Rahmi Koç beni hiç şaşırtmaz!

Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim görevlilerinden Prof. Mehmet Bayhan dün bana bir e-mail göndererek geçenlerde Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın bastırdığı kitaplarla ilgili "Osmanlı Uygarlığı" başlıklı yazıma değinmiş ve demiş ki: "Bu tür kitaplar Türkiye'nin fakülte kütüphanelerine de gönderilmeli

Haberin Devamı

Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim görevlilerinden Prof. Mehmet Bayhan dün bana bir e-mail göndererek geçenlerde Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın bastırdığı kitaplarla ilgili "Osmanlı Uygarlığı" başlıklı yazıma değinmiş ve demiş ki: "Bu tür kitaplar Türkiye'nin fakülte kütüphanelerine de gönderilmeli. Oysa Maliye Bakanı elimizdeki 3 kuruşu da alıyor. Aylar önce Koçbank minyatür sanatına ilişkin bir kitap hazırladı.

Fiyatı 400 milyon TL. Medyada bir göz gezdirdim, köşe yazarlarına gönderilmiş. Bizim fakülte kütüphanesine bir adet istedim. 6 ay sonra yanıt geldi:

"Satın alın! Rahmi Koç'a yazdım. Yanıt yok. Ne olacak bizim fakülte kütüphanelerinin hali?"

Bu sabah gelen postamın arasında Prof. Bayhan'dan gelmiş aşağıdaki ikinci mesajla karşılaştım: "Ayşe Hanım, ummadığım zamanda Rahmi Koç'tan yanıt geldi: Geç yanıt verdiğim için özür diliyorum. Yetkili arkadaşlara talimat verdim. İstediğiniz kitaplar fakültenize armağan edilecektir. Yurt dışında olduğum için meydana gelmiş gecikmeden dolayı tekrar özür diliyor, çalışmalarınızın başarıyla devam etmesini temenni ediyorum. RAHMİ M. KOÇ."

Hoş geldiniz Rahmi Bey! Gene bizi hiç şaşırtmadınız! Özellikle böyle konularda çok hassas olduğunuzu biliyor ve sizi takdir ediyoruz. Aynı hassasiyeti Sayın Sakıp Sabancı Bey'in de zaman zaman gösterdiğini biliyoruz.

Bu vesileyle bir konuya herkesin dikkatini çekmek istiyorum.

"Osmanlı Uygarlığı" kitabını armağan olarak gönderip dünya üzerinde etkili olacağını tahmin ettiğim adres listemi hatırlayanlarınız olacaktır. Dünyanın belli başlı üniversite ve parlamento kütüphaneleri bu listenin başındaydı. Şimdi bu listeme ilave olarak diyorum ki: Koçbank, Unilever, Yapı ve Kredi Bankası, İş Bankası gibi kültür yayınlarına ağırlık veren firmalar! Hazırlattığınız bu değerli çalışmaları ülkemizdeki yetmiş küsur üniversite kütüphanemiz de göz önüne bulundurularak yeterli sayıda bastırınız ve birer adedini bu ilim yuvalarımıza gönderiniz!

Calisto Tanzi'yi tanımanız gerek
Tabii ki İtalyan. Babasını 21 yaşında kaybedince ailenin domuz salamı işinin başına geçiyor. Bir gün İsveç'e gidiyor. Bakıyor ki İsveç'te karton kutulara süt konulup öyle satılıyor. Oysa o tarihte İtalya'da her sabah sütçülerin getirdiği cam şişelerde süt tüketiliyor.

"Dur ben şu kutu sistemini İtalya'ya getireyim" sözleriyle başlayan agresif serüven bugün PARMALAT şirketinin sahtekârlıklarla tutulmuş muhasebe kayıtları sayesinde dünya aleme rezil olmuş durumda. Bu ne hırstır Calisto Tanzi? Anlamam mümkün değil. Önce süt, pastörize süt, sonra meyve suyu, sonra yoğurt, sonra bisküvi, sonra tereyağı, sonra peynir, sonra çerezler, sonra domates sosu, sonra süt tozu, sonra muhallebiler.

Nereden nereye? İtalya'dan Venezuela'ya, Arjantin'e, ABD'ye. Sonra? Sonra, efendim yetmeyen paralar. Sonra? Bir şirketinden kazandığı paraları, zarar eden şirketine yamalama. Sonra? Yaptığı harcamaları gizli tutmak için uyduruk evraklar hazırlatma. Bank of America gibi kurumları kullanma. İnanılır gibi değil. Ne oluyor bu iş adamlarına? Uyuşturucu bağımlısı gibi bitmez tükenmez bir hırs içinde kavruluyorlar. Sonra? Dünya çapında otuz altı bin ailenin işsiz kalması.

Bizimkilerin yaptığı gibi çarpın bu rakamı 4'le! Sonra da koyun faturaları BİZLERİN ÖNÜNE. İnsan deli oluyor, DELİ!

DİĞER YENİ YAZILAR