Teğet mi geçti delip mi geçti?

Haberin Devamı


Teğet geçer, kriz geçer, deler geçer. Nerede durduğunuza bağlı. Sayın Başbakan’a göre durum kontrol altında. Ciddi olarak düşünmek lazım. Türkiye’nin tüm verileri elinde, dünyada ne olup bittiği konusunda kendilerine sürekli güncel bilgi akıyor. Uluslararası gelişmeler ve ülkemizdeki durum hakkında tarafsız yorumların da aktarıldığından şüphemiz yok. Sektör temsilcileri ve iş adamları ile görüşüyor, halkı da dinliyordur. Demek ki, henüz telaşlanacak, merak edilecek durum yok.

Dışardaki göstergeler çok açık ve net olarak ortaya koyuyor ki gelişmiş ülkelerde yangın var. Alevleri gelişmekte olan ülkelere çoktan ulaştı. Paket üstüne paket açıklanıyor. Önlemler alevleri durdurmaya yönelik, henüz hasar kaldırılmadı. Gelişmiş ülkelerin üzerinde özenle durdukları konu kredi mekanizmasının yeniden çalışması ve iç talebin canlanmasıdır. Bu nedenle bankalarını sağlıklı tutmaya çalışıyorlar. Bankaların davranışı ise ayakta durmak üzerine, yeni riskler almak istemedikleri gibi mevcut risklerini de yeniden yapılandırıyorlar, küçülüyorlar. Çünkü sermaye eridi. Gelişmiş ülkelerde küçülme daha yavaş hızda olsa da devam edecek gibi görünüyor. Bize bakalım:

Yeni yıla ait veri seti yeniden oluşuyor. Serilerde ciddi kırılmalar var, alışkanlıkları bırakmak gerekiyor. Belki az sayıda ama önemli göstergeler var.

Bütçe: Açık hızla büyüyecek gibi görünüyor. Gelir düşecek, harcamalar ise artıyor. Bu durumda borçlanmadan başka çare yok. Bütçe açığının büyüklüğü 50 milyar TL’ye gidiyor.

Üretim: Serbest düşüşte. Tüm sektörlerde kan kaybı var. Son üç ayda ortalama düşüş yüzde 15’in üzerinde. Demek ki gelir de düşüyor.

Ödemeler dengesi: Ocak’ta fazlaya geçtik. İhracat yavaşlıyor, ithalat ise çakılıyor. İç ve dış talebin yansıması bu. Cari denge fazla verse de asıl sorun sermaye çıkışında. Yabancı portföy yatırımları çıkıyor. Bankaların ve reel sektörün borçlanması ödemelerinin altında. Rezervler azalıyor. Yıl sonuna geldiğimizde cari işlemler dengede hatta artıda da olabilir.

Bütçe rakamları ile ödemeler dengesi verileri rollerin de düşmekte olduğunu gösteriyor. Özel sektör artık büyümenin lokomotifi değil, yük katarı oldu. Ciddi sorunlar var, kendini dahi taşımakta zorlanıyor. Talep düşüşü özelden geliyor. Cari işlemler dengede ise bu durumda kamunun açığı büyüyor. İlk iki aydaki borçlanma ihtiyacı da bunu gösteriyor. Son beş yılda elde edilen başarı, kamu kesiminde makul bir açığın tahammül edilebileceğini gösteriyor. Peki makul düzey nedir? Henüz bilmiyoruz. Devletin resmi verileri ise kamu kesiminin dengede olacağını gösteriyor. Şimdilik.

Hükümetin açıkladığı son önlemler de bütçeye ek yük getirecektir. Zamanlama nedeniyle önlemlerin toparlanmaya olan katkısı sınırlı olacaktır. Önlemler doğru ama geç kalındı. Hükümet, tüketimden alınan KKDF’yi (Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu) indireceğini, enerjide yükleri azaltacağını otomobilde, beyaz eşyada ve elektronikte ÖTV’yi (Özel Tüketim Vergisi) indireceğini açıkladı, iyi de yaptı. Dilerim başarılı sonuçlar alır.

Dünyada da bizde de görülen o ki, kamu kesimi talep yaratmaya çalışıyor. Kamu harcıyor, merkez bankaları finanse ediyor. Özel sektörde küçülen küçülene. Yatırımları ve harcamaları kamu yapıyor. Özel sektör tasarruf derdinde. Tasarruf eden eder, edemeyen gider. Ciddi bir çelişki ama Hükümetler harcama olsun diye çaba sarf ediyor, özel sektör ise mümkünse tasarruf derdinde.

DİĞER YENİ YAZILAR