edenlerin bu davada yeri vardır. Eşini, dostunu, akrabasını oralara dolduranların bizim aramızda yeri olmadı olmayacak. Sahip olduğu kamu görevinin üzerinden herhangi bir şekilde rant elde edenlere bu kapı kapalı oldu.
Erdemliler hareketi olarak 2001’de hangi değerleri öne çıkardıysak onu savunacağız. Bu hareket bir ortak akıl hareketidir demişti cumhurbaşkanımız partiyi kurarken. Hiç kimseyi küçük görmeden, tepeden bakmadan, herkesin beynindeki en küçük fikri dahi ciddiye alarak halkımızla bütünleşerek yürüyecek bir harekettir. Her siyasi harekette güçten kaynaklanan hatalar olabilir. Bir lüks dünyası, şatafat dünyası haline getirenlere karşı nefsimizle cihat demeye devam edeceğiz. Birbirimize gıybeti dedikoduyu değil, fitne hesaplarının partimize nüfuz etmesine yol açacak yanlış söylemleri değil.
Bizi HDP'yle hükümete zorluyorsun. Allah bunu reva görür mü? Kem niyetle yola çıkanlar hayır görür mü?
Arkadaşlar size 1 Kasım akşamına kadar zaruret dışında uyumak yok. Önce yüreğiniz emredecek.Koalisyon görüşmelerinde bana dediniz ki Başbakanım biz hazırız seçime gidelim. O zaman meydan burda.

Haberin Devamı