Aykırı rolleri seviyorum
.
Aykırı rolleri seviyorum
Melis Güvenç / mguvenc@gazetevatan.com
Rüzgarın Kalbi dizisinde rol alan Başak Daşman, “Artık kimse aşkını gizliden gizliye yaşamıyor. Hal böyleyken, gizemli bir aşık, biraz fazla bir gizem beklentisi olur” diyor.
Rüzgarın Kalbi ekrana hızlı bir giriş yaptı. Seyirci bu diziyi çok sevdi. Siz böyle bir şey bekliyor muydunuz?
Bir sürü doğru birleşenin bir araya gelmesi gerekiyor elbette seyircinin bir diziyi sevmesi için… Öncelikle hikayeyi sevmesi ve karakterlerle yakınlık kurabilmesi ama açıkçası ben bekliyordum.
İstanbul dışında dizi çekmek sizce zor mu?
Kolay diyemem. İnsan elbette evini, ailesini, dostlarını, alışkanlıklarını özlüyor. Hiç bilmediğiniz bir ortam, daha önce tanımadığınız insanlar birdenbire hayatınız oluveriyor. Oldukça yorucu. Kendi konforunuzdan uzaktasınız. Ancak yeni bir yeri orada yaşıyor olarak, keşfedebilmenin de keyifli tarafları var tabii.
Başak Daşman şimdiye kadar hem iyimser hem de kötü karakterle ekranda oldu. Sizce hangi karakter ekranda daha ağır basıyor?
Hem iyi hem kötü ama genelde aykırı karakterler oynadım ekranda.
Oynadığım herhangi bir kötü karakteri de salt kötü, derinliksiz olarak ele almadım. Hangisi ağır basıyor dışardan bilemem ama benim için, her birinin ayrı bir değeri var. Şu anda oynadığım iyi bir karakter ve seyircinin tepkisine baktığımda sevdiklerini, benimsediklerini görüyorum.
Herkes set saatlerinden şikayet ediyor siz bu duruma ne söylersiniz?
Haklılar. Söylenecek çok fazla bir şey yok. Şikayet etmek yerine çözüme yönelik hareket etmeliyiz. Sinema filmi süresi derdik ancak onu da aştı. 140-180 dakika işler çıkıyor. Asıl amacına yönelik olmayan çok büyük bir emek. Bu kaliteden de ödün vermek aynı zamanda.
Başak Daşman’ın enleri var mı?
Aslında pek yok. Bir kaç tane birden gelir aklıma böyle sorular sorulduğunda. İlk aklıma gelenleri söyleyeyim. En çok sevdiğim kitap Kırmızı Pazartesi. En çok sevdiği film The Dark Knight. En çok izlediğim oyun futbol, basketbol. En çok sevdiği yemek Pazı dolması. En çok gittiğim yer Kalamış.
Tiyatro aklımı ve ruhumu diri tutuyor
Ünlü ve güzel bir oyuncu olduğunuz için bir şey soracağım... Hiç gizli bir hayranınız oldu mu? İsimsiz çiçekler ya da aşk notları geldi mi?
Öyle şeyler daha ziyade okul yıllarında oluyordu. İsimsiz mektuplar, kapı önüne bırakılan çiçekler ya da sıra altına gizlenmiş boncuktan takılar... Şimdi kimse aşkını gizliden gizliye yaşamıyor. Neredeyse yediği her öğünü sosyal medyadan paylaşan insanlar olduk. Ne zaman nerede olduğumuzu herkes biliyor. Hal böyleyken, gizemli bir aşık, biraz fazla gizem beklentisi olur. Aslında bence biraz gizem iyi olur, hayata hikaye katar.
Tiyatro oyunlarınız vardı. Onların şu anki durumu nedir?
Hala var. Geçen sene oynadığım Özel Kadınlar Listesi adlı oyunum bu yıl da devam edecek. Yeni sezonun ikinci yarısında da yeni bir oyuna başlamayı umuyorum.
Tiyatro desem bana tek cümlelik ne derseniz?
Aklımı ve ruhumu diri tutmamı sağlıyor.
Peki sinema?
Sinema bana göre sınırları kaldırıyor. Hayattaki ve hayal gücünün gerçekten daha güzel olduğunu hissettiriyor.