Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun buluşması sürece olumlu katkı sağlar

Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan perşembe günü ana muhalefet partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret edecek. Milletçe hasret kaldığımız böyle bir davranış bizleri mutlu eder ancak yeterli değil. Bu, gelişmiş ülkelerde sıradan, rutin bir olay. Ancak 8 yıldır milletçe böyle bir buluşmaya hasret kaldık. Umarım bu bir başlangıç olur ve ülkenin Başbakanı ile ana muhalefet partisinin genel başkanı ülkenin sorunlarını paylaşma ve çözüm önerileri konusunda fikir alışverişinde bulunmaya devam eder.

Perşembe günkü görüşmenin gündem maddesinin sadece terör olacağını tahmin ediyoruz. Terör gerçekten ülkenin en önemli sorunu. Bu sorunun çözümü için iktidar ve muhalefetin işbirliği yapmasında yarar var. Keşke Sayın Başbakan TBMM’de temsil edilen MHP ve BDP genel başkanları ile de görüşme yapabilseydi. Bakış açıları farklı olabilir ama, görüşmelerin mutlaka katkısı olur.

Başbakan Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu görüşmesinde bir sonuç alınır mı alınmaz mı, bilemem. Bildiğim tek şey, siyasetteki tansiyonun düşmesine olumlu katkısı olacağı kesindir. Keşke Başbakan ile ana muhalefet partisi genel başkanının gündeminde sadece terör değil, aslında ülkenin en önemli sorunlarından “ekonomi“ de olmuş olsaydı.

Terör tabii ki önemli bir sorun, ya ekonomi? Hiç mi önemli değil? Bana kalırsa ekonomi şu anda terörden daha da önemli veya en az terör kadar önemli bir sorun. İşsizliğe çare aranmalı. Hem özel sektörde, hem de kamu sektöründe yatırımlara önem verilmeli. Yeni istihdam alanları yaratılmalı. Gerekirse iktidar ile ana muhalefet TBMM’de istihdam artışı ile ilgili işbirliği yapmalı. Bütçe açığı, cari denge, enflasyon, iç ve dış borçlar konusunda hükümet ana muhalefete bilgi vermeli ve işbirliği talebinde bulunulmalı. Çiftçi, memur ve emeklinın sorunları masaya yatırılmalı. Esnaf ve sanayiciye finansman imkânları yaratılmalı.

Erdoğan ile Kılıçdaroğlu’nun yapacakları görüşmeyi çok önemli buluyor ve devamını da ülke adına yararlı görüyorum. Bu ülke hepimizin. Ülke ekonomisinin iyi olması iktidarın olduğu kadar muhalefetin de arzusu olduğuna göre, gerekirse iktidar ve muhalefetin işbirliğinde yarar var.

Bu temenimi açıkladıktan sonra Başbakan Erdoğan’ın adım atması gereken başka konular da olduğunu söylemem sanırım doğru olur. Bürokratik yönetimde “bu benden değil, bu benden” anlayışı kutuplaşma yaratıyor. İktidarlar elbette kendisine yakın gördüğü bürokratlarla daha başarılı olur. Buna katılıyorum. Ancak bu atamalarda yandaşlıktan ziyade “liyakat“a önem verilmeli. Liyakatsız atamalarla ülkenin önünün tıkandığı alanları sayın derseniz, emin olun ki saymakla bitmez. Zaten liyakatlı bürokratlara önem verilimiş olsaydı Hükümet daha çok başarılı olurdu. Bir yere atama yaparken adaylar arasından “bana en yakın” olanı değil, o işe en uygun olanı seçmek iktidarın başarısı için de önemlidir. Liyakatlı kişiler yerine kendinize yakın kişilerle yola devam ederseniz, korkarım ki yolda kalabilirsiniz. Bundan da ülke olarak zarar görürüz.

Valiler kararnamesi mi hazırlanacak? Elbette birlikte çalışacağınız kadroları siz seçeceksiniz. Emniyet müdürlüklerinde de aynı, genel müdür atamalarında da. Ancak hiç olmazsa liyakatı olan adayları tercih ederseniz ilerde sıkıntı yaşamazsınız. Mesela; iktidarın gözüne girmek için bulunduğu ilin sorunları ile ilgisi bulunmayan bir Abant toplantısına katılarak sırf Başbakan’ın gözüne şirin gözükmek ve belki de daha büyük bir ile vali olarak atanabilmek için “Zamanında CHP kapatılmalıydı ve genel başkanı İsmet İnönü de huzur bulacağı tarihe gömülmeliydi” şeklinde beyanat veren Kırklareli Valisi Cengiz Aydoğdu derhal merkeze çekilmeliydi. Unutmamak gerekir ki bu valinin, Balyoz iddianamesine yer alan sözde hükümetin valileri arasında da adı geçiyor. Demek ki bu ilişkilerle bu noktaya kadar gelebilmiş, becerikli(!) bir zat. Bu vali, Sayın Başbakan Erdoğan için benzer bir beyanat verseydi acaba o görevde bir tek gün kalabilir miydi? İşte sorun burada. Devletin bir valisi ha iktidar partisi genel başkanına dil uzatmış, ha tarihe mal olmuş ve halen ana muhalefet partisi olan CHP’nin eski Genel Başkanı İsmet İnönü’ye. Bence fark etmemeli.

Başbakan Erdoğan, CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile görüşmeye gitmeden önce, tarihe mal olmuş genel başkanılarına dil uzatan Kırklareli Valisi Cengiz Aydoğan‘ı merkeze çekerek dostluk elini uzatırsa sürece katkı sağlamış olur.

DİĞER YENİ YAZILAR