Bakan çileden çıktı

ÇALIŞMA Bakanı Ömer Dinçer, sendikaların istediği yüzde 10 barajının kaldırılması ve 17 Ocak’ta yürürlüğe giren yasaya uygun bir çözüm bulunması için konfederasyonlarla haftasonunda biraraya gelerek çalıştı. Ancak Abant’taki toplantının sonunda TÜRK-İŞ ve TİSK barajın düşürülmesinden vazgeçti. Bakan Dinçer, bu duruma sinirlenerek, “Ben Bakan olarak işimi bırakıp geldim, 2 gündür çalışıyoruz, şimdi de ‘hayır’ diyorsunuz. Burada oyun mu oynuyoruz” sözleriyle tepkisini gösterdi. Sendikalı işçi sayılarının belirlenmesine yönelik yeni yasa uyarınca 3 gün sonra binlerce işçinin üye olduğu sendikalar yetkisiz kalacak. Söz konusu uygulamanın bir yıl ertelenmesi üzerinde duruluyor.

ANKARA - Ocak ayının bitmesine 3 gün kala binlerce işçinin üye olduğu sendikalar için tehlike çanları çalıyor. Sendikalı işçi sayılarının sendikaların beyanlarına göre değil, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtlarına göre yayınlanmasını zorunlu kılan yasa 17 Ocak’ta yürürlüğe girdi. Yürürlüğe girmesi daha önce iki kez ertelenen yasaya göre SGK, her yılın Ocak ve Temmuz aylarında işçi istatistiklerini resmi kayıtlara göre açıklamak zorunda. Bu nedenle yeni yasaya göre sendikalı işçi kayıtlarının yayınlanması için sadece 3 gün kaldı. Ancak söz konusu kayıtların açıklanmasıyla yetkili sendika olabilmek için gereken yüzde 10 ülke barajı koşulunu tutturan sendika neredeyse kalmayacak. Böyle olunca da yaklaşık 800 bin işçinin üye olduğu onlarca sendika, toplu sözleşme yetkisini kaybedecek.

Hükümet seçime giderken, toplu sözleşmesiz kalacak olan işçiler ve yetkisiz sendikalarla ilgili kaos ortamı yaşanmasını istemiyor. Bu nedenle Çalışma Bakanı Ömer Dinçer, sendikaların yetkisini kaybetmemesi için, yüzde 10 ülke barajı koşulunun düşürülmesini kabul etti. Ancak problem de bundan sonra çıktı. ILO’nun da eleştirdiği sözkonusu barajın kaldırılması ya da düşürülmesi için bir yasa tasarısı hazırlanmasını benimseyen Bakan Dinçer, işçi konfederasyonlarıyla acil bir düzenleme için geçtiğimiz hafta sonu biraraya geldi.

Önce tamam dediler

3 gün boyunca Abant’ta Bakan Dinçer’in başkanlığında çalışma yapıldı. Ortaya 33 maddelik bir tasarı çıktı. Çalışma Bakanlığı, TİSK, DİSK, Hak-İş, TÜRK-İŞ, yüzde 10 ülke barajını yüzde yarıma, bir başka deyişle binde 5’e indirmek için anlaştı. Ancak son gün Bakan Dinçer, “Bu tasarıyı Bakanlar Kurulu’na sunmak ve Meclis’e sevketmek için öncelikle tüm konfederasyonların onayını nihai olarak duymak istiyorum” dedi. Bunun üzerine TİSK “vazgeçtiğini” açıkladı. Ardından da Türk-İş, “Biz de vazgeçtik” dedi. Büyük şaşkınlık yaşayan Bakan Dinçer, duruma büyük bir tepki gösterdi. Dinçer’in özellikle Türk-iş’e dönük çok sert bir konuşma yaptığı ve şunları söylediği belirtiliyor: “İşçi konfederasyonu olarak aldığınız tutumu anlayamıyorum. Biz burada oyun mu oynuyoruz? Ben bir bakan olarak her işimi bırakıp geldim. 2 gündür burada tek tek düzenlemelerle ilgili çalıştık. 2 gün boyunca tartıştık, ortaklaşa karar verdik, işveren hayır diyor, sonra siz de hayır diyorsunuz. Siz 12 Eylül yasası üzerine oturmaya devam etmek mi istiyorsunuz?”

Dinçer’in seçenekleri neler?

Çalışma Bakanı Ömer Dinçer’in önündeki seçenekler şöyle:

- 17 Ocak’ta yürürlüğe giren ve sendika istatistiklerinin SGK kayıtlarına göre yayınlamasını zorunlu kılan yasayı uygulaması ve ay sonuna kadar yeni istatistikleri açıklaması veya bir kez daha ertelenmesini sağlayacak bir yasal düzenleme yapılması gerekiyor.

- Bir başka alternatif ise 33 maddelik yüzde 10 ülke barajını binde 5’e çeken ve Hak-İş ve DİSK’in destek verdiği tasarıyı TİSK ve TÜRK-İŞ’e rağmen Meclis’e getirmek.

- TÜRK-İŞ başta olmak üzere işçi örgütlerinin bir kısmı, Bakanlığın söz konusu istatistikları yayınlamaktan vazgeçmesi, yasanın yürürlüğünü de bir süre daha ertelemesini istiyor.

Torba Tasarı’ya karşı eylem kararı

DİSK, KESK, TMMOB VE TTB, TBMM’de görüşülmekte olan Torba Yasa Tasarısı’na karşı 31 Ocakta Türkiye genelinde Ankara’ya yürüyüş başlatacak. Konfederasyon ve örgütler, 3 Şubat günü de Ankara’da eylem yapacak.

TMMOB Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenleyen DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, hükümete seslenerek, Torba Yasa Tasarısı’ndan emek alanı ile ilgili düzenlemelerin çıkartılmasını ve tasarının geri çekilmesini istedi. Çelebi, “Sosyal taraflarla birlikte yeni bir taslak hazırlayın. Aksi halde emekçilerin elleri yakanızdan düşmeyecektir” dedi.

Torba Yasa Tasarısı ile emeğin haklarına yönelik yeni bir saldırı dalgasıyla karşı karşıya kalındığını ileri süren Çelebi, “Uzun zamandan bu yana üzerimizde ’İstihdam Strateji Belgesi’ diye korkunç bir hayalet dolaşıyor. Adı var, kendi yok. Ama kanunlara sızıyor, torbalara giriyor. Her adımda halkımızdan bir şey alıp götürüyor. Biz bu hayaleti tanıyoruz” diye konuştu.

Çelebi, hükümetin, ne zaman “istihdam yaratmaktan, işsizlikle mücadeleden” bahsetse, altından “sermayedarlara teşvik çıktığını” söyledi.

Sendikalar neden itiraz ediyor?

- Sendikalar, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda yapılmak istenen değişikliklerle, sözleşmeli ve ücretli çalıştırma gibi esnek, güvencesiz istihdamın kamu alanında da yaygınlaşacağını öne sürüyorlar. Kamu emekçilerinin başka kurumlara “ödünç verilebileceğini” iddia ediyorlar.

- Belediyelerde ve il özel idarelerinde çalışan işçilerin Milli Eğitim Bakanlığı ve Emniyet teşkilatının taşralarına gönderilebilmesine itiraz ediyorlar.

- Kadınlar ucuz işgücü olarak kullanılabilmesi de itiraz edilen maddelerden biri.

- Deneme süresinin gençler için 4 aya çıkarılması, küçük sanayi sitelerinde çalışan 360 bin resmi çırağın ve 200 bin stajerin ücretlerinin düşürülmesi de itiraz edilen maddelerden.