Gazete Vatan Logo

Bağırsaklar da duyarlı olur!

Okurumuz, “Bana irretabl bağırsak sendromu teşhisi kondu. Verilen ilaçları düzenli kullandım. Ama gaz, şişkinlik, ağrı gibi şikayetlerim sürüyor. Ne yapmalıyım” diye soruyor.

Dr. Aysun Bozbaş yanıtlıyor: “Bu hastalıkta bağırsaklarda çalışma bozukluğu ve aşırı bir duyarlılık vardır. Özellikle soğuk, stres, psikolojik faktörler tetikleyici olur. Bunlardan uzak durmanız gerekir.”

47 yaşında, evli bir bayanım. Yaklaşık 5 senedir mide gazı problemim var. Birçok kez çeşitli doktorlara görünmeme rağmen, ancak bir sene önce gittiğim doktor tarafından irretabl bağırsak sendromu teşhisi konuldu. Bu teşhise göre verilen ilaçları (lansor, debridat, intestinol) düzenli olarak kullandım. Ancak şikayetlerim azalmadı. Birdenbire başlayan karın şişliği, geğirme ve arkasından gelen aritmi oluyor. Bunlar beni gece uykumdan uyandıracak derecede şiddetli... Bu şişlikler aniden başlayıp aniden kesiliyor. Bir senedir de menopozdayım. Ayrıca birkaç aydır vücudumda yer yer soğukluklar başladı. Karnımda, ayaklarımda ve kalçalarımda... Böyle zamanlarda sıcak termos uygulaması ile rahatlamaya çalışıyorum. Bu konuda yardımcı olmanızı rica ederim... Selda M.
Sanırım mideniz endoskopi sonucu normal bulundu, ancak yakınmalarınız var. Buna “nonülser dispepsi” diyoruz. Yani midede ülser gibi bir hastalık olmadığı halde çeşitli dispeptik yakınmaların olması... Ayrıca “İrritabl bağırsak hastalığı” tanısı almışsınız. İrritabl bağırsak hastalığı; karında şişkinlik, gaz, ağrı, kabızlık, ishal veya alterne tip dediğimiz, bir ishal, bir kabızlık şeklinde yakınmaların görüldüğü tamamen fonksiyonel bir hastalık. Bu hastalığı olan kişilerin bağırsaklarında çalışma bozukluğu ve aşırı bir duyarlılık söz konusu. Özellikle soğuk, stres, psikolojik faktörler tetikleyici oluyor. Nonülser dispepsi ve irritabl bağırsak hastalığı birlikte sık görülüyor. Bu hastalıkların bir tehlikesi, riski yok. Ancak fonksiyonel olduğu için kişide oluşan yakınmaların tamamen geçirilmesi çok kolay değil. İrritabl bağırsak hastalığının tipine göre ilaç tedavileri var. Size verilen ilaçlar bağırsak çalışmasını düzenleyen, asit ve gaz giderici ilaçlar. Faydasını görmediğinizi söylüyorsunuz. Bunun için tetikleyici faktörleri mümkün olduğu kadar uzaklaştırmanız gerekiyor. Az ve sık öğün şeklinde düzenli beslenmek, yavaş ve lokmaları iyice çiğneyerek yutmak, hava yutmamaya çalışmak, fazla gaz yapan gıdaları çok tüketmemek, hareketsizseniz spor, mesela yürüyüşler yapmak ve doktorun yakınmalarınıza göre verdiği ilaçları kullanmak gerekir. Bu hastalıkta stres, psikolojik faktörler önemli bir tetikleyici olduğu için, stresiniz yoğunsa buna yönelik rahatlatıcı, antidepresan ilaçlar da faydalı olabilir. Sinirsel olarak sürekli hava yutma sonucu gaz-geğirme olabilir. Menopozdaysanız gerekli kontrollerden geçerek hormon replasmanı alabilirsiniz.

Et mi yiyorum fasulye mi, anlamıyorum

31 yaşındayım. 10 yıl önce kaza geçirdim. Dişlerim ve burnum kırıldı, kulağımdan hafif kan geldi. Bir hafta komada yattım. Burnumun kırığını düzeltmek için bir sene sonra ameliyat oldum. Kaza geçirdiğimden beri koku ve ağız tadımda bozulma oldu. Ekşiyi, tatlıyı, tuzluyu anlıyorum, ama fasulye mi yiyorum, yoksa et mi, anlamıyorum. Kulak-Burun-Boğaz uzmanına gittim, sinirlerde problem olabileceğini, kazadan 6 ay sonra normale dönmezse bir daha düzelmeyeceğini söyledi. Ben sigortalı çalışanım. Lütfen tedavisi olup olmadığı hakkında bana yardımcı olur musunuz? İsmail Y.
Kaza ile beraber veya hemen sonrasında yüz felci olup olmadığını, işitme kaybı ve baş dönmesi olup olmadığını, tat kaybının dilin tümünde mi, yoksa bir bölümünde mi olduğunu bilmek ve o dönemde yapılan tomografi, MR gibi tetkikleri görebilmek teşhiste yardımcı olurdu. Kazayı takiben kulaktan gelen kan temporal kemik (işitme ve denge organlarını içeren kafa kemiği) içinden geçen kırık hattı olabileceğini gösteriyor. Bu kırık sebebiyle, bazen orta kulaktan geçen ve dilin o taraftaki bir bölümünün tat duyusunu alan sinirde hasar olabileceği düşünülebilir. Ancak tat duyusunun dilin tümünde kaybı bu şekilde mümkün olmaz. Her iki temporal kemikte hasar olması gerekir, o halde bile tat duyusu tümüyle kaybolmaz. Bu sebeple kaza sırasında ön kafa çukurunda koku sinirinin buruna girdiği bölgede hasar olma ihtimali var. Bir bilgisayarlı tomografi çektirilerek bu bölgede eski kırık olup olmadığı araştırılabilir. Aradan 10 yıl geçtiği için sinir hasarının geri gelmesi mümkün olmuyor. Burun tıkanıklığı devam ediyorsa bunun düzeltilmesi ile koku ve tat duyularında iyileşme sağlanabilir. Eski tetkikler ile beraber bir KBB muayenesi yapılması ve sebebin araştırılması uygun olur.

*****

Bebekleri araç koltuğunda uyutmak ölüme yol açabiliyor!

Yeni Zelandalı araştırmacılar, trafik kazalarında yüksek koruma sağlayan bebek koltuklarının gerçek amaçları dışında kullanıldığında ölümcül olabileceğini açıkladı. Dünyanın en saygın tıp dergilerinden British Medical Journal’da yayınlanan araştırmada, çoğu anne babanın, araçlarda kullanılan bebek koltuklarını, bebek taşıma aracı da olarak kullandığını, bunun da bebekler için zararlı olabileceğini belirtti. Çünkü bebekler bu koltuklarda uyuyakaldığında çeneleri öne düşüyor. Bu da burun ve ağızdaki hava yollarını kapatabiliyor ve havasızlık sonucu ölüme kadar varan sonuçlara yol açabiliyor. Araştırmayı yapan pedagog Prof. Alistair Gunna, bebek koltuklarının araç dışında bebek taşımak için ya da yatak olarak kullanılmaması gerektiğini belirterek, anne babaları uyardı. Amerika’daki Pennsylvania Üniversitesi tarafından yapılan başka bir araştırmada da, hava yastıklarının yetişkinlerin boyları ve kiloları dikkate alınarak yapıldığını ve kazada zarar görmeseler bile çocuklar için tehlikeli olabileceği öne sürüldü. Uzmanlara göre 13 yaşına kadar her çocuk arka koltukta oturmalı.

Doğum kontrol hapı yerine, sakızı çıktı
Amerİkalı Femcon Fe şirketi, hap almaktan hoşlanmayan kadınlar için doğum kontrol sakızı geliştirdi. Geleneksel doğum kontrol haplarından hiçbir farkı olmayan sakızın naneli ve çilekli çeşitleri de bulunuyor. Çantalarında doğum kontrol hapı taşımaktan utanan kadınlar için geliştirilen sakızda bulunan hamileliği önleyen hormonlar, çiğnenerek tükürükle kana karışıyor.

Haberin Devamı