Ne ekersen, onu biçersin

Haberin Devamı

Son bir yıldır eşim ve ben gerçekten zor günler geçirdik hem manevi hem maddi anlamda. İstanbul adeta kanımızı emdi. Yıllar önce İstanbul uğruna Amerika’da kalamayan ben bir süredir “Bu şehirden nasıl kaçabiliriz’ çözümleri düşünüp duruyordum. Eşim benim kadar sıcak bakmasa da ‘beş yıllık kalkınma planında’ onun da İstanbul’u terk etme fikri vardı.

Geçenlerde aniden bana ‘hadi artık gidelim, dayanamıyorum’ demez mi. Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz… Tabii hızla karar vermek güzel ama hayatımızda bir de Deniz (11 yaşında) faktörü var. Çocuk buradaki okulundan ayrılmaya, haftanın beş günü gittiği basketbol antremanlarından vazgeçmeye, bir anda İstanbul’dan hep tatil için gittiğimiz Bodrum’da sürekli yaşama fikrine, yeni bir okula gitmeye ve haliyle arkadaşlarından ayrılıp yeni arkadaşlar edinmeye hazır mıydı?

Ailemizin bir bireyi olarak ona da sormalıydık bu konuda ne düşündüğünü. Kısaca durumu özetledikten sonra ilk tepkisi ‘bana da uyar’ demek oldu. Bizi şaşırttı açıkçası, yaşından büyük olgunluğuyla. İstanbul’dan gitmenin onun için artılarını eksiklerini sıralamaya başladı. Okulundan, arkadaşlarından ayrılmak onun eksilerinin başında gelse de tam bir Pollyanna edasıyla ‘Yazın tatile gitmemize gerek kalmaz, hep tatil yaparız’ dedi. Basketboldan uzak kalmayı da dert etmedi, basket yerine optimist ya da sörfe başlayabileceğini söyledi. Tek bir şartı vardı; oyun konsolu Wii’yi de Bodrum’a götürmemiz!

Vazgeçecekleri ve kazanacakları arasında bir empati kurarak adeta bizi daha da cesaretlendirdi bu kararımızda.
Sonuç olarak söyleyeceğim şudur ki, çocuğunuzla küçük yaşlarından itibaren sağlıklı, sevgi ve güven dolu bir iletişim kurar, onu adam yerine koyarsanız her zaman kazanan hem siz hem çocuğunuz olur.

DİĞER YENİ YAZILAR