Gazete Vatan Logo

Bakanlar Kurulu'ndan iki bakanın istifasına ilk tepki!

Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basın açıklaması yapıyor

Bakanlar Kurulu'ndan iki bakanın istifasına ilk tepki!

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, HDP'li 2 Bakan'ın görevinden istifa etmesine ilişkin, "Hiçbir alanda, hiçbir bakanlıkla ilgili konunun kapsamında en ufak bir yönetim boşluğu olmayacaktır. Önümüzdeki saatlerde bu Bakan arkadaşlarımızın yerine iki yeni Bakan atanarak Türkiye Cumhuriyeti'nin hükümeti yoluna devam edecektir" dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu sonrasında alınan kararlar ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu'nun 3 ana gündem maddesi olduğunu belirterek, bunlardan birincisinin sığınmacılarla ilgili olduğunu ifade etti. Toplantıda, karşı karşıya kalınan sığınmacı sorununun Türkiye üzerinden AB üzerine etkilerinin, genel göçmen politikasının ve atılması gereken adımların bu başlık altında ele alındığına işaret eden Kurtulmuş, kendisinin bu konuyla ilgili sunum yaptığını ifade etti.
Dünyada şu anda 70 milyonun üzerinde sığınmacı olduğunu anlatan Kurtulmuş, Türkiye'nin 2.2 milyon sığınmacıyla bu soruna omuz veren ülkelerden biri olduğunu ifade etti. Doğu Avrupa'ya geçişlerin Türkiye üzerinden olduğunu söyleyen Kurtulmuş, bu göçmen akımlarının iki temel nedenden kaynaklandığını, bunlardan birisinin umut göçleri olduğunu bir diğerinin ise savaş ve baskı göçleri olduğunu dile getirdi. Avrupa'nın artık yüksek düzeyde göçmen tehdidiyle karşı karşıya olduğunu kaydeden Kurtulmuş, "Kim nereden gelirse gelsin Türkiye bu anlamda kucak açmıştır, büyük bir örnek teşkil etmiştir. Türkiye 7.7 milyar dolarlık fatura ile karşı kalmıştır. Bu ağır yükü hafifletmek bakımından bu konuya duyarlı olan ülkeleri Türkiye'ye yardım etmeye davet etmektedir" dedi.
Kurtulmuş, seçim güvenliğinin sağlanması konusunda İçişleri Bakanı Selami Altınok'un bir sunum yaptığını ve alınacak tedbirlerin paylaşıldığını ifade etti.
HDP'Lİ BAKANLARIN İSTİFASI
HDP'li Ali Haydar Konca ve Müslüm Doğan'ın bakanlık görevlerinden istifa etmesini değerlendiren Kurtulmuş, "Bugün Bakanlar Kurulumuzun hemen başlangıcında bir gelişme yaşadık. 63. seçim hükümetinde, anayasal bir zorunluluk ve sorumluluk gereği kurulmuş seçim hükümetinde, AB Bakanı ve Kalkınma Bakanı olarak görev yapan, HDP kontenjanından Sayın Başbakanımız tarafından teklif edilerek, kabul edilerek iki değerli Bakan arkadaşımız istifa etmişlerdir. Son derece medeni şekilde, kendi açıklamalarında da ifade ettikleri gibi hiçbir tartışmaya mahal bırakmaksızın istifalarını çok kısa bir şekilde gerekçelendirerek ifade ettiler, ardından da Sayın Başbakanımız kendileriyle ilgili olarak söyledikleri konularda aynı görüşte olmadıklarını ifade ederek, hükümetimizin görüşünü ifade eden bir açıklamayla bu görüşlere katılmadığını, son derece medeni ve açık yüreklilikle ifade ederek kendilerine teşekkür ettiler. Sayın Müsteşarımız Kemal Madenoğlu tarafından da her iki Bakan kapıya kadar uğurlandılar" şeklinde konuştu.
"CUMHURBAŞKANIMIZ TARAFINDAN GÖREVLENDİRME ONAYLANARAK İKİ YENİ BAKAN ARKADAŞIMIZ GÖREVLERİNE BAŞLAYACAKLAR"
"Bugün Türkiye'de bir koalisyon hükümeti bozulmuş değildir" diyen Kurtulmuş, "AK Parti ve HDP bir koalisyon hükümeti kurmuş değillerdir. Anayasal zorunluluk olarak ve anayasal sorumlulukları kuşanmış olarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin 63. hükümeti Sayın Cumhurbaşkanımızın görevlendirmesiyle Sayın Başbakanımızın başkanlığında kurulmuştur. Dolayısıyla, bu seçim hükümetinde yer almayı kabul eden bu iki değerli eski Bakan kendi iradeleriyle burada yer almayı kabul ettiler, bugün de kendi iradeleriyle bu hükümetten ayrılma fikrini ortaya koydular ve hükümetten ayrıldılar. Ben bu kararlarının kendilerin için hayırlı uğurlu olmasını temenni ederim. Ancak, burada ifade ettiğim gibi sanki bir hükümet bozulmuş, bir hükümet dağılmış gibi algı içerisinde olmaya gerek yok. Hükümette HDP kontenjanından yer alan 2 Bakan arkadaşımız istifa ettiğinde yine anayasal çerçevede neyin nasıl yapılacağı son derece açık ve bellidir. Sayın Başbakanımız en kısa süre içerisinde iki bağımsız Bakanı bu arkadaşlarımızın yerine atayacak. Şu anda Sayın Cumhurbaşkanımıza bu görevlendirmelerle ilgili teklifini sunacak ve arkasından da Cumhurbaşkanımız tarafından görevlendirme onaylanarak iki yeni Bakan arkadaşımız görevlerine başlayacaklar" ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Dolayısıyla burada herhangi bir olağanüstü durum yok. Hükümet zaten olağanüstü şartlarda kurulmuş bir hükümet, hükümet kurulamadığı için Türkiye'yi seçime götürmek için kurulmuş bir hükümetti. 2 arkadaşımız istifa etti, onların yerine başka iki arkadaşımız gelerek bu hükümet 1 Kasım'a kadar görevini yerine getirecek. Bu hükümet anayasal zorunlulukla kurulmuş hükümet."
HDP'li Konca ve Doğan'ın bugün istifa etmelerinin ardından yaptığı açıklamalara işaret eden Kurtulmuş, "Ayrıldıktan sonra içeride konuşulmamış konuları içeren, son derece siyasal dozu yüksek bir basın açıklaması yaptılar. Öyle görünüyor ki ortaya konulan fikirlerin hiçbirisi içeride konuşulmamıştır, anlaşılıyor ki o arkadaşlarımız bu basın açıklamasını bir yerlerden gelen talimatlarla yaptılar. Dolayısıyla, bu basın açıklamasında ortaya konulan fikirleri hiçbir şekilde içeride yansıtılan fikirlerle ilgisi olmadığını da ifade etmek isterim. Ayrıca, basın açıklamasında hükümetimiz, Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımız hakkında ortaya koymuş olduğu fikirlerin hiçbirisini kabul etmek mümkün değildir. Bu sözlerin tamamını yakışıksız, tamamını eleştiri dozunun üstünde bulduğumuzu, yersiz bulduğumuzu ifade ediyoruz ve şiddetle kınıyor, reddediyoruz. Bu süre içerisinde Sayın Bakan arkadaşlarımızın, şahıslarının teşhis ettikleri hiçbir konu ne bu bakanlar kurulunda ne önceki bakanlar kurulunda gündeme gelmemiştir. Ayrıca, bu arkadaşlarımızın hiçbirisinin görev yapmalarına engel olunmamıştır" diye konuştu.
İKİ BAKAN'IN CİZRE'YE YÜRÜMEK İSTEMESİ
Terör olaylarına bağlı olarak halkın güvenliğini sağlamak için Cizre'de sokağa çıkma yasağının olduğu dönemde iki HDP'li Bakan'ın Cizre'ye yürümek istemesini değerlendiren Kurtulmuş, "Cizre ile ilgili o süreçte ortaya koymuş oldukları mesele de şudur, bu Bakan arkadaşlarımız diğer Bakan arkadaşlarımız gibi aynı yetkiye ama aynı zamanda da aynı sorumluluklara sahip insanlardı. Dolayısıyla benim Bakan olarak hakkım ve sorumluluğum neyse, Sayın Konca ve Sayın Doğan'ın da sorumlulukları aynıydı. Herhangi bir yerde sivillerin girmesiyle ilgili yasak kararı varsa, bu karara nasıl ben uymak zorundaysam, o arkadaşlarımız da uymak zorundaydı. Dolayısıyla görev yapmalarına engel olunduğu şeklindeki eleştirilerini de doğru olmadığını ifade etmek isterim. Hiçbir alanda, hiçbir bakanlıkla ilgili konunun kapsamında en ufak bir yönetim boşluğu olmayacaktır. Önümüzdeki saatlerde bu Bakan arkadaşlarımızın yerine iki yeni Bakan atanarak Türkiye Cumhuriyeti'nin hükümeti yoluna devam edecektir" dedi.
Açıklaması sonrası gazetecilerin sorularını cevaplayan Kurtulmuş, Başbakan Davutoğlu'nun kabinede yer alacak iki ismi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile paylaşacağını ve mutabık kalındığı takdirde bu isimlerin paylaşılacağını ifade etti.
SEÇİM GÜVENLİĞİ
"Doğu ve Güneydoğu'da seçmen taşıma yöntemine gidilecek mi" sorusuna Kurtulmuş, "Ülkede seçimi yapmak güvenli bir şekilde yapmak öncesi ve sonrası ile ilgili bütün tedbirleri almak Yüksek Seçim Kurulu ve il ve ilçe seçim kurulunun vazifesindedir. Bir süreçle karşı karşıyayız. Herhangi bir ilçe seçim kurulu sandık yerlerinin tespiti ile ilgili sorumluluk sahibidir. Cizre'de ve başka yerlerde ilçe seçim kurullarının talepleri geldikçe ilçe seçim kurullarını kararlarına itiraz olursa, YSK'nın kararları nihaidir. Sandıklar diyelim ki şu mahallede değil, bu mahallede kurulacaktır, bunları yetki ve sorumluluğu YSK ve ilgili seçim kurullarının vazifesidir" karşılığını verdi.
Seçim güvenliği için alınacak tedbirler ve terör örgütünün verdiği zayiata ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, "Şu kadar insan öldü, mühimmat derken bunların kesinleşmiş olmasını bekleriz. Alınan bilgiler istihbari bilgilerdir. Sizin kesin bir şey söyleyebilmeniz için o işin sonucunu görmeniz lazım. Türkiye'de hükümetin isteği ile böyle bir ortam başlamış değildir. 20 Temmuz'dan bu yana Türkiye'de uzun zamandır silahlı çatışmanın olmadığı güven ve huzur ortamı varken, Suruç'la birlikte terör faaliyetleri başladı. Artık böylesine bir terör olayı hiçbir savaşta, hiçbir insanın kabul etmeyeceği insani boyutlara ulaştı. Çukurca saldırısı gibi birçok saldırıyı da yaşadık. Burada hükümet ya da devlet, 'Hadi biz çatışmasızlık ortamını bitirelim, bundan canımızı sıkıldı' diyerek yeni bir safhaya geçmiş değildir. Doğrudan milletin içinde kırılmayı, parçalanmayı esas alan terörist faaliyetler başlamıştı, buna karşı dünyanın hiçbir yerinde hiçbir ülke kayıtsız kalınamaz. Biz, bu ülkede insanların barış, dirlik içerisinde kıyamete kadar yaşamalarını istiyoruz. Terör örgütünün ve birtakım hain çetelerin esas amacı Türk'ü Kürt'e, Kürt'ü Türk'e düşman ettirmektir. Biz bu oyuna düşmeyeceğiz. Buradaki ortaya çıkan durum kalıcı durum değildir, inşallah terör ortadan kalkacak ve bu ülkenin her yerinde insanlar barış içinde yaşamlarını sürdüreceklerdir" şeklinde konuştu.
"Terör örgütü, 1 Kasım seçimlerini, Türkiye'nin karıştırılması için önemli bir dönüm noktası görüyor" diyen Kurtulmuş, "Terör örgütüne yardım eden birtakım çevrelerin de aynı şekilde baktığını biliyoruz. Hükümetin öncelikli vazifelerinden birisi, her türlü tedbiri alarak, seçim ve seçim sonrası sayım sürecinde hiçbir şekilde demokrasiyi gölgelemeyecek şekilde seçim güvenliğini sağlamaktır ve seçim sonuçlarını yeri geldiği zaman sandık sonuçlarının helikopterle taşınması gibi her türlü faaliyet alınacaktır" açıklamasında bulundu.
YAZ SAATİ UYGULAMASININ SONA ERMESİ
Yaz saati uygulamasından kış saati uygulamasına geçilmesi konusunda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın çalışmalarını sürdürdüğünü anlatan Kurtulmuş, 8 ya da 9 Kasım'da yaz saati uygulamasından vazgeçileceğini ifade etti.
SIĞINMACILARLA İLGİLİ ALINACAK TEDBİRLER
Sığınmacılarla ilgili alınacak tedbirlerin sorulması üzerine Kurtulmuş, "Suriye Koordinasyon Kurulu'muz var. Bütün ilgili bakanlıklarımızın çalışması söz konusu. Suriyeli mülteciler meselesi önce geçici olarak telakki edildi ama maalesef Suriye'deki istikrarsızlık ortamının uzun süre devam ettiğini görüyoruz. Mesela, Suriyeli çocukların kaybedilmemesi, şu anda 550 bine yakın Suriyelilerin çocukları var. Yaklaşık 400 bine yaklaşık Suriyeli çocuk eğitim alamıyor. İyi eğitim almış, Türkiye dostu olan insanlar olarak yetişmesine gayret etmeye çalışıyoruz. şu anda yoğun olarak Suriyeli sığınmacıların bulunduğu illerde belediye hizmetlerinin hafifletilmesi için gerekli tedbirleri alacağız. Hükümet olarak ilave destekler sunacağız. Suriyeli sığınmacıların iş yapma imkanı bakımından çalışmalar hızlandırılıyor. Bunların hem kendilerine hem Türkiye'ye faydaları, nasıl üretken, erimli kendi geleceklerini kurabilmeleri konusunda her türlü tedbiri alıyoruz" ifadelerini kullandı.
Suriyeli mülteciler konusu Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından Birleşmiş Milletler'in 70. Genel Kurulu'nda gündeme gelecekti. Bu kapsamda, Davutoğlu'nun liderlere Amerika ziyareti öncesinde mektup yazacağı ve bu mektubun yine bu ziyaret öncesinde liderlere iletileceği belirtilmişti. Kurtulmuş, bu mektubun yazıldığını ve liderlere gönderileceğini ifade etti.

Haberin Devamı