Gazete Vatan Logo

Ata'nın Beyoğlu'ndaki çapkınlık evi

Büyükelçi Behiç Erkin'in yazar torunu Emir Kıvırcık, Atatürk'ün yakın arkadaşı olan dedesini anlatırken bir sırrı da açıkladı.


Saat 16.00'da çağırdılar 20.00'de Köşk'teydim

Gül'ün, Peres için verdiği yemeğe davet ettiği Behiç Erkin'in yazar torunu Kıvırcık, "Dedemin 20 bin Yahudi'yi trenlere bindirip Türkiye'ye nasıl kaçırdığını anlattım" dedi..

Atatürk'e istihbaratın resmi varlığının şart olduğunu söyleyen dedem, MİT'in fikir babasıdır

Kurtuluş Savaşı yıllarında Demir Yollar'ında işçi olarak çalışan gayrimüslimlere de sahip çıktı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, geçtiğimiz günlerde Türkiye'yi ziyarette bulunan İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in onuruna verdiği yemekte Çankaya'ya sürpriz bir ismi de davet etti. Bu isim İkinci Dünya Savaşı sırasında 20 bin Yahudi'yi soykırımdan kurtaran Fransa Büyükelçisi Behiç Erkin'in yazar torunu Emir Kıvırcık'tı... Kıvırcık, Paris'te Yahudilere pasaport sağlayıp ardından trenlere bindirerek Türkiye'ye gönderen dedesinin hikâyesini Gül'ün isteği üzerine Peres'e de anlattı. Kıvırcık'ın önümüzdeki hafta piyasaya çıkacak olan 'Cepheye Giden Yol' kitabında ise aynı zamanda Çanakkale Savaşı'nın lojistik sorumlusu, Devlet Demir Yolları'nın ilk Türk müdürü, genç subayken Atatürk'le aynı evde yaşayan ve Bayındırlık Bakanlığı da yapan Behiç Erkin'in Kurtuluş Savaşı yıllarındaki kahramanlıkları yer alıyor. Kıvırcık ile Çankaya'daki yemekte yaşadıklarını ve Peres ile ne konuştuklarını, dedesinin hayatı üzerinden Kurtuluş Savaşı'nı konuştuk...

* Yemeğe çağırılmanız sürpriz oldu mu? Çok büyük bir sürpriz oldu. Akşamüstü saat 16.00 gibi Cumhurbaşkanlığı'ndan telefon geldi. Arayan görevli akşam 20.00'de Gül'ün Şimon Peres onuruna vereceği yemekte beni de görmek istediğini söyledi. Hemen İstanbul'dan Ankara'ya gittim. Yemekte Türkiye'nin İsrail Büyükelçisi Namık Tan beni masaya götürdü. Gül de "İkimizin arasına gir" dedi. Ben Peres ile Gül'ün arasında diz çöktüm. Sonra da Gül, Peres'e "Size çok kıymetli bir ailenin ferdini tanıştırıyorum" dedi ve gerisini benim anlatmamı söyledi.

* Dedeniz Yahudileri nasıl kurtardı? Bunların 10 bini Fransa'da yaşayan Türk vatandaşı Yahudi. Diğerleri Türk vatandaşı olmayan ama Türkiye'den ve Osmanlı'dan göç eden Yahudiler. Dedem Türkçe konuşanlara hemen pasaport verilmesini, bilmeyenlere de 6 kelime Türkçe ezberlettirip, pasaport verilmesini sağlıyor.

* Bu kadar detaylı araştırmada dedenizin 20 bin Yahudi'yi kurtarmasını nasıl bulamıyorlar? Evet, enteresan bir durum. Soykırımdan sonra BM bünyesinde oluşturulan bir komisyon dedemi çağırıyor ve 18 soruluk bir form verip doldurmasını istiyorlar. Ama dedem formu doldurmuyor ve 'Benim yaptığım sadece insanlık görevi' diyor. Zaten kitap çıktıktan sonra İsrail Büyükelçisi beni çağırdı ve kitabı hangi kaynaklardan yararlanarak yazdığımı sordu. Ben de Dışişleri Bakanlığı, Türk Tarih Kurumu ve İsrail'in oluşturduğu Soykırım Müzesi'nin arşivinden yararlandığımı anlattım. Çok şaşırdı çünkü müzelerinde böyle bir bilginin bulunduğundan haberdar değildi.

LOJİSTİĞİN BAŞINDAYDI

* Atatürk'le dedeniz Behiç Erkin'in dostluğu ne zaman başlıyor? Atatürk ile dedem 1907'den itibaren aynı orduda görev yapıyorlar. Aynı sokakta yan yana evlerde oturuyorlar. Bir dönem de Beyoğlu'nda ortak bir ev kiralıyorlar. Dedem Kurtuluş ve Çanakkale savaşlarının lojistiğinin başındaki isimdir. Çanakkale Savaşı dedemin hazırladığı seferberlik planı sayesinde başarılı oluyor. Atatürk 10'uncu Yıl Marşı'nda bir mısranın üzerini çiziyor ve dedem için 'Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan' diye yazdırıyor. Milli İstihbarat Teşkilatı'nın da fikir babasıdır. İstihbaratın resmi varlığının gerekliliğini Atatürk'e bildirmiş ve teşkilatın kurulmasını sağlayan genelgenin altındaki 13 imzadan biri dedemindir.

* Dedeniz tarih kitaplarında hiç yer almıyor... Hatıratlarını Türk Tarih Kurumu'na veriyor ve 10 bin lirayı da basım masrafı olarak bağışlıyor. Öldükten bir yıl sonra yayımlanması şartıyla. Ama aradan 49 yıl geçmesine karşın hatıratları basılmadı. İkinci nedeni ise çok tevazu sahibi insanmış. İsmet İnönü'nün Genelkurmay İkinci Başkanlığı teklifini kabul etmiyor. Atatürk de dedemin cephe ve asker sevkıyatının başarılı gerçekleşmesi için Demir Yollar'ının başına geçmesini istiyor. Kabul ediyor.

* Dedenizin azınlıklara karşı tutumu nasıldı? Osmanlı'da Demir Yollar'ında görev yapan iki bin kişinin bini Türk. Geri kalanı Rum ve Ermeni. Bunların da yarısı Anadolu'nun işgali sırasında Yunan birliklerine katılmış. Kalanları ise işleri bırakması için Kuvayı Milliyeciler tehdit ediyor. Dedem gayrimüslim çalışanlara baskı yapılmasına tepki gösteriyor 'Vatana ihanet edenler zaten gitmiş. Kalanlar bu ülkenin topraklarına sahip çıkıyor. Onlara işi bıraktırmak yerine sahip çıkmamız gerekir' diyor. Bunun üzerine gayrimüslimlere dokunulmuyor.

* Peres'e ne anlattınız?
Dedemin kim olduğunu ve 20 bin Yahudi'yi soykırımdan nasıl kurtardığını anlattım. Ardından da 'Büyükelçi' isimli kitabımı önüne koydum ve resmi arşivlerden hazırladığımı söyledim. Bunun üzerine "Ben niye bu hikâyeyi hiç duymadım. Bu dinlerarası diyalog, medeniyetler arası ittifak ve bölge barışı için çok önemli" dedi. Hemen çıkartıp bana bir kalem uzattı ve imzalamamı istedi. Ben de imzaladım. Ama kalemini vermeyi unuttum. Gül, dirseğiyle beni dürterek Adamın kalemini versene' dedi. Kalemini hemen geri verdim. Kalemi elimde tutuyordum, iyi ki cebime koymamışım. Peres, ardından kitabın İngilizcesinin olup olmadığını sordu. Olmadığını ve kısa bir süre sonra basılacağını söyleyince ısrarla basılır basılmaz göndermemi söyledi.

MADALYA VERİLMELİ

* İngilizcesi ne zaman çıkacak? İngilizcesi yeni edite edildi. Kitap yayınevinden çıkar çıkmaz göndereceğim. İsrail, soykırım sırasında üç kişiyi kurtaran kişilere bile madalya veriyor. Bu konuda inanılmaz hassaslar. Çok ayrıntılı araştırmalar yapıyorlar. Soykırımda kendilerine yardım edenleri tek tek buluyorlar. Dedemin yaptığı en büyük kurtarma operasyonu.

Atatürk'ün Beyoğlu'nda gizli evi vardı

* 'Büyükelçi' kitabınızda dedenizin İstanbul işgal edildiğinde, Garih Ailesi'nin evinde saklandığı bilgisi var. Dedeniz de soykırımdan Yahudileri kurtarıyor. İlginç bir tesadüf değil mi? Atatürk, Anadolu'ya geçmesini istediği subayların listesini dedeme yolluyor. Dedem de bu subayları Anadolu'ya gönderiyor. Hem subay hem de silah sevkıyatında dedeme yardım edenlerden biri de öldürülen Üzeyir Garih'in babası Azra Garih. Dedem onların evinde saklanıyor. Ama o dönemde Türkiye'de çok gayrimüslim yaşıyordu. Komşunuz ya Ermeni, ya Rum'du. En önemlisi dedem İngilizlerden kaçıp Ankara'ya gidiyor. Bu kentte de Ankara Yahudi Cemiyeti Başkanı'nın evinde kalıyor.

* Dedeniz ile Atatürk ne zaman aynı evde kalıyorlar? Beraber görev aldıkları Hareket Ordusu zamanında. Selanik'te görev yapıyorlar ama 1909 yılından itibaren bir müddet Beyoğlu'nda Lebon Pastanesi'nin karşı sokağında ortak ev tutuyorlar. Yani Markiz'in karşısındaki sokağın içinde. Dedem binbaşı, Mustafa Kemal ise o zaman binbaşı ile yüzbaşı arasındaki bir rütbe olan kolağası.

* Görevleri Selanik'te neden İstanbul'da ev kiralıyorlar? İkisi de genç ve yakışıklı Osmanlı subayı... Görev yaptıkları Selanik'te çapkınlıkları zaten biliniyor... İstanbul'a gelip gittiklerinde kullanıyorlar bu evi.

Haberin Devamı