Temmuz’da el değiştiren DKNY, Ghostbusters’dan Glastonbury’deki efsane kalabalığa kadar etkisi altına alan işçi tulumlarını moda dolaşımına soktu. New York Moda Haftası’nda markanın 40 modelinin de tulum giymesi konuyu kapattı.emmuz ayında G-III firmasına 650 Milyon Amerikan Doları’na satılan DKNY’nin ilk defilesi olan ve High Line’I mekan seçtiği için eleştirildi. DKNY moda dinamiklerini değiştireceğinin havası hissediliyordu. Dao Yi Chow ve Maxwell Osborne, devlet okulu için tasarladıkları kıyafetlerle isimlerini duyurduktan sonra DKNY’a hazırladıkları üçüncü kreasyonda kolay giyilebilir, şehir profesyonellerine hitap eden tek parça kıyafetleri üniforma gibi yaratmayı başarmıştı.
Kadınlara özel kolay giyilebilir kıyafetler
New York stilinin geleceği nedir diye sorarsanız eğer ikili “İnsanlar geçmişimizden bahsediyor ama biz gelecekte ne var diye düşünüyoruz” demişlerdi. Bu da tulumların yükselişine işaretti. Aslında tasarımların dinamiği oldukça basit. Yoğun New York’lu iş kadınları için kolay kıyafetler üretmek. Özellikle marka spor detayları olan tek parça kıyafetleri lacivert, haki ya da koyu kahve olarak tasarladı. Büyük beden kapüşonlu üstler, üste oturan ceketler göbek hizasında kalan spor sutyenlerle defilenin ön sırasını söyleyenlere kendini beğendirdi. Hatta marka file üstlere kullanışlı büyük cepler ekledi, bel çantasını geri getirdi, plastik tabanlı kullanışlı ayakkabılarla kombinledi ve almak isteyeceğiniz bir hale getirdi. Marka, bünyesinde bulunduğu G-III ailesinde Calvin Klein ve Tommy Hilfiger gibi Amerikan klasiklerinin arasında kendi 80 ve 90’lardaki başarılı günlere geri döneceğe benziyor.
