'Aldığım her parçayı sanat eseri gibi itinayla seçerim'

Haberin Devamı

Son olarak Lidyana.com sitesi için kapsül bir koleksiyon hazırlayan Siren Ertan, siyah, kırmızı, yeşil ve gece mavisi renklerini tercih etmiş . ‘Rafine bir şıklık içeren klasik çizgilerimden uzaklaşmadım’ diyor. Değmeyecek bir şeye 100 TL. bile vermeyeceğini söylüyor.

Siren Ertan İstanbul markası bebek gibi büyüdü. Nasıl bir istikrardır seninki?

Kendi markam ve atölyemi kuralı 11 yıl oldu. Bir 'haute couture' sevdalısı olarak işe başladım ve devam ediyorum. Yani siparişle, kişiye özel, yüksek hammadde ve işçiliğe sahip tasarımlara imza atıyorum. Tüm bu yıllar içerisinde bir tasarımcı olarak parfüm, çikolata, mücevher, deri gibi farklı alanlarda tasarımlar da yaptım. Ama markamla gördüğümüz ilgi, sevgi, talep ile hemcinslerimin daha kolay ulaşabilecekleri ürünler yaratmayı da çok arzu ettim. İşte e-ticaret bu anlamda çok önemli.

Son günlerde daha fazla insan sana ulaşıyor. Lidyana için kapsül bir koleksiyon hazırladın. Lidyana.com ile çalışma kararını nasıl verdin?

Bir süredir www.sirenertan.com 'u geliştirmek üzere çalışmalar yapıyoruz. İçinde haute couture’e göre daha uygun fiyatlı kıyafetlerin yer alacağı bir bölüm olması da planlarımız arasında. İşte tam bu sırada geldi Lidyana’nın teklifi. Ben de böyle tecrübeli bir site ve ekiple bir çalışma yapmanın bize tecrübe kazandıracağını düşündüm.

Hazırladığın koleksiyondan biraz bahseder misin?

Renkleri siyah, kırmızı, çam yeşili ve gece mavisi olarak belirledim. Kumaş olarak krep, kadife, tafta ve dantel kullandım. Modellerde rafine bir şıklık içeren klasik çizgilerimden uzaklaşmak istemedim. Bunları küçük detaylarla zenginleştirdim. Bu koleksiyonumda da hedefim hep görmek istediğim kadın. Yani şık, zarif, asil ve güçlü.

Aldığım her parçayı sanat eseri gibi itinayla seçerim

E-ticaretteki bir sonraki adımın ne olacak?

Lidyana.com ile çalışmamızı şimdilik 2-3 ay ile sınırlı tutmak niyetindeyiz. Bu arada sirenertan.com’u yönetecek arkadaşım Sinem heyecan içerisinde kendi sitemize konsantre olmamızı istiyor tabii. Çünkü ‘Siren Ertan Istanbul’ ve ‘Siren Ertan Couture’ün dışında çok farklı bölümler ve ürünler ile sürpriz yapacağız takipçilerimize. Ben artık markam, tasarımlarım ve ürettiklerimle her kadının dolabında bir parça olmasını istediği noktadayım. Bu yüzden de zaman, uzaklık ve bütçe çeşitliliği açısından müşterilerimi desteklemeliyim.

Defile yapmaya meraklı değilim

Ben 'haute couture'de kaldığım sürece defile yapmaya çok meraklı değilim. Çünkü defile öncesinde bir süre müşteri randevularımı ve teslimatlarını yavaşlatmak gerekiyor ki ben müşterilerimle kurduğum harika dünyaya bayılıyorum... İnsanın stili yıllar içerisinde oturuyor ve ben her insanın bir tarzı olmasını severim. Bu tüm dünyada da kabul gören bir şeydir. Şahsen değmeyecek bir şeye 100 TL. bile vermem. Aldığım her parçayı sanat eseri toplar gibi itinayla seçerim.

Güzellik için bir şey yapmıyorum genlerime şükrediyorum

Güzelliğin her zaman konu olur senin. Neler yapıyorsun cildin ve kendin için?

Pek bir şey yapmıyorum ve genlerim için şükrediyorum. Temiz ve bakımlı olmaya önem veririm. Sigara hiç kullanmadım, alkolü ise kırk yılda bir belki birkaç yudum içerim. Tabii ki yaş ile birlikte tıbbın nimetlerini takip ediyorum ama fazla kendimizle oynamadan en hafif ve güvenilir olanlarını seçmemiz gerektiğine inanıyorum.

Zaten inceydin ama şu sıralar model inceliğindesin. Nasıl besleniyorsun?

Nasıl iştahlı olduğumu sen de bilirsin; bir efsanedir. Hayatım boyunca yüksek kalorili beslendiğim, ölüm rejimlerinden uzak durduğum ve çok sıkı spor yapmadığım için, hala biraz yememe dikkat ettiğimde, öğün aralarında midemi yormadığımda ve biraz spor yaptığımda istediğim kadar kilo verebiliyorum. Bir de disiplinliyimdir tabii, her gün tartılırım, kilo üzerine kilo bindirmem.

Birçok sosyal sorumluluk projeleri seninle hayat buluyor...

On beş yıldır sivil toplum örgütlerinde çalışıyor ve sosyal sorumluluk projelerinde görev alıyorum. Bu bir hayat tarzı benim için. Yönetim Kurulu Üyesi olduğum Tesyev'de ise 15 gurur duyduğum yılı geride bıraktık.

DİĞER YENİ YAZILAR