Gazete Vatan Logo

Aydınlar ve akademisyenler ne dedi?

Dünyanın her yerinde aynı karar çıkar

Vural Savaş (Yargıtay Onursal Başsavcısı): Batasuna kararının vurgulanmasında Avrupa’dan gelebilecek parti kapatmaya ilişkin eleştirileri savuşturma öngörüldü. Batasuna doğru bir örnektir. DTP davası hakkında daha önce hiçbir Anayasa Mahkemesi Başkanı bir söylemde bulunmamıştı. Kılıç’ın daha önce AKP’ye ilişkin kararı okuduğu esnada da yaptığı gibi sürekli Anayasa’nın hükümlerinden rahatsızlık duyduğunu belirtmesi ve Anayasa’nın değiştirilmesine vurgu yapması doğru değil. Bu laiklik karşıtı eylemlerin odağı olan bir partiyle bölücülük yapan bir partiye ’El ele verin Anayasa’yı değiştirin’ demektir. Bu dava AİHM’den de döner. Ben RP hakkındaki 8 klasör delili 8 sayfalık dosyada birleştirmiş ve AİHM’e göndermiştim. 1 muhalife karşın RP’nin kapatılma kararı haklı görülmüştü. Böyle bir parti dünyanın neresinde olursa olsun hakkında aynı karar verilir.

Leyla Zana kapatma gerekçesi gösterilebilir

Doç. Dr. Korkut Kanadoğlu (Anayasa Hukukçusu): Hiçbir yüksek mahkeme başkanının mevcut hukuki durumu bir siyasi parti kapatma kararının ardından eleştirmesi beklenemez. Yani Başkan kendisi adına mı konuşmuştur yoksa mahkeme adına mı konuşmuştur belli değil. ı Kararın içeriği açısından hukuki zeminden kayılmadıysa da kararın ardından gelen açıklamalar dolayısıyla karar hakkında siyasi olduğu şüpheleri ortaya çıktı. Leyla Zana partiden ihraç edilmişse söyledikleri partiyi bağlamaz ancak Yargıtay’ın uyarısı üzerine partiden çıkmışsa; yani kendi rızasıyla çıkmışsa partide bulunduğu esnada söyledikleri partiyi bağlar. Bu durumda kapatmaya gerekçe olarak gösterilebilir. Batasuna kararına vurgu yapılmasında belirtilmek istenen nokta AB’de de parti kapatma rejiminin olduğunun hatırlatılmasıdır. Avrupa’da da bölücü ve terör faaliyetleri yapan partilerin kapatılması sözleşmeye uygundur.

Haşim Kılıç’ın talepte bulunması doğru değil

Doç. Dr. Sultan Uzeltürk (Anayasa ve Avrupa Hukuku Uzmanı): Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın mahkeme adına talepte bulunması doğru değil. Avrupa’daki bir çok Anayasa Mahkemesi yasal düzenlemeler için çağrı kararları alabiliyorlar ancak bizde böyle bir yetki yok. Bu da Yüksek mahkeme başkanlarının doğrudan açıklama yapmasına ve politikleştiği görüntüsü vermesine neden oluyor. Kılıç’ın dün kararın ardından yaptığı açıklamaları beyan etmeye yetkisi yok. Üstelik daha önce AKP kararında yapılan açıklamalarda da Anayasa Mahkemesi’nin bazı üyeleri Haşim Kılıç’ın açıklamaları bizi bağlamaz açıklaması yapmışlardı. Anayasa’da iptal kararları gerekçesi olmadan açıklanamaz deniliyor. Yani mahkeme heyeti üyeleri kararın sonucunu açıklamadıklarında iptal, kararı açıkladıklarında ise ret kararı verdiği hemen anlaşılıyor. Bu durum maalesef teknik bir hukuki hata.

‘Dünyanın sonu değil’

* ÜMİT FIRAT (Kürt Aydın-Yazar): DTP dün Öcalan’ın da dediği gibi dünyanın sonu olmayan bir hadise sonucunda yeni bir partileşmeye gidecektir. Anayasa Mahkemesi yasak getirilmeye çalışılan 8 vekilden 2’sini düşürdü yani toplam DTP’li sayısı 19!da kalarak açıkça Ufuk Uras’a yeni oluşum ve meclisteki grup için ’gel’denildi. DTP bugüne kadar öncelleri gibi nasıl olduysa bugünden sonra da aynı demokratik yoldan ilerleyecektir. DTP’liler Mevcutta BDP’ye katılabilir ya da yeni parti çalışmalarına başlayabilirler. DTP’nin kapatılması HADEP gibi olmadı. DTP kapatıldığı esnada Tokat’ta bir saldırı ve giderek gerilen sokak çatışmaları vardı ve devam ediyor. Hükümet bugüne kadar siyasi partilerin kapatılmasına yönelik reformu kendisi de aynı maddeden daha önce hedef olduğu için ve reformu gerçekleştirirse sanki kendisi için gerçekleştiriyormuş imajını vermemek için yapmadı. DTP’nin kapatılmasının ardından artık hükümet hem daha nesnel bir karar vereceği imajı oluşacağından hem de demokratik bir kazanım ve daha önce kapatılan partilere yönelik ayıbı düzeltme adına artık gerekli yasal değişiklikleri yapmalıdır. AKP siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin düzenlemenin kendisi için de bir tehlike olduğunun farkında.

‘DTP geçmişten ders almalı’

* SEDAT YURTTAŞ (Eski DEP milletvekili): DTP’nin kurucularındanım ama üç sene önce partiyle olan tüm ilişkimi kestim. Hiçbir faaliyetim yok. Yasaklılar listesinden adımı görünce çok şaşırdım. Listede yer almayı siyaset yapma potansiyelimin mahkum edlimesi olarak görüyorum. Anayasa Mahkemesi hakkımda verilmemiş bir karara dayanarak siyasi yasak verdi. Hukuk böyle bir listenin oluşmasını emretmiyor, kendi haklarım açısında bakılınca masumiyet ilkesi gözardı edilmiştir. Geçmişte de partilerin kapatma kararları oldu. Mesele Kürtler olunca kuvvetler ayrılığı ilkesi rafa kalkıyor. Anayasa Mahkemesi’nin kararı demokrasiyi yıpratmıştır, Kürtlerin Ankara’ya olan güvenlerini zedelemiştir. Parlamentoya olan bakışları değişmiştir. Bugünden sonraki süreçte, DTP’nin geçmişten de ders çıkartarak ve parlamentoyu daha etkili kullanarak çalışmalarını sürdürmeleri gerekir.

Alternatif olarak halk içinde bir demokratik mücadelenin sürdürülmesi de bundan sonra düşünülebilir, illa siyaset parlamento içinde yürütülecek diye bir şey yok, örneğin Diyarbakır’dan halk ile daha iç içe, demokratik bir çalışma sistemi ile de yürütülebilir bundan sonraki süreç.

‘Ulusal içe kapanma yaşanabilir’

* ORHAN MİROĞLU (DTP eski Genel Başkan Yardımcısı): 1997’den beri parti yönetiminde değilim fakat üyeliğim devam ediyor. Yargılandığım davalar da devam ediyor hakkımda kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı yok. Aktif politik yaşamım kalmadı. Artık parti ile değil yazı yazmakla ilgileniyorum. Fiili olarak parlamento çalışmasından çekilen bir DTP var, bundan sonra DTP’nin siyasetten uzaklaşacağını düşünmüyorum, işi büyütüp bir Türkiye partisi olabilirler. Daha birleştirici, ortak paydası demokrasi ve barış olan daha geniş bir çerçevede siyasete devam edebilirler. Ya da “ulusal içe kapanma” da yaşanabilir, tüm bunları önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ben şahsen ulusal içe kapanmayı tercih etmem. Siyasi mücadeleye devam edilmelidir. Belki bundan sonra tek başına değil çoğalarak, daha geniş bir siyasi zeminde yola devam edileceğini düşünüyorum. Açılım bitmedi fakat önemli bir muhatabı bu kararla bertaraf edildi, AK Parti’nin bundan sonra açılım sürecinde daha yalnız olacaktır. CHP ve MHP’nin bu kapatma kararı ile açılıma karşı sundukları kozlar daha fazla artmıştır. Demokrasi güçleri bir toparlanma göstermez ise Türkiye demoktatik bir mecradan içine kapanan bir ülke haline gelebilir.

Haberin Devamı