İyi polis, kötü polis

Haberin Devamı

Annenin 'hayır' dediğine, baba 'evet' derse… Ne mi olur? Çocuk babaya oynamaya başlar. Nasıl olsa babasından yüz bulacağından, annenin dedikleri bir kulaktan bile girmez, havaya saçılır sözler, teğet geçer.

Tamam, şimdilik bizim evde böyle bir durum yok ama bazen de yaşanmıyor değil. Deniz büyüdükçe, benim de menopoz yaklaştıkça, bazı durumlarda ben de kesin, emin ve tek kelimelik cevaplar şeklinde konuyu kapatıyorum. Ya babamız? Dudağı bükük ya da sinirlenmiş oğlundan yana olup, bana da dönüp ‘ama annesi izin ver, yok öyle deme, bırak oynasın, boş ver seyretsin, uykusu yok herhalde’ demiyor mu… Bu anlamlı ve yapıcı çıkışlarıyla beni benden alıyor. İyi de ebeveynlik takım çalışması değil midir? Çocuğun dengeli bir ortamda büyümesi gerekmiyor mu? Biri kötü polis, diğeri iyi polis mi olacak? Anne boşuna mı ‘hayır’ diyor? Baba, annesinden olumsuz yanıt alan oğlunu avutmaya kalkarsa o çocuğun annesine karşı güveni azıcık da olsa sarsılmaz mı?

Ben küçükken bizim evde işler tam tersiydi. Annemden bir şey istesem ‘babana sor’, babama sorunca da ‘ bakarız, düşünürüz’ gibi kaçamak cevaplar alırdım. Böyle olmasının nedeni, birbirlerinden habersiz karar vermek istememeleriydi. Takım ruhu işte… Konunun önemi yok ya da izin verilir mi verilmez bir istek mi olduğunun. Önemli olan çocuklar karşısında birbirini tamamlayan anne-baba profili çizmek. Sıkıysa geç bu engeli. Arkadaşlarımın çoğu, anneleriyle iş birliği yapıp babaya hissettirmeden isteklerini elde ederlerdi. Zaman zaman ‘neden bizim evde bu işlemiyor?’ diye hayıflandığım çok olmuştur. Sonradan anladım ki bu çocuğu babaya karşı daha da uzaklaştırıyor. Anne de anne olmaktan çıkıp sırdaş, kanka oluyor. Oysa 11-12 yaşındaki bir çocuğun ihtiyacı olan, ona yol gösterecek, doğruyu yanlışı anlatacak, onu zorlayacak bir anne.

Hele şimdi anne olunca ebeveynlerin uyumunun önemini daha iyi anladım. Deniz çocuklukla ergenlik arasında geçiş aşamasında bir ‘delikanlı’. Ona söylediklerimin, anlatmaya çalıştıklarımın çoğu belki bir kulağından girip diğerinden çıkıyor ama söylediklerimin yarısı aklında kalsa bana yeter. Yine de benim izin vermediğim bir durumda, babasına dönüp ağlak suratla bakmayı biliyor. Öğrendim artık. Bir kaç gündür tam bu anda anne refleksi ile babaya en kötüsünden bir bakış atarak Deniz’in dikkatini başka tarafa çekiyorum ki konu uzamasın ve babanın şefkat dolu kollarına kendini atmadan gündem değişsin.

Ben oğlumun rahat, kendine güvenen, mutlu ve yumuşak bir çocuk olması için uğraşıyorum. İnatlaşan, ağlayan, öfkelenen, annesine omuz silkip babasından medet uman şımarık bir genç olmaması için bu kadar okuyup, araştırıyorum. Ben oğlumu bu dünyadaki her şeyden çok seviyorum ve onun gözlerinden akan bir damla yaş benim canımın yanmasına sebep oluyor. Her ne kadar bunu anne olmayanlar anlamasa da, bilmese de…

DİĞER YENİ YAZILAR