Gazete Vatan Logo

Babacan: Yunanistan'a döneriz

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, muhalefet partisinin ekonomik vaatlerini yerine getirmesinin mümkün olmadığını, olma ihtimalinde Türkiye'nin sonunun Yunanistan'a benzeyebileceğini söyledi.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, katıldığı bir programında gündeme ilişkin soruları cevaplandırdı. Siyasi partilerin seçim vaatleriyle ilgili değerlendirilmesinin sorulması üzerine Babacan, Türkiye'nin önemli bir seçime doğru gittiğini, bu seçimin ardından Türkiye'nin 2019'a kadar seçimsiz bir döneme gireceğini, cumhurbaşkanı, yerel ve genel seçimlerinin 2019'da olacağını söyledi. Son 13 yıldır ilk defa kesintisiz bir dönem olacağını söyleyen Babacan, 7 Haziran seçimlerinin bu nedenle çok belirleyici olacağını ifade etti. "Türkiye'nin demokratik yapısındaki en önemli problemlerinden biri muhalefet sorunu" diyen Babacan, "iktidara gerçekten alternatif olabilecek gerçekçi projeler ortaya koyan muhalefetin Türkiye'de hala olmamasının ciddi bir problem" olduğunu söyledi.

'AK PARTİ TEK BAŞINA İKTİDAR OLACAK'

Seçim vaatlerinin yerine getirilmesi halinde ne olacağı sorusuna Babacan, "Bunların gerçekten Türkiye'de yapılacağına piyasalar, iş çevreleri inanıyor olsa bugünden zaten ekonomi allak bullak olur. Bugünden faizler en az yüzde 16-17'lere çıkar, daha da ilerisi olabilir. Çünkü piyasa hemen şu hesabı yapar bunlar gerçekten yapılacaksa, bu kadar para harcanacaksa, buna dönük tekrar piyasadan borçlanacaksa, devletin bu kadar çok borçlanmaya ihtiyacı olacaksa demek ki bu yüksek borçlanma ihtiyacı faizleri nasıl olsa artıracak diye bugünden" şeklinde yanıt verdi.

Babacan, anketlerin, Ak Parti'nin yeniden tek başına iktidar olacağını gösterdiğini söyleyerek, şöyle devam etti: "Buna piyasa inandığı için ve tek parti iktidarıyla AK Parti iş başına geldiği zaman makul ekonomi politikalarına inandığı için şu anda piyasa göstergeleri nispeten makul seviyelerde seyrediyor. Böyle garip, son derece tutarsız politikaların Türkiye'de gerçekten uygulanacak olduğuna bir inansalar, kendi iç dünyamızda daha başlamadan alt üst olur.

İşin başında bunları açıkladıkları anda yasaları geçirirken öyle bir karışır ki ortalık ondan sonra 94 krizinden, 2001 krizinden farklı olmaz. Çünkü o günlere baktığınızda Türkiye'nin ekonomik tablosu böyleydi. Aşırı borçlanma, karşılıksız para basma, bunlar Türkiye'yi IMF'den borç para isteme durumuna düşüren politikalarıdır. Bu açıklamalarda ne var ne yoksa bi bakın 1990'larda uygulanan hesapsız kitapsız, popülizme dayalı politikalardır.

Muhalefet partilerine baktığımız da ister CHP zihniyetinin geçmişine bakalım ister MHP'ye bakalım bunların iktidar olduğu dönemlerde Türkiye maalesef bir türlü selamete erememiş. Türkiye ekonomisi kriz arkasına kriz yaşamış. Bizden önceki koalisyon hükümetinde belki CHP yoktu ama onların zihniyetini temsil eden bir parti vardı. 2001 krizi gibi Türkiye'nin milli gelirinin üçte birini bir anda kaybettiği bir kriz, bunların iktidarı döneminde yaşandı. Bunlar aynen o dönemleri getirecek politikalar."

Haberin Devamı

'BUNLAR IMF'NİN ELİNE DÜŞERLER'

Haberin Devamı

CHP'nin, seçim bildirgesinde yer verdiği vergi politikası ile emekliler ve asgari ücretlilere yönelik vaatlerinin hatırlatılması üzerine de Babacan, Türkiye'nin vergi oranlarının kendi dönemlerinde düşürüldüğünü, bunların Türkiye ekonomisinin sağlıklı büyümesi için çok önemli olduğunu söyledi.

"Bunlar ya vergi artırırlar ya da gidip daha fazla borçlanmak zorunda kalırlar en sonunda da IMF'nin eline düşerler" dediklerini söyleyen Babacan, AK Parti'nin seçim beyannamesinde gelir dağılımının daha da iyileşmesi ile vergi politikalarında neler yapılması gerektiğinin yer aldığını söyledi.

İktidar partisi olarak geniş kitlelere ne vaat ettiklerinin sorulması üzerine ise Babacan, "Olmayan bir kaynağı hayali bir kaynağı dağıtacağını söyleyerek ekonomi yönetilmez. Türkiye'nin ekonomisi geliştikçe, uluslararası itibarı, ihracatı, üretimi arttıkça bu artan büyüklükten toplumun her kesimi daha fazla daha fazla daha fazla pay alacak. Son 13 yıldır olduğu gibi bundan sonraki dönemde de bunun devam edeceğini biz söylüyoruz. En önemli farkımız bu. Diğer partilerin geçmiş icraatlarıyla ilgili söyleyebilecekleri hiçbir şey yok" yanıtını verdi.

' O POLİTİKALAR UYGULANSA YUNANİSTAN'A DÖNERİZ'

Haberin Devamı

Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü: "İstikrar bir kere sarsıldığında bir ülkenin ne duruma düşeceğini etrafımızdan görebiliyoruz. Bakın Yunanistan'a, geçen yıl 100 bin memur işten atıldı. Memur ve emekli maaşlarını düşürdüler. Bol keseden dağıtıyorlardı bir dönem. Avrupa Birliği'nden (AB) parayı alıyorlardı ki bizim öyle bir imkanımız yok. Mesela Polonya'ya bu yıl milli gelirinin yüzde 4'ü kadar AB'den hibe geliyor. Bizim milli gelirimizin yüzde 4'ü demek, 32 milyar dolar. Türkiye'ye bir yerlerden yılda 32 milyar dolar hibe gelse, herhalde çok farklı şeyler biz de yaparız ama Yunanistan örneği... Ne kadar bedava para gelirse gelsin ki bizim öyle bedava para gelen bir yerimiz yok. Dikkatli harcanmazsa, har vurup harman savrulursa bir ülkenin ne duruma düşeceği komşumuzdan belli." Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "CHP bunları yaparsa, Yunanistan oluruz mu diyorsunuz?" sorusuna da "Bunları yaparsa değil, zaten inşallah öyle bir ihtimal yok, yapabilecek fırsatı halkımız onlara vermez ama Türkiye'de öyle yanlış politikalar uygulanırsa, sonucu Yunanistan, iflas noktasına gelen bir ülkedir" dedi.

KURDAKİ HAREKETLİLİK 'DIŞ DALGA'

Haberin Devamı

Babacan döviz fiyatlarındaki dalgalanmayla ilgili soru üzerine ise "Kurdaki hareketlilik sadece Türkiye'de değil, dünyanın her yerinde olan bir gerçek. Türkiye'ye özel bazı sebepler de dövizin değerlenmesini beraberinde getiriyor. Ama asıl sebep dış dalga."