Ebeveynlik zor zanaat!

Haberin Devamı

Birçok anne daha hamilelikten itibaren her şeyin mükemmel olması hayalini kurmaya başlıyor. Çocuğun büyüyüşü ile birlikte bu korkular değişse de endişeler tükenmiyor.

Daha bebeği beklerken “Ya emziremezsem, ya sevemezsem, ya bağlanamazsak…” endişeleri bebeği kucağına alır almaz yerini “Ya sütüm yetmezse, doyuramazsam, ya uyutamazsam, ya fiziksel, zihinsel becerilerini geliştiremezsem, ya yetersiz bir anne olursam…” düşüncelerine bırakıyor. Farklı kaynaklar da bu duyguları iyileştirmek yerine daha da derinleştiriyor. Bebeğiniz biraz daha büyüyünce de “işe dönüş” meselesi kafaları karıştırıyor.

Belli aşamalardan geçilip çocuk büyüdükçe, “Ya emziği bıraktıramazsam, uyku eğitimi veremezsem, ya tuvalet eğitimini iyi veremezsem, ya asi, şımarık bir çocuk olursa, ahlaklı yetiştiremezsem, saygısız olursa ya eşim, annem beni eleştirirse…” endişeleri içinizi yiyip bitiriyor.
Çocuk biraz daha büyüyüp, kendini ayrı bir birey olarak çatışmalarla ortaya koydukça, kendine hata yapma şansı tanımayan anne babanın işi daha da zorlaşıyor. Kendini sorgulama devam ederken, bu kez endişeler “Ya yanlış yaparsam ve çocuğumun öz güvenini zedelersem?”, “Övsem mi övmesem mi?”, “Cezalandırsam mı yoksa ne yapsam?”, “Nasıl disiplin uygulayacağım?” noktalarına ulaşıyor.

Ebevynlik sorumluluğumuz elbette çok yüksek, endişeler yerinde, bu konularda bilgi sahibi olmak, uzmanlardan destek almak da önemli. Hata yapmaya tahammülü olmayan ebeveyn olmak ise farklı bir durum.

“Mükemmel ebeveyn” kendine hata yapma şansını tanımazken, elbette çocuğunun hata yapmasına da göz yummaz! Çocuğun kendisinden beklenen, ulaşması gereken birçok hedefi vardır, üstelik çocuğunun iyiliği için bunları gözetmek, takipçisi olmak ve her başarıda gururlanmak anne baba olarak hepimizin görevi. Okul öncesi eğitimi, okula alışması, derslerini çalışması, ödevlerini yapması, takdir alması, derli toplu olması, arkadaşlarına karşı yardımsever olması, eşyalarına sahip çıkması, öğretmenlerine, ailesine, büyüklerine saygılı olması, bir müzik aleti çalması, mutlaka sporda başarılı olması, mümkünse bir meslek dalında en iyi üniversitenin yüksek puanlı bir bölümünü kazanması, iyi bir iş ve iyi bir eş sahibi olması… Bir de bütün bunların yanısıra kendisi için yapılanlara şükretmesi, arkadaşlarının düştüğü hatalara düşmemesi ve mutlu olması… Ne kadar zor, değil mi?

DİĞER YENİ YAZILAR