Gazete Vatan Logo

Ayağına altın köprü döşenmeli!

Dink davasındaki gerekçeli kararın vahim ayrıntıları...

Dink davasının gerekçeli kararında Erhan Tuncel’in süreci yönettiğine dair delil olmadığı belirtildi ve ceza hukukunun ‘faal nedamet gösterip suçtan dönen failin ayağına altın köprü döşenir’ ilkesi hatırlatıldı.

Hrant Dink cinayetinde verdiği kararla eleştirilen özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararı da tepki çekti. Mahkemenin kararında özellikle örgüt suçundan ve muhbir Erhan Tuncel’e azmettirme suçundan verilen beraat kararlarının gerekçesindeki çelişkiler ve tartışma yaratacak değerlendirmeler yer alıyor.

Mahkeme Erhan Tuncel’e cinayetten beraat vermesini garip gerekçelere dayandırdı. Tuncel ve Yasin Hayal’in “adlarını duyurmak, meşhur olmak için bir hedef arayışına girdikleri ve Dink’i öldürmek için karar aldıkları” belirtilen kararda şöyle denildi:

“Belki terör örgütünden şüphelendiğimiz ve delillendiremediğimiz en önemli nokta cinayet fikrinin oluştuğu bu andır. Erhan Tuncel istihbarattan aldığı görevden dolayı mı yoksa tespit edemediğimiz azmettiricilerden aldığı görev ile mi bilinmeyen bir nedenle sanık Yasin Hayal’e Hrant Dink’ten ve yazılarından bahsettiği ve cinayet fikrinden bahsettiği savunmalardan anlaşılmaktadır.”

“Kafir” demesi delil değilmiş

Tuncel’in, Yasin Hayal ile birlikte ayarladığı ilk tetikçi olan Zeynel Abidin Yavuz’u Dink’i öldürmesi için azmettirdiği de vurgulandı. Mahkeme, Yavuz’un Trabzon’dan ayrılması üzerine seçilen ikinci tetikçi Ogün Samast’ı azmettirdiği yönünde hiçbir delil olmadığını ileri sürdü. Kararda Tuncay Uzundal’ın “Erhan’ın evinde Erhan, Yasin, Ogün’ün sohbet ettiklerini, konuşma sırasında Dink’in fotoğraflarını üçünün önünde gördüğünü ve Erhan’ın ‘Hrant Dink’in kafir olduğunu’ söylediğini duyduğunu” anlatan ifadesinin ise yeterli delil olmadığı ileri sürüldü. Kararda şöyle denildi:

Erhan Tuncel’e altın köprü

“Belki de, Erhan Dink’in maktülün öldürülmesi fikrini Yasin’e verdikten sonra bilerek sürecin dışına çıkarak zaten Yasin’in cinayeti işleyeceğini bildiğinden uzak duruyor gibi yapmış olabilir. Ancak Erhan’ın süreci bu şekilde yönlendirdiğinin deliline ulaşılamadığından artık cinayetten Erhan’ın sorumlu tutulması ceza hukuku ilkelerine uygun düşmez. Zira ceza hukukunda ‘faal nedamet gösterip suçtan dönen failin ayağına altın köprü döşenir’ ilkesi gereği icra ettiği hazırlık hareketleri ne kadar suç oluşturuyorsa yalnız o fiilden sorumlu tutulur.

Yargılama sonucunda yalnızca sanıkların yada mağdurların sıfatları ile karar verilemez. Mahkeme delillerle sonuca ulaşmalıdır. ‘Adil yargılama ilkesi’ mahkemeye bu görevi vermektedir.”

Örgüt disiplini yok

Mahkeme, sanıkları neden örgüt olarak görmediğini ise şu gerekçelerle açıkladı:

TETİKÇİYİ UZUN SÜREDE BULDULAR: Dink cinayeti için 2006’nın ilk aylarında tetikçi olarak Zeynel Abidin Yavuz Yasin ve Erhan tarafından belirlenmiş, Zeynel Abidin Yavuz cinayetten vazgeçtiğinde bir yıl gibi (bu tür eylemler için uzun süredir) uzunca bir sürede yeni tetikçi görevlendirememişlerdir. Eğer örgütün yöneticisi olsalardı yeni tetikçi için bu kadar beklemek durumunda kalmazlardı.

GİZLİLİĞE UYMADILAR: Yasin Hayal’in McDonalds, papazın dövülmesi ve Dink cinayetini önceden önüne gelene anlattığı belirtelen gerekçede “Bir örgüt olsa idi Yasin ‘gizlilik’ ilkesini ihlal ettiğinden örgüt içerisinde mutlaka bir yaptırım ile karşı karşıya kalması gerekecekti” denildi.

UZUN ZAMAN ALDI: Bir örgüt disiplini olmuş olsaydı Yasin ya da Erhan’ın hiç zorlanmadan yeni tetikçiyi hemen görevlendirmesi gerekecekti. Halbuki Samast’ın bulunması uzunca bir zaman almıştır.

KOLLUĞUN DİKKATSİZLİĞİ: Yasin Hayal’in Çeçenistan’a geçmek için Azerbaycan’a gitmesi de örgüt delili olarak kabul edilmedi. Mahkeme Hayal’in polis tarafından “aranırken” elini kolunu sallayarak yurt dışına gitmesini de “kolluğun dikkatsizliği”ne bağladı. Oysa Hayal’in bu ülkede neler yaptığına ilişkin çelişkili ifadeleri bulunuyor.

Haberin Devamı