TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi, 18-19 Haziran 2009 günlerinde Bodrum’da Kempinski Hotel’de toplanıyor. TÜSİAD, bu toplantıda IMF Başkan Yardımcısı John Lipsky ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ı ağırlayacak.
Toplantının açılış konuşmalarını IMF Başkan Yardımcısı John Lipsky, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile TÜSİAD İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ yapacak.
Düzenlenecek “Krizin Gelişmekte Olan Ülkelere Etkisi ve Türkiye” konulu bir panelde, Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Ngozi Okonjo-Iweala’nın da bir konuşma yapması bekleniyor.
Ekonomi çevrelerinde gözler Bodrum’daki bu toplantıya çevrilmiş durumda. Başbakan Erdoğan’ın IMF’nin bazı taleplerinde ısrarcı olması halinde yeni bir stand-by anlaşmasına gerek olmayabileceği yolundaki açıklamaları karşısında IMF, Dünya Bankası ve TÜSİAD’ın değerlendirmelerinin ne yönde olacağı merak ediliyor.
Basına yansıyan haberlerden anladığımız kadarı ile, IMF, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın özerk bir yapıya kavuşturulmasını şart koşuyor, Başbakan ise, Gelir İdaresi Başkanlığı’nda bazı düzenlemeler yapılabileceğini, ancak şu aşamada tam özerk bir yapıdan bahsetmenin mümkün olmayacağını söylüyor. Eğer bu talebinde ısrar ederse Türkiye IMF ile yolunu ayıracak, yok esneme gösterilirse hükümet ile IMF arasında yeni bir anlaşma imzalanabilecek.
TÜSİAD’ın bu toplantısında krizin Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere etkisi de çok yönlü olarak masaya yatırılacak ve krizin Türkiye’ye etkileri de tartışılacak. Hafta sonunda Bodrum’da toplantının yapılacağı Kempinski Otel’de hummalı bir çalışma vardı. Şehirde sanki Bodrum’un sorunları görüşülecek gibi heyecanlı bir bekleyiş olduğunu gördüm. Bodrumlu iş adamlarına bu toplantıda Bodrum’un sorunları değil, gelişmekte olan ülkeler ve Türkiye’nin sorunları tartışılacak dediğimde, “Olsun bu toplantı madem Bodrum’da yapılıyor, o zaman Bodrum da bu toplantıdan kârlı çıkmalı” dediler.
Bodrum Ticaret Odası Başkanı Mahmut Kocadon’a, “Toplantının Bodrum’da yapılmasının sizin için tek önemli yanı, hem içerden hem dışarıdan gelen misafirlerin gündeminde Bodrum olacak, Bodrum’un tanıtımı için iyi bir fırsat” dediğimde de “Aynen öyle” cevabını aldım.
Bu toplantı ülke ekonomisi açısından son derece önemli, ancak Bodrum’da yapılıyor olması da Bodrum’un tanıtımı açısından son derece önemli.
KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRÜ’NDEN AÇIKLAMA
Birkaç haftadır, Karayolları’nın bazı çalışmalarında gerekli önlemler alınmadığı için ölüme davetiye çıkarıldığını yazıyorum. İstanbul Avcılar’da bu nedenle 5 kişinin ölümüyle sonuçlanan kaza meydana geldiğini, İstanbul Kavacık ve Bodrum’daki çalışmalarda da yeterli önlem alınmadığını yazdım, “İnşaatı yapan müteahhit firmanın hangisi olduğu, inşaatın nevi ve diğer bilgileri belirten levhanın bulunmamasının nedeni birilerini kayırmak mı?” diye de sordum.
Bu yazılarım üzerine Perşembe günü gazeteden ayrılıp şehir dışına çıktıktan sonra Karayolları Genel Müdürü Cahit Turhan beyefendi bir faks göndermiş. Genel Müdür, faksında alışkın olduğumuz gibi rutin bilgilere yer vermiş; yasanın emrettiği biçimde her türlü tedbirlerin alındığını yazıyor. Genel Müdür, “Bu yollarda kaza olmadığına göre, demek ki tedbirlerimizi almışız” demeye getirmiş. Ben de diyorum ki, Sayın Genel Müdür, ben bu yolları gözlerimle gördüğüm tarihte sözünü ettiğiniz bu tedbirler yoktu. Yazılarımdan sonra tedbirlerin alındığı da doğrudur. Madem ilk başta bu tedbirleri aldınız, neden ilk yazdığımda bu cevabı yazmadınız da haftalar geçtikten sonra yazdınız. Yoksa sizde her şey böyle gecikmeli mi yapılıyor?
