Gazete Vatan Logo

Babacan açıkladı

IMF ile para için görüşüyoruz kredibiliteye ihtiyacımız yok

DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bugün itibarıyla IMF’nin Türkiye için birinci derece ilave kredibilite unsuru olmaktan çıktığını belirterek “Biz kendi kredibilitemizi artık bir bakıma teşkil etmiş durumdayız. IMF ile sadece daha ucuz faizle para veriyor diye görüşüyoruz” dedi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bugün itibarıyla IMF’nin kendileri için birinci derece ilave kredibilite unsuru olmaktan çıktığını belirterek, “Çünkü biz kendi kredibilitemizi artık bir bakıma teşkil etmiş durumdayız” dedi.

Babacan, TRT1’de katıldığı programda ekonomi gündemine ilişkin soruları yanıtladı. Türkiye’nin ekonomik krizin olumsuz etkisini henüz görmediği şeklinde yabancı uzmanların görüşü bulunduğunun belirtilmesi üzerine Babacan, gelecekle ilgili olumsuz değerlendirmelerin ağırlıklı olarak küresel ekonomiyle ilgili olduğunu, Türkiye konusunda beklentilerin ise son derece olumlu olduğunu söyledi.

Ekonomik krizle birlikte Türkiye’nin artık kendi ayakları üzerinde durabileceğinin ortaya çıktığını belirten Babacan, artık herkesin Türkiye’nin

IMF ile bir program yapmaya ihtiyacı olmadığını söylediğini anlattı.

Babacan, şöyle konuştu:

“Bir mecburiyetimiz yok şu anda. Hani sıkışıp da zora düşüp de ’Bu para bize mutlaka lazım’ deyip IMF ile alelacele bir program yapma ihtiyacı bugün itibarıyla yok. Bunu sadece biz değil, Türkiye’yi değerlendiren uluslararası kuruluşlar, IMF başkanının kendisi söylüyor, ’Türkiye’nin bizimle program yapmaya ihtiyacı yok’ diyor.

Sadece para görüşüyoruz

Bu çok önemli bir nokta. Türkiye’nin risk primi açısından da baktığınızda da Türkiye’ye yatırım yapan, kredi açan kuruluşlar Türkiye’yi ne kadar riskli değerlendiriyor diye baktığınızda da göstergeler çok çok olumlu bir noktaya gelmiş durumda. Peki o zaman soracaksınız ‘Siz niye IMF ile görüşüyorsunuz.’ Bugün itibarıyla IMF bizim için birinci derece ilave kredibilite unsuru olmaktan çıkmış durumda. Çünkü biz kendi kredibilitemizi artık bir bakıma teşkil etmiş durumdayız.”

Mayıs, Haziran’da yapılan görüşmelerde IMF’nin ortaya koyduğu değerlendirmelerin ve Türkiye’den beklediklerinin kabul edilebilecek şeyler olmadığının altını çizen Babacan, “Biz baştan bunlar olmaz dedik. ‘Siz kenarda durun biz kendimiz çalışalım’ dedik. Biz kendi programımızı hazırladık. Orta Vadeli Program’la ilgili her kesimden olumlu değerlendirmeler aldık. Bunu IMF de gördü. Eğer biz kendi kredibilitemizi önemli ölçüde oluşturduysak bugün için IMF ile neden görüşüyoruz.

Bunun en önemli sebebi IMF kaynakları şu anda piyasa kaynaklarına göre daha uygun olan kaynaklar. Bugün bizim iç veya dış piyasada borçlandığımız faizden ki oldukça düştü faizler, bu faizlerin dahi daha altı bir faizle biz IMF’den kredi alma imkanına sahip olacağız” şeklinde konuştu.

Programımız uygulanacak

IMF’nin ortaya koyduğu şartlarla ilgili sorular üzerine de Bakan Babacan, geçen yıl Mayıs-Haziran döneminde birçok sorunlar olduğunu ancak bugün itibarıyla bu şartların ortadan kalktığını ifade etti. Babacan, “Şu anda gelmiş olduğumuz nokta, ’Siz bu orta vadeli programı uygularsanız biz buna destek veririz’ noktasında. Bunun üzerine ilave bir şartları yok. Bu noktaya gelmiş durumdayız. Eğer IMF ile bir anlaşma olacaksa bu kendi programımız çerçevesinde olacak.”

Orta Vadeli Program’ın tümüne IMF’nin onay verdiğini vurgulayan Babacan, ancak bu programda dünyanın gelişen şartlarına göre küçük değişiklikler yaptıklarını, bu değişiklikleri de IMF yetkilileriyle paylaştıklarını söyledi.

IMF parasıyla iç borç ödeyeceğiz

IMF’DEN gelecek dövizi Merkez Bankası’na vereceklerini, karşılığında Türk Lirası alacaklarını ifade eden Babacan, dolayısıyla IMF’den gelecek kaynağın Merkez Bankası döviz rezervlerini güçlendirecek bir unsur olacağını söyledi. Karşılığında alacakları Türk Lirası ile iç borçları ödeyeceklerini anlatan Babacan, “Yani içeriye borçlanmak yerine IMF’ye borçlanacağız. IMF’den gelebilecek her 1 milyar dolar, 1.5 milyar Türk lirası olarak iç piyasaya kaynak olarak bırakılacak. İç piyasada bu para ya sanayiciye, ya ihracatçıya kredi olacak, dolayısıyla ciddi bir miktarda kaynak Türk özel sektörümüzün hizmetine sunulmuş olacak” şeklinde konuştu. Babacan, IMF’den alınacak kaynağın miktarını görüşmeler son noktaya gelene kadar açıklamayacaklarını belirtti.

OVP’yi açıklamasak bize de ‘riskli’ derlerdi

FİNANS sisteminin yanı sıra kamu açıklarının zamanında düşürülmesinin, kamu borç stoğunun zamanında aşağı çekilmiş olmasının bunda etkili olduğunu ifade eden Babacan, şöyle konuştu: “Eğer bugün Yunanistan, Portekiz, İtalya, İrlanda bir tartışma konusu ise bu ülkelerin ortak özelliği borç stoklarının yüksek olması ve kamu açıklarının yüksek olması... Ancak Türkiye bu tartışmaların tamamen dışında tutuluyor. Bizim de 2009 yılında kamu açığımız arttı, borç stoğumuzda yukarı doğru bir artış oldu. Ancak biz Eylül ayında açıkladığımız Orta Vadeli Program’la bu açıklarımızı nasıl düşüreceğiz, kamu borç stoğumuzu nasıl kontrol altına tutacağımızı tüm dünyaya ilan ettik. İlan etmekle de kalmadık aldığımız tedbirlerle fiilen uygulamaya başladık. Uygulama sonuçlarını da görünce bizim kredi notlarımız artmaya başladı. Eylül ayında Orta Vadeli Program’ı açıklamamış olsaydık, zamanında bazı tedbirleri almamış olsaydık kamu açıklarımızı nasıl düşüreceğimizi ilan etmemiş olsaydık, bugün Türkiye de o tartışılan ülkelerin listesine girebilirdi, o risk vardı.”

2009’da kişi başına 1.479 dolar fakirleştik

BAKAN Ali Babacan, Türkiye’nin iç ve dış borcu konusundaki soruyu yanıtlarken de “Kamunun borcuna bakarken sadece merkezi hükümetin değil belediyelerin de borçlarını buna katıyoruz. Bunların hepsini topladığımızda milli gelirin yüzde 47’si 2009 sonu itibarıyla gelmiş olduğumuz nokta. Kesin rakam 31 Mart 2010’da açıklanacak ama artısı eksisi olabilir, 650 milyar dolar civarında milli gelirimiz olacak” dedi. Babacan, iç ve dış borç toplamının 300-350 milyar dolar civarında olabileceğini bildirdi. Buna göre 650 milyar dolarlık milli gelirin 72.5 milyonluk nüfusa bölündüğünde kişi başına düşen milli gelirin 2009’da 8.957 dolara ineceği hesaplanıyor. Kişi başına düşen milli gelir, 2008 yılında 10.436 dolar seviyesindeydi.

Bankalarımızı sıkıntıya sokacak adım atmayız

DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bankalara mevduat toplamada sınırlama getirilmesi konusuyla ilgili olarak, “Dünyada başarı örneği haline gelmiş bankacılık sektörümüzü sıkıntıya sokacak, bugünden yarına onların işlerini zorlaştıracak bir adım atmayız” dedi. “Yüzde 10’da ısrarlı mısınız?” sorusuna ise Babacan, bu konuda teknik çalışmaların sürdürüldüğünü, sadece mevduatla ilgili değil başka parametrelere de baktıklarını, yüzde 10 gibi bir şartın olmadığını söyledi.

Haberin Devamı