Özel sektör yatırımları büyümeyi destekliyor

Haberin Devamı

Dünyada çok sayıda ülkenin büyüyebilmek için ciddi uğraşlar verdiği bir dönem yaşandı. 2010’da, başta G20 ülkeleri olmak üzere hemen hemen tüm ülkeler ekonomilerindeki küçülmenin sorunların çözümünü daha da ağırlaştıracağının farkındaydı. Bu nedenle öncelik, iç talep de olsa talebin yeniden büyütülmesine ve ekonomik faaliyetteki canlanmanın başlatılmasına verildi. Bu yaklaşım genel olarak başarılı da oldu. Dünya genelinde büyüme yeniden yakalandı. Uluslararası Para Fonu’na (IMF) göre 2009 yılında yüzde 0,6 oranında küçülen dünya ekonomisi 2010 yılında yüzde 4.8 oranında büyüdü. Büyüme oranı, gelişmiş ülkelerde yüzde 2,7; gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 7.1 oldu.

- Türkiye, hızlı büyüyen ülkeler arasında yer aldı. Gayri safi yurt içi hasılanın (GSYH) yılın tamamında yüzde 8’e yakın bir hızda büyüdüğü tahmini genel kabul görüyor. Dokuz aylık sonuçlar da bu tahminin gerçekleşmesi olasılığının yüksek olduğunu gösteriyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre dokuz aylık dönemde GSYH, sabit fiyatlarla yüzde 8,9 oranında büyüdü. Büyüme hızı cari fiyatlarla yüzde 15,4 oldu.

Tahminlere göre, hane halkı tüketimi yüzde 7.4; devletin tüketimi ise yüzde 1,1 oranında arttı. Büyümeye en güçlü katkı ise özel sektörün yatırım talebinden geldi. Özel sektörde sabit sermaye yatırımları yüzde 30 oranında büyürken, makine yatırımlarındaki artış yüzde 33.9; inşaat yatırımlarındaki artış ise yüzde 23.1 oldu. Demek ki, özel sektör hem yeni yatırımlar yaptı, hem de mevcut yatırımlarını yeniledi. Bu olumlu bir gelişme. Böylece ithalattaki artışın nedenini daha kolay açıklayabiliriz. Tüketim arttığı için ithalat artıyor feryadının da çok haklı olmadığını daha kolay anlatabiliriz.

- Yatırımcılar, kredi koşullarının iyileşmesini olumlu yönde değerlendirmişlerdir. Gerçekten, kredilerin vadesi uzamış, faiz oranları düşmüş, ücret ve komisyonlar da oldukça azalmıştır. Hem TL, hem de yabancı para kredi arzı da talebi de artmıştır.

Üretim yönüyle hasıla, imalat sanayiindeki yüzde 14.7 büyüme sayesinde arttı. Benzer şekilde, inşaat sektörü de yüzde 18.4 ile hızlı büyüdü. Yatırım ve üretimin artmasına bağlı olarak faaliyet hacminin yeniden canlanması sayesinde ticaret hacmi yüzde 13.6 oranında genişledi.

Harcamalar ve üretim yönüyle açıklanan milli gelir verileri, Türkiye’nin 2010 yılında iyi bir büyüme performansı yakaladığını ortaya koyuyor. Bu sayede bütçe gelirleri yeniden artmış, kamu kesimi açığının milli gelire oranı düşmeye başlamıştır. Faiz oranları düşük bir düzeyde seyretmiştir. Enflasyon ise öngörülerden daha yüksek kalmıştır. Türkiye’nin dış ticareti içinde yüksek paya sahip olan Avrupa ülkelerinde büyümenin yavaş olması ve iç talebin de güçlü olması nedeniyle ihracat artışı yüzde 3 düzeyinde kalırken, yatırımlardaki güçlü artışın da etkisiyle ithalat yüzde 19 oranında artmıştır.

Bugünlerde moda olan sıcak para ile ilgili tartışmaları dinlerken milli gelir rakamlarının gelmesi zamanlama bakımından çok iyi oldu. Gördük ki, cari açıktaki genişleme yatırımlardaki artıştan geliyor. Hiç merak etmeyin, özel sektör hesabını kitabını doğru yapmıştır.

***


Gelir İdaresi Başkanlığı’nda uzmanlık sınavı bekleyenler

2005 yılında yürürlüğe giren Gelir Uzmanlığı Özel Sınavına 4 yıllık üniversite mezunu olmayan Gelir İdaresi Başkanlığı çalışanları giremedi. Ancak 2007 yılında bağlı oldukları gelir idaresi il başkanlıklarının yazıları üzerine dikey geçiş yaparak lisans eitimlerini tamamlayanlar oldu. Bunlar arasnda KPSS sınavına katılıp uzmanlık sınavına girmeye hak kazananlar da var. Ancak, Gelir İdaresi’nde bununla ilgili yeni bir sınav açılmadığı için o dönemde uzmanlık sınavına giremeyen ön lisans mezunları ne yazık ki uzman olamıyor. Bu konumda olan birçok gelir idaresi çalışanı var. Bu yüzden çalışanlar arasında huzursuzluklar arttı, çalışma barışı yok oldu.

Bu sınavlara hiç girememiş olup gerekli koşulları taşıyanlara çıkacak olan “vergi borçlarının yapılandırılması ile ilgili kanun tasarısı”na geçici madde eklenip tekrar bir sınav hakkı verilerek bu olumsuz durumun ortadan kalkmasının sağlanması gerekir. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Bey’e hatırlatmak istedim.

DİĞER YENİ YAZILAR