Seçime doğru ekonomik söylem

Haberin Devamı

Seçim önümüzdeki haziranda. Meclis’te alınan seçim kararı ile resmi süreç başladı. Siyasi partiler kendilerini anlatma hazırlıklarını tamamlamak, geçmişten de ders alarak ileriye yönelik neler yapacaklarını anlatmak yerine, seçim kampanyalarını parti lideri bazında kişisel eleştirilere dönüştürmek üzere. Yeter artık. Sayın liderler, birbirinizle uğraşmak yerine geleceğimizi nasıl yöneteceksiniz onları anlatın.

Parti ayırımı yapmaksızın tüm liderlerden aşağıdaki konularda, politika üretmelerini ve seçim döneminde kamuoyuna açıklamalarını bekliyoruz.

1. Dünya ekonomisinin yeniden şekillenmekte olduğu bir dönemden geçiyoruz. Ekonomide meridyen ve paraleller önemli ölçüde değişti. Türkiye hangi ekonomik coğrafyada kalacaktır?

2. Sermaye birikiminin yeterli olmadığı ortada, birikimi nasıl hızlandıracaksınız?

3. Rekabet gücümüz ilerlemiyor, büyümemizi sınırlandıran önemli bir etki haline geldi, rekabet gücümüz nasıl artacak?

4. Tasarruf oranı giderek düşüyor, kamuda tasarruf oranı nasıl yükseltilecek?

5. Genç nüfusun payı oldukça yüksek, işgücüne katılım artıyor, artan işsizliğe nasıl çare bulacaksınız?

6. Gelir artarken refahın topluma yayılması nasıl sağlanacak, bölgeler arasında gelişmişlik farkları nasıl azaltılacak?

7. Ekonomide istikrarı sağlayan ve sürdüren modeliniz nedir? Enflasyonun geldiği düzeyde kalması için çok ciddi bir çabaya ihtiyaç var, vaatlerde enflasyonist beklentileri kötü etkileyecek söylemlerden kaçınılmalıdır.

8. Enerji açığı giderek büyüyor, enerji ihtiyacının karşılanması için yapılacak yatırımlar ne olacak ve finansmanı nasıl sağlanacaktır?

9. Kamu kesiminde hem gelir, hem de harcama yönünden reforma ihtiyaç var. Herkes kayıt dışılıkla ilgili görüş üretiyor ama sağlıklı bir çözüm bulunamıyor.

10. Bölge ülkeleri ile ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine yönelik ne yapılacak?

11. Yabancı sermaye girişi arzu edilen düzeyde değil, doğrudan sermaye girişini artıracak politikalar ne olacak?

12. Sermaye piyasası ekonomik büyümenin yükünü kaldıracak ölçüde ve güçte değil, sermaye piyasasını büyütmek için ne yapılacak?

13. Mart 2010 itibarıyla ekonomiyi nasıl değerlendirmektesiniz?

14. Seçimlerden sonraki beş yıl içinde büyüme hızını, kişi başına geliri, bütçe açıklarını ve borç stokunu ne düzeyde görmek istiyorsunuz?

15. Ekonomi yönetiminde kimler olacaktır?

Siyasi partilerin ekonomik konulara ilişkin düşüncelerini genel hatları ile açıklamaları, anlaşılırlıklarını artıracaktır.

Böylece kamuoyu kendilerini daha iyi değerlendirecektir.

***


İbo haydi kalk bu kadar üzmeye hakkın yok

İbrahim Tatlıses, 7’den 70’e herkesin gönlünde taht kurmuş bir sanatçı. Ünü ülke sınırlarını aşmış, gerek Orta Doğu’da ve gerekse Türki cumhuriyetlerde de halkın hayranlıkla izlediği bir sanatçı.

Tatlıses, sadece sanatçı değil, aynı zamanda birçok iş kolunda faaliyet gösteren bir iş adamı. İbo, sanatçılıktan kazandığını götürüp arsaya yatırıp yan gelip yatmadı. Kazandığının tamamını otobüs şirketi, restoran zinciri, tekstil, havacılık, turizm, otel ve Club’lara yatırarak yüzlerce insana ekmek kapısı açtı. Kazandığını istihdam yaratan alanlara değil de gayrimenkule veya bankaya yatırsaydı, bugünkü servetinin en az 100 katı daha zengin olurdu.

İbrahim Tatlıses iyi bir dosttu. Yılda birkaç kez görüşürdük. Özellikle yaz aylarında Bodrum’da kendi mekânında, dostlarımla birlikte gider izlerdim. Çok da mutlu olurdum. Bodrum’da bir araya gelip sohbet ettiğimiz günler oldu. Bir gün ailemle birlikte Bodrum Kempinski Otel’de deniz kenarında dinlerken başımın ucunda bitti: “Hoca kalk kalk. Boş oturanı Allah sevmez. Gel bir tavla oynayalım” dedi. Ben de kalkıp İbo ile tavlaya oturdum. İlk sözü, “hoca neyine oynuyoruz” oldu. Pidesine dedim. Tamam dedi ve işi sağlama almak için yanımda oturan kızım Derya’ya “Babanı nasıl olsa yeneceğim. Haydi git masa kap ve pidelerimizi sipariş et” dedi. İbo ile tavla maçımız 5-4 İbo’nun galibiyeti ile sona erdi. Hemen lokanta kısmına geçip kızım Derya ve İbo ile oturup güzel güzel pidemizi yedik.

İki gündür TV’lerde hep İbo var. İnsanlar İbo için ağlıyor ve onun tekrar sağlığına kavuşması için dua ediyor.

Haydi İbo, yattığın yer sana yakışmıyor. 74 milyonu üzmeye hakkın yok. Seni seviyor ve yeniden aramıza dönmeni bekliyoruz.

DİĞER YENİ YAZILAR