Mizahın zaferine tanıklık edin

Bomontiada'daki Leica Galeri İstanbul, hiciv, mizah ve yaratıcılıkta sınır tanımayan Alman fotoğrafçı Thomas Hoepker'i ağırlıyor.

Leica Galeri İstanbul, dünyanın 15'inci Leica Galerisi, Türkiye’nin tek profesyonel ve uluslararası fotoğraf galerisi olarak geçtiğimiz ekim ayında Bomontiada’da açıldı. Tutarlı estetiğinden ve kurgu sanıp da yanıldığımız fotoğraflarından tanıdığımız Alp Sime ve arşivi geçtiğimiz yıl ortaya çıkan İkinci Dünya Savaşı’ndan bir gazetecilik örneği olan Kurt Hutton sergilerinin ardından, şimdi de Magnum Ajansı’nın bir dönem başkanlığını yapmış ünlü Alman fotoğrafçı Thomas Hoepker’i ağırlıyorlar. 89 yaşındaki Hoepker açılış için de bir haftalığına İstanbul’a geldi.

İlacın yapamadığını gülmek yapıyor

11 Eylül 2001’de dumanların diğer yakasında keyifle sohbet eden gençleri yakaladığı fotoğrafı ve Muhammed Ali serisi ile tüm dünyaya adını duyuran fotoğrafçının bugüne dek İstanbul’da hiç sergilenmeyen birçok tarihi fotoğrafı "Ani Bir Zafer" adlı bu sergide buluşmuş. Yasemin Elçi’nin kaleme aldığı katalog yazısından bu başlık seçimini ve seçkinin odağını anlıyoruz. Metni okuyunca sergiyi bir kez daha gezmek istedim, son paragrafta şöyle diyor: "Mizah doğanın bir hediyesi, zamana meydan okuyarak türümüzün devamını sağlayan evrensel bir dildir. Bir bebeğin ilk sesli tepkisi önce ağlamak, sonra gülmek olur ve bu döngü insan ömrü boyunca sürer. Kısa zaman önce, kocasını yeni kaybetmiş bir kadının kahkaha attıktan sonra yine gözyaşlarına boğulduğuna tanık oldum. Belki de gülebilmek hem bireysel hem de kitlesel seviyede hiçbir ilacın sağlayamayacağı bir direnç yaratır. Kökü Latincede sıvı anlamına gelen (h)umor kelimesinin kana, suya ya da ilaca referans vermesi muhtemelen tesadüf değildir. Siyaset ve eğlence sektörlerinin arasındaki sınırın daraldığı bir dönemde mizah, ağrı kesici görevi üstlenebileceği gibi, doğru kullanılırsa büyük değişimlere de ilham verebilir. 17. yüzyıl filozoflarından Thomas Hobbes'un düşüncesinden hareketle, belki mizah bizi daha esaslılarına götürecek 'ani bir zafer'dir."

Haberin Devamı

Hiciv ve alaya ihtiyacımız var

Hoepker seçkinin bu metinden yola çıkarak yapılacağını duyunca çok şaşırmış. Çünkü henüz kitapçılara bile ulaşmayan bir kitap üzerine çalışıyormuş ve Strange Encounters adlı bu kitabı mizahi işlerden oluşan işlerini içeriyormuş. Mizah, hiciv, alay, tüm bunlar bugünlerde çok ihtiyacımız olan, ifade etmek istediklerimizi hapseden, belki de birbirimizle iletişimimizi hafifleten metodlar. “Ani Bir Zafer”deki bazı işler sanatçının arşivinden ortaya çıkarılarak ilk kez basılmış. Aralarından bir tanesi "Toledo’da Bir Düğünde Düşes" ise 21 Mayıs’a kadar Tate Modern (Londra)’da devam eden "The Radical Eye: Modernist Photography From the Sir Elton John Collection" adlı sergide de yer alıyor. Londra’ya yolu düşmeyenler bu fotoğrafı burada mutlaka görmeli.

Haberin Devamı

Tarihi anlar estetikle buluşuyor

Şu anda Leica Galeri’de uluslararası bir sergi gezebilirsiniz. Doğu Berlin’e ilk kez geçmiş, Malezya, Venezuella, İran, Şili gibi dünyanın birçok ülkesinde çalışmış bir fotoğrafçının adeta retrospektifi sayılabilecek, mekan ya da zaman ayrımı olmadan, bugüne ait, hepimizi ilgilendiren bir tema üzerine, kitaplardan okuduğumuz tarihi anların estetikle buluşması gibi. Tomi Ungerer portresi, Doğu Berlin evlerinin önündeki Erich Honecker afişi ve beni en çok etkileyenlerden biri olan 1962’de İran’da çekilmiş bir kare: Muhammed Rıza Şah Pehlevi’nin ayaklarına kapanmış bir çiftçi. Şah onu engellemeye çalışıyor, ayakkabısının çamuru ise yerdeki halının deseniyle birleşiyor.

Haberin Devamı

"Ani Bir Zafer" dünya tarihini, bir fotoğrafçının kariyerini ve hiciv üzerine düşünceleri bir araya topluyor. Leica Galeri’ye gidin ve orada biraz vakit geçirin. Muhammed Ali’nin ikinci eşiyle ilk flört ettiği zamanlara ait fotoğrafı da kaçırmayın. Hangisi olduğunu söylemeyeceğim.

DİĞER YENİ YAZILAR