Maliye Bakanı Şimşek siyasete iyice ısınmış

Haberin Devamı

Marmara Üniversitesi Maliye Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin Prof. Dr. Halil Nadaroğlu anısına düzenlediği “Global Krizin Türk Kamu Maliyesine Yansımaları” konulu konferansında Maliye Bakanı Şimşek dünya ve Türkiye ekonomisi ile bütçe hedefleri konusunda değerlendirmelerde bulundu.

Marmara Üniversitesi Maliye Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Turgay Berksoy ile Rektör Necla Pur’un açış konuşmalarından sonra kürsüye gelen Bakan Şimşek ilk olarak, geçen yıl global krizle sarsılan ABD ve Avrupa’nın en güçlü ülkelerinin bankalarında devralma, sermaye katkısı ve iflaslar yaşanmasına rağmen Türk bankacılık kesiminin dimdik ayakta olduğunu vurguladı ve “Bazı Avrupa ülkelerinde finans kesimi sıkıntıda. Bankaların bu sıkıntısı reel sektöre de yansımaya başladı. Hatta bazı bankaların iflas noktasına geldiği yorumları yapılıyor. Başta Yunanistan, Portekiz ve İspanya ekonomisi S.O.S veriyor. Piyasalar da bunu yakından takip ediyor” değerlendirmesinde bulundu. Bakan Şimşek, “Geçen yıl Londra’da yapılan G20 toplantısında global krizde finans sektörüne 6-6.5 trilyon dolarlık kaynak paketi tartışılırken, Türk bankacılık sektörünün tecrübesi sayesinde dimdik ayakta kaldığını söyledik ve bizim bankacılık sektöründeki bu tecrübeyi gelişmiş bu ülkelerin bakanlarına aktararak örnek almalarını tavsiye ettik” dedi.

Konuşması sırasında Şimşek’in artık siyasete iyiden iyiye ısınmış olduğunu, siyasetteki ilk döneminde yaptığı hataları yapmadığını, rakamlara hâkim olduğunu, kullandığı kelimeleri özenle seçtiğini müşahade ettim.

Bakan Şimşek’in önemli tespitleri şunlar:

İşsizlik en büyük sorun olmaya devam ediyor. Aslında her yıl yeni istihdam alanı da yaratılıyor, buna rağmen işsizlik devam ediyor. AB’de işsizlik ortalaması yüzde 10’lar düzeyinde, bizde ise yüzde 13’lere çıkmış.

Bütçe açığı maalesef devam ediyor. Ancak geçici.

Borç stoğunun milli gelire oranındaki artışın asıl sebebi faizler. Hiç yeni borç yapmazsanız bile, üstüne gelen faiz, borç stoğunu artırıyor. Neyse ki geçmişteki gibi faizler çok yüksek değil de faturamız biraz daha düşük oluyor.

Kriz öncesi ihracat yüzde 30 oranda artıyordu. Krizden sonra bırakın artışı, yüzde 30 azalış oldu. Dolayısıyla ihracatta neredeyse yüzde 60 oranında düşüş var. Bunun kaçınılmaz sonucu da küçülme ve işsizlik oldu.

Büyüme: Yılın son çeyreği için büyüme tahmini yüzde 4.5 dolayında.

Enflasyon krize rağmen devam etti. Çekirdek enflasyon yüzde 3.5-4 civarında. Geçici bir artış var, bu da bizden kaynaklı değil ve geçici.

Bankacılık sektörü sağlam olduğu için kredilerde artış var.

Cömert bir teşvik sistemi getirildi. Bölgelere göre farklı kurumlar vergisi indirimi, SSK prim indirimi, gümrük muafiyeti ve KDV indirimi gibi özendirici şartlar oluşturuldu.

Siyasi istikrarda bir sorun olmazsa 2010’da güven artacak ve büyüme hızla artacak.

Vergi kaçıranların daha fazla cezalandırılacağı bir sistem için çalışma yapılıyor.

IMF rahatlatır

Bu değerlendirmelerinin sonunda kendisine IMF görüşmelerine hiç değinmediniz, Bakan Babacan’ın “taleplerimiz değişti, sil baştan yaptık ve IMF’den büyüme odaklı bir anlaşma talep ediyoruz” şeklindeki sözleri acaba IMF’den gelen kaynağın seçimde kullanılacağı anlamına mı geliyor sorusunu yönelttim. Bakan Şimşek, “Başbakan Yardımcısı Babacan’ın açıklamaları hakkında yorum yapmam mümkün değil, ancak IMF ile yola devam edilmesi halinde mali disiplin açısından katkısı olur. IMF’den gelen kaynağın seçimlerde kullanılacağı düşüncesine de katılmıyorum” dedi.

*****


Sosyal güvenlik açığı bütçenin belini büküyor

Geçmiş hükümetler döneminde popülist yaklaşımla getirilen erken emekliliğin ve sosyal güvenlik sisteminin bütçeye yüklediği maliyet bu yıl için 57 milyar TL’dir. SGS sistemine aktarılan miktarın ancak 1/3’ü yatırımlara ayrılıyor. Bu sosyal güvenlik sisteminin açığı olmamış olsaydı bütçede sorun yaşanmaz ve yatırımlara hız verilebilirdi. Bunun sebebi bizim hükümetimiz değil, geçmiş dönem hükümetleridir.

DİĞER YENİ YAZILAR