Bodrum’da gündüz iskeleye bağlı, gece yüzlerce alkol duvarını aşmış gençlerle denize açılıp yüksek volümlü müzik yayını yaparak gürültü kirliliği yaratan Catamaran ile ilgili yazılarım yankı buldu.
Catamaran ile ilgili ilk inceleme Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun talimatıyla görevlendirilen çevre uzmanları tarafından yapıldı. İkinci inceleme de Bodrum Cumhuriyet Savcılığı tarafından başlatıldı. Bodrum Cumhuriyet Savcılığı Catamaran’ın ruhsatı, yıllık kontrolleri ve bağlı olduğu yerin sit alanı olması münasebetiyle Kültür Müdürlüğü’ndeki işlemleri ile ilgili inceleme başlattı.
Gürültü kirliliği yaratan Catamaran ile ilgili bu gelişmeler yaşanırken, Catamaran yetkilileri de bana aba altından sopa gösteren ve iddialarıma cevap vermek yerine, kamu görevlilerini savunan bir açıklama göndermiş.
Yazılarımdaki iddialarım üç ana noktada toplanıyor. Birincisi; yüksek volümlü müzik yayını yapılıyor ve bu yüzden sabah 05.00’e kadar uyumak mümkün değil. İkincisi: Alkol duvarını aşan yüzlerce genç denizin ortasında sözde eğlendiriliyor, ama Allah korusun bir yangın çıksa yeterli sayıda can yeleği var mı ve gerekli diğer önlemler alınmış mı? Üçüncüsü: Catamaran gündüz kalenin bitişiğine bağlanıyor. Burası birinci derecede SİT alanı. Böyle bir SİT bölgesine bağlanabilmek için gerekli izin var mı?
Ayrıca Catamaran gemi statüsünde, denize elverişli belgesine sahip. Denize elverişli tekne ve gemilerin, her yıl karaya çekilip yıllık muayeneleri yapılır. Bunun muayenesinin yapılabileceği bir tek yer var. O da Marmaris’teki Deniz Kuvvetleri’ne ait Aksaz. Bu gemi 2009 yılında nerede karaya çekilip nerede yasal muayenesi yapılmış ve izin verilmiş?
Catamaran yetkililerinin verdiği cevaba göre, geminin ses yalıtımı var ve yüksek sesli müzik yok. Geminin bağlandığı yer kendi mülkleri. Ayrıca, yazılarımda kamu görevlilerine haksızlık yapıldığı da belirtiliyor.
Catamaran’ın değerli yetkilileri; gemiyi bağladığımız yer kendi mülkümüz diyorsunuz. Kamuya ait olan deniz nasıl oluyor da sizin mülkünüz oluyor? Yoksa sadece bağlanan demir mi sizin mülkünüz içinde. Böyle olunca deniz de sizin oluyor. İkincisi; gürültü yok diyorsunuz. Madem öyle Çevre Bakanlığı yetkilileri neden size ceza kesiyor. Geminin yıllık kontrolleri var diyorsunuz, peki bu yıl nerede muayene ettirdiniz ve yangın için gerekli hangi önlemleriniz var? Verdiğiniz yanıtta bunlara hiç değinilmiyor.
İddiaları sonuna kadar araştırmaya devam edeceğim.
BODRUM’DA HIRSIZ BARINAMAZ
Bir haftadır Bodrum’da hırsızlık ile ilgili haberleri görüyoruz. Gazetemizin yazarlarından Mutlu Tönbekici’nin ve Erman Toroğlu, Cüneyt Özdemir gibi daha birkaç medyatik ismin de evine hırsız girmiş. Kim bilir belki de ismi gazete sayfalarına yansımayan daha kaç kişi var. Neyse ki Bodrum jandarması ve polisi tarafından bir hafta gibi kısa süre içinde bu hırsızlar kıskıvrak yakaladı ve mahkemece tutuklandılar.
Merak ettim, Bodrum ve diğer turistik beldelerin suç istatistikleriyle yakalama oranlarını araştırdım. En az suç işlenen yer Bodrum ve suçluların en fazla yakalandığı yer de yine Bodrum. Bodrum’un asayiş açısından en güvenli turizm merkezi olduğu yıllardan beri bariz bir şekilde ortada.
Asayiş konusundaki tek sıkıntı, polis ve jandarma sayısının yazları yetersiz kalması. Bodrum nüfusu 40 bin. Yazın bu nüfus 1 milyona dayanıyor. Ancak asayiş kadrosu 40 bine göre. 40 bin nüfus için verilen görevli sayısı 1 milyona nasıl yeterli hizmet versin. Yine de Bodrum asayişte en az sorun yaşanan turizm bölgesi. Bodrum polisinin “mobese” ile suçluları takibi de tüm il ve ilçelere örnek gösteriliyor. Bodrum polis ve jandarmasının özverili çalışmalarını desteklemeliyiz.
