Ayrılıklar kolay değil

Haberin Devamı

Yazın son güneş ışıklarını yüzümde hissederek yürürken aklımda sadece Kanlıca’dan Boğaz’ı seyretmek fikri vardı.
Sahil kenarında kendime oturacak bir yer bulduktan sonra gözlerimi boğazın sularına çevirdim. İçimde garip bir hüzün... Ruh halimden mi yoksa kafamın içindeki gürültüden mi bilmiyorum... Elimde Dahiler Ve Aşkları adlı kitap, sessizce çevirmeye başlıyorum sayfalarını. Okuduğum her bölüm daha da düşündürüyor beni. Ayrılıklar kolay değil hiçbir insanın hayatında, bir kez daha anlıyorum. İster kral olun ister dünyanın en ünlü ressamı... Sonuç hep aynı. Napolyon’un dediği gibi ayrılık yüzeysel duyguları söndürür, derin duyguları ise yangına çevirir.
Ama ayrılmayı da bilebilmek gereklidir aslında. Hepimiz insani zaaflarımızın, egolarımızın esiriyiz ne yazık ki. Çoğu kez durmamız gereken noktada duramayışımızın ardından yatan en büyük neden bu zaaflarımız ve egomuzdur. İstediğimiz sonucu ne pahasına olursa olsun almamız gerektiğine olan inancımız bizi durmamız gereken noktadan uçuruma sürüklüyor bir anda. O noktayı geçtiğimiz an sonunu bilemediğimiz bir uçurumun kenarına sürüklendiğimizi biliyoruz içimizde.

Bitirmeye cesaret edememek

Her ilişkinin bir kritik noktası vardır. Bu nokta ister altı ay sonra ister üç sene sonra ortaya çıksın fark etmez. Eninde sonunda o nokta ortaya çıkacak ve bir karar alınması gerekecektir. Bu bazen taraflardan birinin kabul edilemez bir yanlış yapmasıyla ortaya çıkar, bazen ideallerin ve hedeflerin aynı olmadığının farkına
varılmasıyla, bazen de küçük ve sürekli kavgaların büyüyüp içinden çıkılmaz bir hal almasıyla...
İşte en önemli nokta bu kritik ana gelindiği zaman yaşanır. Çünkü bu noktada verilen karar ilişkinin ve ileride yaşanacakların kaderini belirleyecektir aslında.
Gidilmesi gereken bir anda gitmemek, kabul edilmemesi gereken bir şeyi mecburen kabul etmek, devam edilmemesi gereken bir anda bitirmeye cesaret edememek... İnsanı kahreden kısır döngüleri yaratan noktalar işte bunlar. Bu andan itibaren ilişki asla eskisi gibi olmayacaktır artık. İpler karşımızdakinin eline geçmiştir bir kere. Ya karşımızdaki kişinin kaprislerine ve hoşumuza gitmeyen şeyleri yapmasına devam etmesine müsaade etmeye devam edeceğiz bu noktadan sonra ya da bir şekilde elimizden bizim kararımız olmadan kayıp gitmesine...
Ayrılıklar önemlidir.
Bir ilişkinin kaderini belirleyen en önemli yapı taşlarıdır bence. Duygular yüzeysel ise yok edebilir onu, ama derinse büyük bir yangına dönüşecektir her şey...
Nerede duracağını, nerede
hayır diyeceğini, nerede çekip gideceğini bilmek önemlidir. Kişinin sadece kendi iradesi üzerinde kontrol sahibi olmasını sağlamaz, tahmin bile edemeyeceği bir güç kazandırır ilişkilerde...

DİĞER YENİ YAZILAR